"Rum tarafı 'oldu bittiler' yaratmaya çalışıyor"
Kıbrıs Rum kesiminin tüm anlaşmaları hiçe sayarak Rusya ile memorandum imzalamasına KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'tan tepki geldi. Talat, konuyla ilgili "Bizim olmadığımız platformlarda, Kıbrıs sorununun şu anda masadaki durumunu bilmeyen ülkelerle mutabakat muhtıraları imzalamak görüşme sürecine yardımcı olmaz" derken, KKTC Başbakan Yardımcısı Turgay Avcı, Rum tarafı, oldu-bittiler' yaratmaya çalışmaktadır." ifadesini kullandı.
cumhuriyet.com.trTEPAV'da "Kıbrıs Müzakereleri: Nerede Duruyoruz" konulu yuvarlak masa toplantısına katılan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Talat, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev tarafından dün imzalanan memorandumun hatırlatılması üzerine, tepkilerini bu belge imzalanmadan önce ortaya koyduklarını söyleyerek şunları kaydetti:
"Bir kere görüşme masasındayız. Görüşme masasında olduğumuza göre, her şeyi orada görüşmemiz lazım. Başka yerden medet ummanın gereği yok. Bizim olmadığımız platformlarda, Kıbrıs sorununun şu anda masadaki durumunu bilmeyen ülkelerle tek taraflı anlaşmalar yapmak, mutabakat muhtıraları imzalamak, görüşme sürecine yardımcı olmaz. Bizim açımızdan böyle bir şey tabii ki yok hükmündedir. Bizi bağlayan bir yanı yoktur. O iki ülke arasında imzalanmıştır. Kıbrıs sorununun çözümüne de etkisi yoktur."
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Rum kesiminin kendileriyle vardığı mutabakatları, ilke ve temelleri başka ülkelerle anlaşmalar yaparak erozyona uğratmaya çalışmasının yanlış bir yaklaşım olduğunu da belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinde bu konunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Talat, bu konuyu da ele aldıklarını söyleyerek, Erdoğan'a Kıbrıs sorununda gelinen noktaya ilişkin genel bilgi verdiğini ifade etti.
Talat, ayrıca küresel ekonomik krizin Türkiye ve KKTC'ye etkileri ve ekonomik durum gibi konuları da konuştuklarını söyleyerek, Başbakan Erdoğan'dan bu konuda özel talebi olmadığını, sadece her zaman aldıkları desteğin devamını istediğini bildirdi.
Talat, yuvarlak masa toplantısının başında yaptığı konuşmada da, MHP milletvekili Gündüz Aktan'ın ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve kendisiyle iyi ilişkileri bulunduğunu belirttiği Aktan'ın ölümünün üzücü bir kayıp olduğunu söyledi.
Kıbrıs sorununda çok önemli günler yaşandığını söyleyen Talat, müzakerelerin sürdüğünü hatırlatarak, Türk tarafının çözüm için samimi olduğunu ifade etti. Talat, Rum kesiminin de bunu istemesi durumunda çözüm bulunabileceğini, çünkü Kıbrıs sorununun artık bütün yönleriyle bilinen bir sorun olduğunu kaydetti.
Talat, Rum kesiminin uluslararası alanda tanınması ve AB üyesi olmasını sorunun çözümü önündeki engeller olarak sıraladı ve bu unsurların ciddi bir dengesizlik yarattığını belirtti. Talat, Rum lideri Hristofyas'ın kendisinde çözüm isteyen bir kişi izlenimi bıraktığını ifade ederek, bununla birlikte Rum liderinin süreci yürütüp yürütemeyeceği konusunda kuşkuları bulunduğunu, ancak konuşmak için de henüz erken olduğunu bildirdi.
Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
Turgay Avcı'nın açıklamaları
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi Rusya'nın, Kıbrıs'taki görüşmelerin içeriğine müdahil olmaması gerekiğini söyledi.
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile imzaladığı memorandumu değerlendiren Turgay Avcı, ''Daimi üye olarak Rusya'ya, görüşmelerin içeriğine müdahil olmak değil, tarafları bir uzlaşıya varmak için gereken siyasi iradeyi göstermeleri hususunda destekleme görevi düştüğünü'' bildirdi.
Memorandumun, ''kabul edilemez bir biçimde, 'üniter Kıbrıs Cumhuriyeti'nin federasyon haline dönüşmesini' öngördüğünü'' belirterek, memorandumunun, ''bir çözüm sonrasında ortaya çıkacak federasyonun iki kurucu devletten oluşacağı'' yönündeki KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Hristofyas arasındaki mutabakata değinmediğine işaret etti.
Rum tarafının, masada çözüm istediğini yalnızca uluslararası kamuoyu nezdinde puan toplamak için söylediğini vurgulayan Avcı, şunları kaydetti:
''Gerek İngiltere ile imzalamış olduğu memorandum, gerekse Rusya ile imzaladığı memorandum da göstermektedir ki Rum tarafı, Kıbrıs Türk tarafını muhatap almaktan kaçınmakta ve Kıbrıs'ta bir çözümün sadece kendi belirleyeceği şartlarda oluşmasını istemektedir.''
İmzalanan memorandumun, Kıbrıs Rum tarafının müzakere masasında öne sürdüğü uzlaşmaz görüşlerle birebir örtüştüğünü dile getiren Avcı, memorandumda ''hakemlik'' ve ''yapay takvimler'' gibi kavramlar kullanıldığını, asıl amacın bir an önce çözüme ulaşılmasını engellemek olduğunu söyledi.
Avcı, ''Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Hristofyas'ın, bununla da kalmayıp, Rusya'ya giderken cebinde götürmüş olduğu milyonlarca Avro'yu silah almak amacıyla kullanıyor olması, Hristofyas'ın, sözüyle özünün bir olmadığını daha ispatlamıştır'' dedi.
Avcı, şöyle devam etti:
''Rum tarafı, çözümü müzakere masasında Kıbrıs Türk tarafıyla aramak yerine, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleriyle çözümle ilgili 'oldu-bittiler' yaratmaya çalışmaktadır. Güney Kıbrıs Rum yönetiminin, Rus Ortodoks dostlarıyla imzaladığı siyasi manifesto, esasen mayıs ayında İngiltere ile imzalamış olduğu memorandumla başlatmış olduğu propaganda seferinin devamını oluşturmaktadır.''
UBP Genel Başkanı Ertuığruloğlu'nun değerlendirmesi
Anamuhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu da söz konusu memorandumun, Kıbrıs Rum tarafının bilinen uzlaşmaz politikasını yansıttığını bildirdi.
Ertuğruloğlu, açıklamasında, ''Bunu yapmakla BM Güvenlik Konseyi Daimi üyesi olan bir ülke, her türlü gerçekçilik ve denge unsurunu bir kenara bırakarak uzlaşıyı torpilleyici bir tutum sergilemiştir'' diye konuştu.
Rusya'nın, memorandumda yer alan ''yapay takvimler olmaması'' söylemiyle, Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerde ayak sürüme ve uzlaşıyı erteleme politikasına açıkça arka çıktığını gösterdiğini belirten Ertuğruloğlu, ''Kıbrıs Türk halkının, sonu gelmeyen müzakerelerde kaybedecek zamanı yoktur. Bu sürecin artık adının konması ve hedefleriyle süresinin belirlenmesi gerekmektedir. Halkımız sonsuza dek belirsizliğe mahkum edilemez'' dedi.