Seçmen Şişli’de adeta ders verdi

Seçimlerin üzerinde en çok durulacak sonucu DSP adaylarının durumu olmalı. CHP küskünlerinin doluştuğu söz konusu parti seçmenden destek görmedi hem Türkiye genelinde hem de Şişli özelinde.

MUSTAFA K. ERDEMOL

İktidarın seçimleri “beka” sorunu olarak gösterme gayreti, CHP seçmenine yerel seçimleri en az iktidar kadar önemsemesi gerektiğini hatırlattı. Madem bu kadar bıçak sırtı bir durum var o halde “cephede” daha önde görünenden yana tavır alınmalı dedi seçmen. Olan bu.

Bu nedenle tüm gücüyle yüklenmesine, Şişli’de hep var olduğuna inandığı seçmenine güvenmesine rağmen DSP Adayı Mustafa Sarıgül amacına ulaşamadı. Çeşitli nedenlerle partisine küskün CHP’li Şişlilerin Sarıgül’e oy vermediği görüldü. Bunda Sarıgül’ün o artık itici hale gelen siyasi hırsının yanı sıra adaylığının AKP’ye dolaylı destek olduğu inancının da etkili olduğu bir gerçek.

Evinde izledi

Sarıgül’ün kampanya merkezi haline getirdiği Şişli’deki Sevgi Evi’nde destekçileriyle beraberdim. Sarıgül’ün seçim sonuçlarını evinde izlediğini söylediler. Aday olduğu partinin il merkezinde değil de evinde sonuçları beklemesi de ilginç kuşkusuz. Sonuçlar geldikçe kampanya merkezindekilerin yüzlerinin asıldığını fark edince, erken bir pes ediş gibi düşündüm önce. Çünkü henüz sandıkların yüzde 44’ü açılmıştı. Ancak Sarıgül aleyhine yüzde 50’ye yüzde 20 küsur bir oran olduğunu görünce morallerin neden bozulduğunu anladım. Kapanması çok zor bir fark vardı ortada. Kabul edilmeli ki, Sarıgül çok hareketli bir seçim kampanyası gerçekleştirdi. Kampanya boyunca Şişli’de ayak basmadık yer bırakmadı. Kampanya merkezinde de seçim sonuçlarını anında alan bir sistem kuruldu. Verilere sorunsuz ulaştı Sarıgül’ün ekibi. Elbette görmezden gelinmeyecek bir seçmeni var Sarıgül’ün. Ama artık bir önemi yok kuşkusuz. Siyasi olarak Sarıgül artık bitmiş bir figürdür.

Keskin: Açık ara alacağım demiştim

DSP’nin Sevgi Evi’nden ayrılarak CHP Şişli İlçe Başkanlığı’na gittim. Partililerle tıklım tıklım dolu olan binada herkesin yüzü gülüyordu. Orada da seçim sonuçlarını toplayıp, değerlendiren gençlerden oluşmuş çalışkan bir ekip vardı. Hemen hemen her yerden gelen sonuçları ilgili birimlere iletiyorlardı. Kuşkusuz Sarıgül’ün aldığı oya da bakılıyordu. Aradaki farkın Sarıgül lehine kapanmayacağı belli olunca binada sevinç arttı. Adını vermek istemeyen bir CHP’li “Kimse seçmeni aptal yerine koymamalı. Sarıgül bunu anlamıştır herhalde” dedi. Yanındakilerin de bu sözleri onayladığını söyleyeyim. Muammer Keskin’in gelip gelmeyeceğini sorduğumda “burada” dediler. Görüşme isteğimi hemen kabul eden Keskin’e “Artık başkansınız, kutlarım. Ne düşünüyorsunuz” diye sordum. Keskin’in ilk sözü “Aday olmadan önce defalarca, hem de açık ara ile seçileceğimi söyledim” oldu. Şunları söyledi Keskin: “Hem Sarıgül’ün hem de DSP’nin alacağı oylardan fazla oy alacağım demiştim. Yaptığım anketlerde de bu görülüyordu. Bakın CHP Şişli’de bir markadır. Bu markayı yükselten seçmenler, partilerini bölen birini, AKP’ye hizmet eden birini affetmedi. Partimizin bir vefası var. Bizim içimizde kalıp da DSP’ye oy vermek ahlaki bir tutum değildir. Seçim sonuçları CHP seçmeninin ne kadar tutarlı, bilinçli olduğunu gösterdi. Umarım birileri bundan ders alır. Arzu ettiğimiz sonuca ulaştık. Buradan size söylüyorum. Hiç kimseyi ötelemeyeceğiz. Bize oy versin vermesin her Şişliliye hizmet edeceğiz. Bunu göreceksiniz. Bana oy vermeyenlerin de başkanı olacağım. Çağdaş bir belediyecilik nasıl yapılır göstereceğiz.”

İlginç bir seçim oldu. DSP kendisine bir fayda sağlayamadı ama kimi yerlerde CHP’ye zarar da verdi. Silivri örneği çarpıcıdır.