Sağduyuya davet...

Bu ülkenin çocukları başka ülke topraklarında şehit düşüyor ve vicdanı olan herkes soruyor: Ne uğruna?

cumhuriyet.com.tr

İdlib’de günlerdir kanlı bir savaş sürmektedir. Yoğunlaşan silahlı çatışma, her gün artan şehit sayısı vahim ve ciddidir. Şehit sayısı konusunda dünyanın her yerindeki basın kuruluşlarından farklı, değişik bilgiler gelmektedir. Gerek Meclis’te, gerek siyasal partiler arasında gerekse halk içinde giderek güçlenen “Biz neden İdlib’de savaşıyoruz” söylemi önemlidir ve bir kenara itilemez...

İdlib sorunu için ortaya atılan Berlin, Paris, Moskova ve Ankara’nın, 5 Mart’ta bir araya gelerek yapacakları diplomatik toplantı girişimi sonuçsuz kaldı. İdlib konusu Berlin, Paris ve Washington’la değil Ankara-Moskova diyaloğuyla çözüme ulaşabilir.

Bu satırların yazıldığı anda Ankara-Moskova arasında yoğun bir diplomatik çalışma trafiği sürüyordu. Rus savaş gemileri Boğaz’dan geçip Doğu Akdeniz’e doğru ilerliyor. NATO, Türkiye’nin çağrısı üzerine toplandı. BM Güvenlik Konseyi de Suriye’deki gelişmeleri “acil” olarak gündemine aldı. Son habere göre Erdoğan-Putin arasında telefon görüşmesi yapılmıştır. 

Konunun çıkış yolu savaş değil diplomatik anlaşmadır. Bu diplomatik anlaşmanın da Ankara-Moskova arasında olması zorunludur. Bir an önce diplomatik uzlaşıya ulaşmak, şehit haberlerinin durması, Doğu Akdeniz Bölgesi’nde istikrarın sağlanması ve dengelerin korunması için gereklidir.

Türkiye’nin ulusal çıkarları bu konuda süratle “hamaset”in bir kenara bırakılıp soğukkanlı, basiretli, uzlaşıcı ve diplomatik çözümün sağlanması için çalışmayı gerektirmektedir. Türkiye’nin ulusal çıkarları bunu zorunlu kılıyor.