Sanatın kendisiyle, izleyicinin dünya ile yüzleştiği sergi

Yüzleşme sergisi, günümüzde iç içe geçmiş sanat dallarını bir araya getirirken sanatçılar arasındaki hiyerarşiyi de ortadan kaldırmayı başarıyor.

Gıla Benmayor

PERA Müzesi’nin yeni sergisi Yüzleşme, epideminin daha da etkilemiş olduğu memleketin sancılı ve fırtınalı döneminde sanat üretiminin hiç hız kesmediğinin kanıtı. Müze, bu sergiyle üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerine kucak açma geleneğini sürdürüyor. 

Daha önce Marmara, Hacettepe, Dokuz Eylül, Anadolu, Akdeniz gibi üniversitelerin yanı sıra New York Güzel Sanatlar Okulu’nu ağırlayan Pera Müzesi’ndeki bu kez Yeditepe öğrenci ve mezunlarının işlerine yer veriyor.

25 yılını geride bırakan Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden yetişen 80 kadar sanatçı, tasarımcının 100’den fazla eseri müzenin üç katında ziyaret ediliyor. Müzenin üç katı dediğimde sakın gözünüz korkmasın. Çünkü disiplinlerarası, farkı sanat alanlarında sınırları kaldıran sergi merak uyandırıcı, eğlenceli. 

Serginin kürötürü, akademisyen, Prof. Dr. Marcus Graf, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin çeşitli bölümlerinde (Plastik Sanatlar ve Resim, Grafik Tasarım, Tekstil ve Moda, Tiyatro, Gastronomi ve Mutfak Sanatları) üretilen farklı işleri birbirleriyle buluşturmuş ve hatta konuşturmuş. Graf’ın dediği gibi eserler uzaktan baktığınızda, tiyatro mu, tasarım mı, resim sanatı mı diye kafalarda soru işaretleri bırakıyor.

NEDEN YÜZLEŞME, KİMİNLE YÜZLEŞME?

Ayaküstü sohbetimizde Graf’e neden “Yüzleşme” diye soruyorum.

Zira oldukça iddialı bir tema.

2003 yılından beri Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan, halen Sanat ve Kültür Yönetimi Başkanı Marcus Kraf, pandemiyi, Türkiye’nin maruz kaldığı afetleri ima ederek “özellikle bugünkü gibi kriz durumlarında gerçeklerle yüzleşmek,hesaplaşmak gerekir” diyor.

“Yüzleşmeden ilerleyemeyiz.

Ancak kendimizle, toplumla, çevreyle, tabii ki doğayla yüzleşerek daha iyi daha gelişmiş, daha hümanist bir toplum inşa edebiliriz” diye ilave ediyor.

Yüzleşmeyi pek de sevmeyen bir toplum olarak bu serginin bir kırılma noktası oluşturabileceğini umut etmek fazla büyük bir hayal mi?

Bilim ve sanat Kraf’a göre yüzleşmek için birer araç.

“Sanatçılar bilgi üreten, bilinenin ötesinde gezinen insanlar. Bize yeni açtıkları perspektiflerle bazı gerçeklerle yüzleşmemizi sağlayabilirler” diyor.

Serginin küratörü olarak Kraf, fakültenin bölümlerinden 25 yılı kapsayan eserler talep etmiş.

“Öncelikle kendimizle yüzleştik. Nasıl bir sanat eğitimi verdik? 25 yılda kimler gelmiş, geçmiş? Sanat yaşamımızda durdukları yer nedir?”

25 yıllık bir süreyi kapsayınca sergi ister istemez güncel sanatın durumuyla da yüzleşiyor.