Savaş ve insan denen vahşi

Kısa film çekmeye tam 51 yıl önce başlayan, ilk uzun metrajlı filmine 1965’te imza atan, 1991 ile 2008 arasında sinemaya uzun bir ara veren ünlü Lodz ekolünden gelen Polonyalı aktör, senarist ve yönetmen Jerzy Skolimowski’nin son yapıtı Ölümüne Kaçış, Ankara ve İstanbul film festivallerinin ardından nihayet vizyon dedi. Şiddet unsuru içerir ibaresi ve 15 artı yaş ile üç kopyayla gösterime giren filmin sloganı ise “Yaşamak için koş… Hayatta kalmak için öldür”. Savaşın insan doğasında yarattığı korkunç yıkımı ve av koşullarında kaçağın kanlı bir vahşiye dönüşümünü anlatıyor film, Afganistan’dan Guantanamo’ya oradan karlarla kaplı zorlu bir dünyaya savuruyor, zaman ve mekân algısını yerle bir ederek… 

“En iyi filmim” diyen Skolimowski Usta’nın görsel dehasını her karesine yerleştirdiği ‘varoluşçu’ Ölümüne Kaçış, 83 dakikayı neredeyse diyalogsuz tamamlıyor. Kurguyu geri itip belgesel özenini öne çıkarttığı anlatımıyla film, ustanın varlığıyla kuru ve sıkıcı kalmamayı başarıyor ve üstelik görüntü yönetiminin büyük desteğiyle heyecanı da yedeğine alıyor. Bu film yalnızlığa ve yabancılaşmaya dair, hiç kuşkusuz… Hayatta kalma ve her koşulda yaşama tutunmaya da… Dibinde patlayan roketin sağır kıldığı, bedenen ve ruhen yaralı ve kaçtıkça korkuya esir olan aç bir insan, ne denli ileri gidebilir, Ölümüne Kaçış işte tam olarak bunu resmediyor. 

Polonya, Norveç, İrlanda, Macaristan ortak yapımı filmin başrolünde Venedik Film Festivali’nden En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kapan Vincent Gallo, işgalcinin çöl ikliminden koparttığı, işkence gören, buz ülkesinde önce ava ardından da avcıya dönüşen Taliban mücahit rolünde zorlu bir görevi sırtlıyor. Filmin diğer oyuncuları ise Emmanuelle Seigner ve Zach Cohen. 

Ölümüne Kaçış’ın konusu özetle şöyle; Bir Taliban mücahit, çölde Amerikan askerlerinin takibi sonucu yakalanır. Gözaltına alınan ve Doğu Avrupa’da gizli bir yere götürülürken bindiği aracın kaza yapması sonucu kaçma fırsatı yakalayan adam, kendini alışık olduğu çöl ortamından çok uzakta, karlar içinde bir ormanda bulur. Resmi olarak var olmayan bir ordu tarafından inatla takip edilirken, hayatta kalabilmek uğruna öldürmekten başka bir çaresi olmadığını görecektir.