Savcı unutmuş, mahkeme bir senedir fark etmemiş!
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ve yurtdışında bulunan eski Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer'in de aralarında bulunduğu 8 kişinin "Ergenekon terör örgütü üyesi oldukları" iddiasıyla yargılandıkları dava, Poyrazköy davasıyla birleştirildi. Soruşturma aşamasında savcının odasında unutulduğu anlaşılan 4 delil klasörü dün mahkemeye gönderildi.
cumhuriyet.com.trİstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 6. oturumunda savunma yapan tutuksuz sanık 77 yaşındaki emekli albay, Bordo Yatçılık A.Ş.’nin Genel Müdürü Aydın Ortabaşı, “İddianamelerin hepsini okudum ama neyle suçlandığımı anlayabilmek için, polis kayıtlarının ve delillerin tamamını da okumak zorunda kaldım. Dönüp dönüp aynı şeylerin yazılması, muhatabı yıldırmanın bir takdiği mi?” diye sordu. Denizaltı Filotilla Komodoruyken emekli olduğunu, ticaret gemilerinde çalıştığını anlatarak, 14 yıl önce fiili çalışma hayatına son verdiğini ve eğitim gönüllüsü olduğunu kaydetti. Aile çevresindeki burs faaliyetleri büyüdükten sonra Bozburun 177 Çağdaş Öğrenci Yetiştirme Derneği’nin kurduklarını söyleyen Ortabaşı, Marmara Bölgesi’nde eğitim imkanı olmayan 40 öğrenciye burs verdiklerini kaydetti. Deniz Kuvvetleri’yle burs faaliyetinin bir ilişkisinin olmadığını vurgulayan Ortabaşı, şöyle devam etti: “Öğrencilerimize her yıl mezuniyet töreni yapıyoruz. Mesleğini seven her insan yetiştirdiği insanların da o mesleğe katılmasını ister. Ben de kızlarımızın deniz subayı olmasını çok istiyordum. O sebeple Deniz Kuvvetlerinden tanıdığım eski öğrencilerimi törene davet ettim. Özden Örnek paşa beni kırmayarak Donanma Komutanı iken mezuniyet törenine katıldı. Kız öğrencileri eğitim konusunda cesaretlendirecek konuşmalar yaptı. Deniz Komutanlığı’nda görevim sırasında Özden Örnek’le tanıştım. Kendisiyle çok yakın aile dostuyuz. Sevdiğim saydığım bir kişidir. ÇYDD ile bir bağlantım yok. Türkan hanımla da yaşarken tanışma şerefine erişemedim.”
“İftiracıları bulun”
Deniz subaylarıyla kız öğrencilerinin bir araya getirildiği iddiasının aşağılık bir yalan olduğunu belirten Ortabaşı, şöyle konuştu: “Eğer Türk adaleti bu iftira dolu ithamları yapan hayaleti bulup ortaya çıkarmazsa, öğrencilerin ve ailelerinin vebalini alı. İhbarı yapan kişi araştırılmalı ve burada bizimle yüzleştirilmeli. Öğrenciler aileleriyle, bursverenlerle birlikte mezuniyet törenine katılıyor. Hiçbir zaman da Harp Akademileri öğrencileri bu törene çağrılmamışlardır. Soruşturma sürecinde beni ve öğrencileri üzen bu ahlaksız iddiaya muhatap olmam, Türk hukuku sisteminin bir ayıbı olarak hukuk tarihine geçecektir. Hiçbir kız öğrencimiz herhangi bir askeri şahısla birlikteliği yoktur. Bir mezunumuz öğretmen olarak gittiği yerde bir subayla evlenmiş bir diğeri de aile çevresinde tanıdığı bir subayla evlenmek üzeredir. Cumhuriyet evleri isimli projeden de haberim yoktur.”
Birleştirme kararı
Mahkeme heyeti, dosyanın Poyrazköy davasıyla aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verdi. Poyrazköy davasındaki sanık sayısı ise 85’e yükseldi. Firari sanık Gülseven Yaşer’in avukatının, Yaşer’in ifadesinin yurtdışından istinabe yoluyla alınması yönündeki talebi reddedildi. Yaşer hakkındaki kırmızı bültenle yakalama kararı da kaldırılmadı. Soruşturma aşamasında savcının odasında unutulduğu ortaya çıkan 4 delil klasörü dün mahkemeye gönderildi. Sanıklara ait arama ve teknik takip kararlarıyla, telefon görüşme tutanaklarından oluşan klasörler, mahkeme tarafından dijital ortama aktarıldıktan sonra avukatlara verilecek.