Sarraf'a yıkım kararı
7 Aralık yolsuzluk soruşturmasında bir süre tutuklu kalan işadamı Reza Sarraf ile eşi Ebru Gündeş’e ait Kanlıca’daki yalılar, kaçak kat ve aradaki asansör yıkılarak eski haline getirilecek.
DHA17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında bir süre tutuklu kalan işadamı Rıza Sarraf ile eşi Ebru Gündeş’e ait Kanlıca’daki yalılar, kaçak kat ve aradaki asansör yıkılarak eski haline getirilecek. İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Kandilli’deki tarihi köşkün de projeye uygun hale getirilmesine karar verdi. Sarraf hakkında suç duyurusu kararı da çıktı. Dava açılırsa Sarraf Ailesi 5 yıla kadar hapisle yargılanacak.
Hürriyet'in haberine göre; İstanbul Boğaziçi’nde, Kanlıca sahilinde toplam üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey Yalıları’ndan ikisini 2011 yılında satın alan işadamı Rıza Sarraf, beyaz olanı kendi adına ayırırken, sarı olan yalıyı ise eşi Ebru Gündeş’e doğum hediyesi olarak vermişti. Sarraf Ailesi, Osmanlı döneminde inşa edilen ve 1970 yılında ikinci derece tarihi eser olarak tescil edilen yalılarda geçen yıl tadilat çalışması başlattı. İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, yapının orijinalini inceledikten sonra tadilat projesine onay verdi. Proje daha sonra Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne gitti. İmar müdürlüğünce de proje onaylandı.
Sarraf ve Gündeş'in yalısında kaçak kat iddiası - VİDEO
NEDEN DENETLENMEDİ
Ancak onarım bittiğinde tarihi yalıların bambaşka hal aldığı görüldü. Yalılardan birine kaçak kat çıkıldığı, dış cephenin yıkılarak camla kaplandığı, ahşap korkulukların söküldüğü, Boğaziçi’ne açılan bahçelerin yıkıldığı ve iki yalının birleştirildiği, deniz araçları için özel iskele yapıldığı, kiremitli çatının değiştirildiği ve her iki yalının tüp geçit ve asansörle birleştirildiği ortaya çıktı. Boğaziçi İmar Müdürlüğü, kamuoyuna yansıyan iddialar üzerine yalılarda inceleme yaptı. İncelemede, 2960 sayılı Boğaziçi Yasası’na aykırılıklar tespit edildi. Ancak yalılar bu hale gelene kadar belediye yetkililerince neden denetim yapılmadığı sorusu ortada kaldı. Belediye topu projeyi onaylayan İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’na attı.
ONAYLANAN PROJEDE YOK
Koruma Kurulu üyeleri, önceki gün toplandı. Gündemde Sarraf’a ait yalılar ile köşk vardı. Kandilli’deki köşkte de, projede olmadığı halde set altı otoparklar yapılmış, tarihi köşkün bahçesinde ve içinde değişiklikler tespit edilmişti. Ancak Koruma Kurulu raportörleri, köşkü denetlemek için gittiklerinde içeriye alınmamışlardı. Kurul önce yalıları gündeme alıp Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün raporlarını ve kendilerinin onayladığı restorasyon projesini inceledi. Yalılarda onaylı projede olmayan fazlalıklar tespit edildi. Bir kat kaçak yapıldığı ve iki yalıyı birbirine birleştiren tünel ve asansörlerin onaylı projede olmadığı görüldü. Bunun üzerine kurul üyeleri her iki yalı için de tescilli tarihi yapıların onaylı projede görünen eski haline geri getirilmesine ve mülk sahipleri hakkında Cumhuriyet savcılığına 2863 sayılı yasanın 9’uncu maddesi gereği suç duyurusu yapılmasına karar verdi.
Kandilli
Tescilli eseri bozmak suç
Tescilli eseri bilerek bozmak suç. 2863 sayılı yasanın 65’inci maddesinde bu suça şu ceza öngörülüyor: “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.”
Eski hali
2863’ün 9. Maddesi
Kurul, tescilli esere bilerek kuruldan izin almaksızın müdahale etmekten dolayı 2863 sayılı yasanın 9’uncu maddesi gereği Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Savcılık, Sarraf Ailesi’nin ifadesini alacak ve 2863 sayılı yasaya muhalefetten haklarında dava açılacak. Sarraf Ailesi tescilli yapıları eski hallerine döndürse bile yasanın öngördüğü cezadan kurtulmaları oldukça zor. Hukukçular, “önce adamı yaralayıp daha sonra ben onu tedavi ettireceğim, eski sağlığına kavuşturacağım demek, yaralayan kişiyi yasa karşısında sorumluluktan kurtarmaz” görüşünde.