Seher Tanrıyar anısına
Besteci ve piyanist Aydın Karlıbel, en verimli çağında kaybettiğimiz meslektaşı Seher Tanrıyar'ın anısına kaleme aldığı yazıda; Tanrıyar'ın, Cemal Reşit Rey’le çalışmaya başladığı günden beri tanığı olduğu başarısını ve ona duyduğu hayranlığı anlattı.
Aydın KarlıbelSeher Tanrıyar ile Cemal Reşit Rey hocamızla çalışmaya başladığım dokuz yaşımda tanışmamız hemen değil, epeyce sonra nasip olmuştu. Derslerimiz Çarşamba günlerine isabet ettiğinden, Seher‘le ve ayrıca burada saygıyla andığım Seba Başbuğ’la da Cemal Bey’in Serencebey’deki derslerinden bazılarında buluşmuş olmamız da anlamlı tesadüfler olmuştur. Seher Dosdoğru Cemal Reşit Rey’le çalışmaya başladığında zaten deneyimli bir piyanist olmuştu. Merhum Faruk Yener’in haftalık yazılarında da ismine rastlıyor, bir yıldızın parlamaya başlamasına tanık oluyorduk.
14 Kasım 1973 Çarşamba akşamı Maçka Maden Fakültesi Salonu’nda Cemal Reşit Rey’in 50 Sanat Yılı münasebetiyle düzenlenen konserde biri henüz 16 diğeri de 19 yaşında iki ‘güzide’ genç piyanist, Vedat Kosal ve Seher Dosdoğru birlikte emsalsiz bir başarıya imza attılar. Büyük bestecimizin piyano yapıtları 10 Halk Türküsü değişimli (münavebe ile) olarak, konserin ikinci yarısında da iki Piyano için 12 Prelüd ve Fügü seslendirildi. Gerçekten bu eseri ilk dinleyişimde daha önce hiç işitmediğim bir ahenk ve melodi aleminde gezmiş, bu virtüozite, tefekkürle ifade bulan ve ona yol açan bir kontrpuan ustalığıyla, tını, çağrışım ve renk cümbüşüyle büyülenmiştim. Bu sihir 70 dakika boyunca salonda yankılanıp durdu. Konser sonrası genç Vedat’ı ve Seher’i coşkuyla alkışlamış, başkalaşmış olarak salondan ayrılmıştık.
Seher Tanrıyar daha genç yaşında hocasının güç piyano sayfalarını yaşından umulmayacak olgunlukta özümseyerek bu taptaze Türk şaheserleriyle bizlere gurur yaşattı, sahnelerimize ve canımıza can kattı. Tanrıyar, Kalan Müzik için Cemal Reşit Rey’in 100. Doğum Yıldönümü münasebetiyle değerli soprano Ece İdil ile beraber 12 Anadolu Türküsü’nü ve Mevlana’nın ‘Mesnevi’sinden esinlendiği Altılı’yı kaydetti. Ayrıca Evin İlyasoğlu’nun değerli belgeselinin eki için Seher ‘Hatıradan ibaret kalan şehirde gezintiler’i kaydederken birlikte 12 Prelüd ve Füg’den seçmeleri kaydettik. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile Cemal Reşit Rey idaresinde Liszt’in 1. ve Grieg’in konçertolarını ayrıca Erol Erdinç yönetiminde hocasının Katibim Çeşitlemelerini yorumlamıştır,.
Cemal Reşit Rey’in sonatını Vedat Kosal ve Judith Uluğ ile birlikte seslendiren birkaç piyanist arasındaydı. Alfred Cortot Cemal beyden bu eseri dinlediğinde ‘ çalabilmem için altı ay çalışmam gerek‘ demiştir.
Cemal beyin Prelüd ve Füglerinin bir nüshasını, Shostakovitch’in Prelüd ve Füglerini kaydetmiş ve çağımızın bir müzik ermişi olan Keith Jarrett’in anlamlı bulacağına inanarak, kendisiyle CRR Salonu Resitali sonrası tanışarak armağan ettim. Müzikolog Ferah Tahirova ‘Shostakovitch Türkiye’de’(Pan Yayıncılık) başlıklı kitabında Cemal Reşit Rey’in1935 yılında İstanbul’da Shostakovitch in önünde kendi eserlerini yönetmiş olduğunu ve bestecinin bunları beğenerek Rusya’ya döndüğünde bir makale ile övmüş olduğunu nakletmektedir.
Cemal Reşit Rey’in, Prelüd ve Fügleri, bestecinin düş gücü ve yaratısının bir zirvesi, aynı zamanda da müzik kuramında beşliler çemberini dolaşarak kaleme alınmış, içinde halk türkülerimizi de barındıran (Yağ satarım, Yavuz geliyor) müzik tarihinde eşine az rastlanan bir mimariyle tasarlanmış bir ses abidesidir. 12. Fügü oluşturan Sıvastopol Marşı’ndan oluşan sürpriz finalde sol elin çaldığı bayram davullarını Seher büyük bir coşku ile seslendirmiş idi. Eseri birlikte seslendirdiğimiz her dört sefer de seçmelerin arasında 1. 3. 6. ve 12. Prelüd ve Fügleri mutlaka çaldık. 1992 de Semiha Berksoy’un jübilesi münasebetiyle CRR Konser Salonunda, ablam Berin Karlıbel’in Lions Kulüpleri için Semiha Berksoy Onuruna düzenlemiş olduğu dinletiyi AKM Konser Salonunda ve 2004 Afife Jale Tiyatro Ödüllleri Töreni münasebetiyle Lütfü Kırdar Salonu’nda.
Prelüd ve Füglerin hazırlıklarında esin kaynaklarımdan birisi Chick Corea ile Kıbrıs’lı piyanist Nicolas Economou’nun iki piyano kayıtları olmuştu... Vedat Kosal Economou ile Münih’te tanışmış dost olmuştu..12.Prelüd ve Füg baştan sona oktav tekniği ile tasarlanmış, müzik çırpılan kanatlar misali iki piyanonun arasında çok süratle gidip gelmekteydi. Cemal Reşit Rey eserde Ravel benzeri, fügün didaktik katı kurallarının üstüne çıkmıştır.
Seher Tanrıyar ile oda müziği çalışmalarımız onunla paylaşmış olduğumuz ayrı bir boyuttur.
Kendisine duyduğum hayranlığı bir nebze ona ithaf taşıyan ‘Fuga alla Turca’ (Keturii Musikverlag) başlıklı piyano parçamla dile getirebildimse ne mutlu bana.
1992 deki Semiha Berksoy Jubilesi’nde ’Büyükada Fantezisi’ni (Keturi Musikverlag) nadir bir versiyon halinde iki piyano ile çalmıştık. Konserde bu eserin ardından, operamızın büyük divası Semiha hanımın ‘Adalar Rövüsü’nden Büyükada Şarkısı’nı yıllar sonra yeniden söylemesi gecenin sürprizi olmuştu.
Onun için kaleme aldığım satırların sonuna gelirken, Mevlana’nın Mesnevi’sinden hocamızın ‘Mistik’ senfonik şiirini noktaladığı mısralar ile onu anmak isterim:
‘GÜNLER GEÇERSE GEÇSİN, ZARARI YOK AMA SEN KAL,” EŞSİZ PAK OLAN!”’