Sedat Peker: Melek de değilim Hannibal da

Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı Sedat Peker: "Şiddet yapabilme yeteneğim var. Ben melek değilim ama Hannibal Lecter de değilim.

cumhuriyet.com.tr

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu 275 sanıklı ''Ergenekon'' Davası'nın 286. duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan, Osman Yıldırım ve Sedat Peker'in de aralarında bulunduğu 45 tutuklu sanık katıldı.

Duruşmada, ''Odatv'' davasından tutuklu yargılanan Yalçın Küçük ile başka suçtan tutuklu Sami Hoştan'ın da aralarında yer aldığı 7 tutuksuz sanık hazır bulundu.

Ankara GATA'da tedavi gören Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler ve emekli Tuğgenaral Levent Ersöz ile Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun da aralarında bulunduğu 21 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, Hasan Hüseyin Özese'nin başkanlık yaptığı mahkeme heyetinde, üyeler Sedat Sami Haşıloğlu ile Ercan Fırat'ın yanında yedek üyeler Fatih Mehmet Uslu ile Nihat Topal da yer aldı.

Özese, Tuncay Özkan'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu tarafından verilen ve diğer avukatların da imzaladığı dilekçede, mahkemenin esas hakkındaki savunmalara ilişkin tanıdığı 1 ve 2 saatlik konuşma süresinin kaldırılmasının istendiğini belirtti.

Ardından usule ilişkin söz alan avukat Çörtoğlu, mahkemenin ara kararlarına karşı beyanda bulunacağını ifade etti.

Çörtoğlu, avukatlar olarak hükmü verecek heyetin duruşmalara çıkmasını istediklerini anımsatarak, "Bu talebimizi bertaraf edebilmek için duruşmaya 5 yargıçla çıktınız" dedi.
Avukatlığın, müvekkili ile aralarındaki ilişki olduğunu belirten Çörtoğlu, bu nedenle mazeretsiz duruşmaya katılmayan avukatlar hakkındaki mahkemenin suç duyurusu yapılacağı yönündeki kararının kabul edilemez olduğunu savundu.

Mahkemenin esas hakkındaki savunmalar için kendilerine bir zaman dilimi vermesini isteyen Çörtoğlu, "Bir tarih belirleyin. Biz kendimize ne zaman sıra geleceğini bilmeden sabahtan akşama kadar, haftalarca beklemeyelim" diye konuştu.

Yine mahkemenin, esas hakkındaki savunmalarını yapmayanları, "susma hakkını kullanmış kabul edeceğine" ilişkin ara kararını da eleştiren Çörtoğlu, susma hakkının savunmada olmadığını, yasaya göre sorguda bulunduğunu, bu nedenle kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu öne sürdü.

Özkan'ın avukatının itirazı

Duruşmada, esas hakkındaki savunmaların alınmasına geçildi.
Tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü beyanda bulunacağı sırada konuşmak isteyen Çörtoğlu, süre sınırlamasına ilişkin verdikleri dilekçenin karara bağlanmasını talep etti.
Bu sırada Özese, ayakta bağırarak konuşmaya devam eden Çörtoğlu'ndan oturmasını istedi.

Çörtoğlu'nun "Ben konuşacağım" sözleri üzerine Başkan Özese, "Kimden alıyorsunuz o yetkiyi. Başkanla tartışıyorsunuz. Disipline aykırı" ifadelerini kullandı.

Bağırarak konuşmaya devam eden Çörtoğlu, "Konuşmak istediğim için atın beni" dedi. Özese de "Sizi atmak istemiyoruz. Duruşmaya engel olmayın. Size söz verdik" diye karşılık verdi.

Diğer avukatlar da itiraz ederek konuşma sürelerine ilişkin talebin değerlendirilmesini istedi.

Özese, bu talebin önceden karara bağlandığını, esas hakkındaki savunmaların alınmasına devam edileceğini, şu aşamada karar alınmasına gerek görülmediğini vurguladı.

Çörtoğlu'nun, "Şimdi değerlendireceksiniz" sözleri üzerin Özese, "Şimdi değerlendireceksiniz, diye beyanda bulunamazsınız. Mahkemeye akıl öğretemezsiniz" diye konuştu.

Esas hakkındaki savunmaların alındığı duruşmada, Çörtoğlu bir süre ayakta durmaya devam ettikten sonra yerine oturdu.

Bu arada, sanıklar esas hakkında beyanda bulunurken duruşma salonundaki ekranda, kalan konuşma süresini gösteren saat yer aldı.

Öte yandan, yaklaşık 1 yıl önce hakkındaki davanın görülmesine başlanan İlker Başbuğ da 7'inci kez duruşmaya katıldı.

