"Sektörlerde istenilen rahatlama olmadı"
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, alınan tedbirlerle beyaz eşya, konut ve otomobil sektöründe görülen canlanmanın gıda maddeleri ve konfeksiyon sektöründe görülmediğini söyledi.
cumhuriyet.com.trTürkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Antalya'da düzenlenen ''Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Ortak Akıl Platformu-1'' toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Esnaf ve sanatkarlar için bir yol haritası çıkarmayı amaçladıklarını anlatan Palandöken, 82 birlik ve 13 mesleki federasyon başkanının katıldığı toplantıda, Türkiye'deki 2 milyon esnaf ve sanatkarın temsilcisiyle sorunlara çözüm üretmeye çalışacaklarını ifade etti.
Krizle oluşan talep daralmasının aşılmasını masaya yatıracaklarını belirten Palandöken, ''Bugün biliyorsunuz açıklanan tedbirlerle, tüketicilerin pazara çıkmaları, bu talep daralmasıyla ilgili gelişmeler hâlâ olumlu noktaya gelmedi. En azından esnaf ve sanatkarın beklentileri var. Beyaz eşya, konut, otomobil sektöründe bir canlanma gözlenebilir derecede olduysa da perakende sektöründe, gıda maddelerinde, konfeksiyonda gerçekten istenilen bir rahatlık olmadı'' dedi.
Mobilya sektöründe KDV'nin mutlaka kaldırılması gerektiğini dile getiren Palandöken, istihdamın üzerindeki yükün fazla olduğunu belirterek, en küçük esnafın istihdam için ayda 500 TL yatırması durumunda toplamda yılda 6 bin TL ödemesi gerekeceğini ve bunun büyük bir rakam olduğunu vurguladı.
Palandöken, şunları söyledi:
''En azından bu geçiş sürecinde devletin katkı sağlaması lazım. İnsanlar yanında çalışan işçilerin sağlık karnesine ilaç yazdırmak durumunda kalıyor. Esnaf ve sanatkar bugün çok önemli bir sıkıntı içinde. İç talebin canlanması için esnafın üstündeki yüklerin kaldırılması lazım. Kira stopajlarının bir müddet alınmaması, vatandaşın pazara inmesini sağlamak için kira destek yardımının sağlaması lazım. Bir de esnaf sanatkar kazanırken vergisini veriyor sosyal güvenlik primini yatırıyor. Ancak kazanamayıp dükkanını kapattığı zaman niçin en azından bir geçiş sürecinde bir iş buluncaya kadar veyahut bir başka iş kuruncaya kadar işsizlik sigortasından yararlandırılmıyor? Esnafın suçu ne? Türkiye'de esnaf olmak suç mu?''
Krizin aşılması için alınan vergi indirimi tedbirlerinin üç ayla sınırlandırılmaması gerektiğini de savunan Palandöken, ''Her sıkışıldığında bir tedbir paketi açıklanırsa bu tedbirler de işe yaramıyor. Çünkü alınan tedbir ve yapılan arasındaki süreçte yeni talepler ortaya çıkıyor. Biz bunları başında söyledik. Bu daralmanın 2006 sonunda olabileceğini varsaydık. Esnaf ve sanatkarın gerçekten sıkıntılı olduğunu söyledik. Ama dediler ki, yeniden yapılanmada dönüşümde bunlar olur. Göç yolda düzelir mantığı artık bitmiştir'' diye konuştu.
Özelleştirmeler sonucu haksız rekabete kapı açıldığını dile getiren Palandöken, şöyle devam etti: ''Yabancı sermayeye hayır demiyoruz. Yanlış anlaşılıyor. Rekabet edebilecek gücünüzün olması lazım. Onun için de güven lazım. Bugün 10-20 kişinin istihdam edildiği bir işletmede teknoloji tezgahı iki kişiye indiriyor. Yani bu teknolojiyi kullanabilme imkanı sağlanması lazım. Ama öbür taraftan da gençlere yeni iş alanları açılması lazım. Tek ayaklı güven ortamında bir şey olmaz. Sadece para verseniz ya da arabada vergiyi indirirseniz gülerler, çünkü insanlar ekmek bulamıyor.''
Kredi kartı kullanımı
Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kredi kartı borçlarına ilişkin söylediği sözleri hatırlatması üzerine Palandöken, ''Aslında sayın Başbakan'ın söylemek istediği konu belki de o değildi, ama insanlar keyfinden borçlanmıyorlar. İnsanlar bir yalancı baharı satın aldılar. Hayat statülerinin yükseldiğini hissettiler'' dedi.
Bankaları yeterli incelemeyi yapmadan ve müşterilerinin ödeme imkanlarını araştırmadan kredi kartı vermekle eleştiren Palandöken, güven döneminde verilen kredi kartlarının şimdi toplanmasının yurttaşı ikinci kez yıkacağını belirtti.
Palandöken, şunları söyledi:
''Artık kredi kartları birinden çekip diğerine yatırmak gibi bir işlevi de yerine getiriyor. En azından ayakta kalmayı sağlıyor. Vatandaş çocuğunun taksitini, hanımının hastane masrafını veriyor, en azından ekmek alıyor. Onun için çok önemli. Bunu böyle almasaydı yapmasaydı olan şeyler. Ama insanlar isteyerek borçlanmadılar. Bu talep artırıcı bir girişim. Eğer vatandaşın kredi kartını alırsanız ödeme olanaklarının tamamını elinden almış olursunuz finans sektörünü de batırırsınız."