Sabah gazetesinin eski yöneticisinden yalan haber itirafı

Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları sırasında Sabah gazetesinde yazı işleri müdürü olarak görev yapan Barış Soydan, “Kullanışlı aptallardan biri de benim” dedi.

cumhuriyet.com.tr

Sabah gazetesi eski yazı işleri müdürü Barış Soydan, kişisel bloğunda kaleme aldığı yazısında Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde yaptıkları “yalan haberleri” anlattı.  

“Sabah’tan ayrıldıktan sonra bu zokayı nasıl yuttuğumuzu çok düşündüm” diyen Barış Soydan, “Meşruiyetini çoktan yitirmiş olan Ergenekon davası, Yargıtay’ın son bozma kararıyla hukuki anlamda da düşmüş oldu. Bugün çok az sahipçisi kalsa da, Ergenekon ilk gündeme geldiğinde, medyada önemli bir destek bulmuştu. O sırada Sabah’ta yazı işleri müdürüydüm. Lafı eğip bükmeye gerek yok: Evet, ‘kullanışlı aptallardan’ biri de benim” açıklamasında bulundu.

“ZOKAYI YUTMAMIZ İÇİN BİRKAÇ YÖNTEM KULLANILDI”

Barış Soydan “Herkesin bir uyanış anı var” diyerek kendi uyanışını özetle şöyle anlattı:

“Benimki Dani Rodrik ve Pınar Doğan’ın, yani meslekten gazeteci olmayan, Türkiye’de bile yaşamayan iki kişinin dava dosyalarını ‘kazarak’, Balyoz’daki delillerin çoğunun sahte olduğunu ortaya koyması oldu. Bir noktadan sonra zaten Ergenekon ve Balyoz haberleri başlangıçtaki coşkusunu yitirdi. Manşetler ‘görev icabı’ devam etti. Bunda şaşılacak bir şey yok, Türk basın tarihi görev gereği atılan manşetlerle dolu. Garip olan bu değil, en başta, Ümraniye’deki bir gecekonduda el bombaları bulunduğunda, medyanın durumdan vazife çıkarması, iddia makamına ‘embedded’ biçimde gazetecilik yapmasıydı. Zokayı yutmamız için birkaç yöntem kullanıldı.

Bunlardan biri, ‘elleri kanlı’ olduğuna dair kamuoyunda ortak kanaat bulunan isimlerin soruşturmaya dahil edilmesiydi. Böylece davanın ‘inandırıcılığı’ artırıldı. Bir anlamda iddianame ‘tatlandırıldı.’

Diğer yöntem, eski bir Kızılderili taktiğiydi: ‘Deliller’ medyaya seçmece biçimde servis edildi.

Tabii, belge sayısının çokluğu da kafaları karıştırdı. Yüzlerce klasör belge, binlerce ‘delil’ vardı. Veri yağmuru altındaydık.”

(Kaynak: Odatv)