 

Sedat Peker: Şiddet yeteneğim var


Esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunması alınan Sedat Peker, kendisine ait olan 'ozturkler.com' isimli internet sitesinin iddia edilen terör örgütünün amaçları doğrulturunsa yayın yapmadığını söyledi. Sitenin suç unsuru taşımadığını savunan Peker, sitede Türkçe, Rusça,Arapça ve İngilizce olmak üzere 4 dilde Kuranı Kerim yayını yaptıklarını da dile getirdi. Bu internet sitesinde Ak Parti ve hükümetin yanında milliyetçi muhafazar kesim hakkında da dahi aleyhe haber bulunmadığını anlatan Peker "Bu internet sitesinin açılış davetine dava sanıklarından 3 kişi katıldığı için 'Ergenekon terör örgütüyle bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Açılışa spor camiasından 200 kişi katıldı. O zaman beni federasyon başkanı yapmaları gerekirdi. 500 tane işadamı katıldı. Kimse beni TÜSİAD'a, MÜSİAD'a başkan yapmadı. Sanatçılar katıldığı için de sanatçı olmadım. Davada 2-3 sanık açılışa katıldı diye ne ben sanık olabilirim, ne de öztürkler sitesi örgüt amacına hizmet etmek için kuruldu. Ben normalden çok günahları olan bir insanım. Meleğim uçuyorum" diye de bir iddiam olmadı" dedi.

"Özkan bana 'çok yattın' dedi"

Dava kapsamında husumetli olduğu sanıklarla birlikte yargılandığını söyleyen Peker, "Adil Serdar Saçan 2001 yılında görevinin başındayken benim ifadelerim üzerine meslekten el çektirildi. Levent Temiz adında bir avukat var. Dosyadaki tapelere bakınca bu kişinin hakkımda atıp tutuğunu görülüyor. Tanımam etmem. Mahkemeye saygımdan küfür de etmiyorum. Tuncay Özkan benim aleyhimde yenilir yutulur olmayan haberler yaptı. Özkan 'Bu adam niye az yattı çıktı' diye haberler yaptı. Tuncay Özkan ile burada tanıştım birlikte aynı davada yargılanıyoruz çok enteresan. Duruşma arasında 5 dakika konuşma fırsatı buldum. Özkan bana 'Bu sefer gerçekten çok yattın' dedi" diye konuştu. Peker'in bu sözleri izleyiciler arasında gülüşmelere neden oldu.

CHP Milletvekillerinin zaman zaman cezaevine gelerek Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ı ziyaret ettiğini anlatan Peker, destek için gelen CHP'li vekillerin cezaevinin önünde kolluk güçleriyle de mücadele ettiğini söyledi. Ziyaretlerin ardından CHP'li bazı vekillerin kendisiyle ilgili beyanlarda da bulunduğunu belirten Peker, cezaevindeki koğuşunda LCD televizyonu bulunduğu, fayansların beyaz olduğu, beyaz havlular kullandığı ve altın mektup açacağı olduğu yönündeki iddialara da değindi. Peker, "Bu iddialar üzerine cezaevi yönetimi ve cumhuriyet başsavcısı koğuşuma gelerek incelemelerde bulundu. 'Misafir olarak geldiyseniz teşekkür ederim' dedim . Savcı da, 'Haberler çıktı. Gördüklerimizi yazacağız' dedi. LCD televizyon ve koğuşumda bulunan herşey kantinde satılıyor. Koğuşumun temiz olmasından suçlanmadım. Cezaevine gelen bütün mektuplar cezaevi yönetimince açılır okunur. Benim altın mektup açacağımın olması mümkün değil. Ancak cezaevine girmeden önce çok sevdiğim Fahrettin Altay Paşa'ya ait fildişi mektup açacağını, torunu bana hediye etti. Değer verdiğim için cezaevine girmeden önce baş ucumda dururdu" ifadelerini kullandı.

'Şiddet yeteneğim var'

Peker, “14 yaşındaki bir kıza tecavüz eden biri, kızın ailesini benim adımı kullanarak şikayetini geri almaları yönünde tehdit etmiş. 'Sedat Abi sizi öldürür' demiş. Bu kişiyi buldum. Kolunu kırdım yetmedi, bacağını kırdım yetmedi, kafasını kırdım yetmedi, kaburgalarını kırdım. O da yetmedi. Yine böyle bir şey olsa aynısını yaparım ama devlete karşı saygım var. Belki salonda bulunan en günahkar kişi benim. Ancak devlete karşı saygılı biriyim. Şiddet yapabilme yeteneğim var. Ben melek değilim ama Hannibal Lecter de değilim" şeklinde konuştu. Mütalaada, tanık ve gizli tanık ifadelerinde kendisine bir suçlama yöneltilmediğini savunan Peker, hukuki dilde bunun iddaların geri çekilmesi anlamına geldiğini söyledi.

Sosyal paylaşım sitelerinde kendisiyle ilgili hazırlanan vidoların 23 milyon kez izlendiğine dikkat çeken Peker, "İsmim nedeniyle cezaevinde yattığıma inanmak istemiyorum. Tahliyeme ve beraatime karar verilirse sevinirim. Aksi takdirde canınız sağolsun" ifadelerini kullandı. Duruşma sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.