'Savaşın en acı sayfalarından biri Srebrenitsa'dır'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 1992 yılında başlayan Bosna-Hersek savaşının en acı sayfalarından birinin ''Srebrenitsa Soykırımı'' olduğunu belirterek, ''Özellikle tarihte yaşanmış olan bir olayı soykırım adıyla her gün Türkiye'nin aleyhine kullananlar, 15 yıl öncesinde Bosna'nın kalbinde yaşanan böyle bir soykırımı herhalde görmüyorlar, hatırlamıyorlar'' dedi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Yerebatan Sarnıcı'nda gazeteci yazar Mehmet Koçak'ın ''İnsanlık Tarihinde Kara Bir Leke Srebrenica Soykırımı'' adlı kitabının tanıtım törenine katıldı. Arınç, burada yaptığı konuşmada, Mehmet Koçak'ın Srebrenitsa soykırımı ile ilgili çok güzel bir kitap yazdığını, insanların tarihin kaydettiği en acı olaylardan birisini detaylarıyla okuma fırsatı yakaladığını kaydetti. Soykırımın insanların içinde bir yara olduğunu ifade eden Arınç, soykırımın geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir törenle anıldığını anımsattı.
'Büyük bir ihanetle bu insanlar katledilmiştir'
Olayın çok acı olduğunu, yaşanan acıları tazelemenin çok kolay bir şey olmadığını dile getiren Arınç, şunları söyledi: ''Ama unutmamak gerekir. Çünkü insanlar büyük bir ihanetle katledilmiştir. Bizim şanlı tarihimizde böyle bir ihanete rastlayamazsınız. Kendilerine emanet edilmiş insanları zalimlerle anlaşarak, katillerin eline teslim eden bir örnek bulamazsınız. Koçak'a Hollandalı komutanın hayatta olup olmadığını sordum, maalesef hayattaymış. Hiçbir insani duygu taşımadan, askerlik şerefinin hiçbir küçük icabını yerine getirmeden, zalimlerle anlaşarak, ellerinde bulunan masumların katliamına göz yumdular. Eminim, dünyada pek az örneği vardır. Böylesine büyük bir zulmü işleyenler, insanlık karşısında büyük utanç duyacaklardır.''
'Türkiye her zaman mazlumdan ve mağdurdan yana olmuştur'
Savunmasız ve teslim edildiklerini bilmeyen binlerce insanın, şehit edilmesinin çok üzüntü verici olduğunu ifade eden Arınç, ''Eminim, teslim edilmemiş olsalardı, silahları olmasa bile Sırplarla mücadele ederlerdi. Ölen ölür, kalan kalırdı'' diye konuştu. İnsanlığın bu olayları unutmaması gerektiğine işaret eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''TRT de geçen yıl oradan 24 saat canlı yayın yaptı. Özellikle tarihte yaşanmış olan bir olayı soykırım adıyla her gün Türkiye'nin aleyhine kullananlar, 90 yıl öncesinden bahsetmiyorum, 15 yıl öncesinde Bosna'nın kalbinde yaşanan böyle bir soykırımı herhalde görmüyorlar, hatırlamıyorlar. 1992 yılında başlayan Bosna Hersek'teki bu savaşın en acı sayfalarından biri Srebrenitsa'dır. Eğer Boşnak kardeşlerimiz Müslüman olmasalardı, böyle bir katliam yaşanmayacaktı. Tarihin en kanlı sayfalarından birisidir. Onu unutmayacağız ve ona yol açan zalimleri de affetmeyeceğiz. 1992 yıllarını hep beraber yaşadık, çekilen çileleri, sıkıntıları biliyoruz. Türkiye her zaman mazlumdan ve mağdurdan yana olmuştur.''
'Bosna Hersek'teki eski izlerimizi bulmaya gayret ediyoruz'
Arınç, Türkiye'nin Boşnak kardeşlerini hiç bir zaman unutmadığını, yalnız bırakmadığını, gönüllerinin onlarla beraber olduğunu söyledi. Türk milletinin dünyanın her yerinde kalplerinde Boşnak kardeşlerinin sevinçlerini, acılarını, ızdıraplarını can evinde hissettiğini, onlar için dualar ederek yardımlar topladığını ifade eden Arınç, Aliya İzzet Begoviç'i de rahmetle andıklarını belirtti. Türkiye olarak, bütün imkanları kullanarak pek çok yerde geçmişten kalan eserleri ayağa kaldırmaya çalıştıklarını, yeniden camilerle, köprülerle, medreselerle Bosna Hersek'teki eski izlerini bulmaya gayret ettiklerini söyleyen Arınç, ''Biz bu acılardan ders alacağız. Acı hatıraları, güzelliklerle güzele, iyiye, doğruya çevirmeye gayret edeceğiz. Bugün doğan çocuklarımızın yeniden o topraklarda inançla, ahlakla, büyük bir medeniyetin mensupları olarak yaşaması için elimizden geleni yapacağız'' dedi. Törende Arınç'a, Bosna Hersek'ten gelen misafirler tarafından çeşitli hediyeler verildi. Gazeteci Mehmet Koçak tarafından yazılan kitapta, Srebrenica'da yaşanan soykırım, yüzlerce yazılı ve görüntülü belgeye ve canlı tanıklarla kurulan temaslardan elde edilen bilgilere dayalı olarak anlatılıyor.