Ruhani'yi neler bekliyor?
İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların mutlak çoğunluğunu alarak seçilen Hasan Ruhani, yarın selefi Ahmedinejad'dan görevi teslim alacak.
cumhuriyet.com.trİran cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, ilk turda sandıktan çıkan "sürpriz" galibi Hasan Ruhani, yarın selefi Mahmud Ahmedinejad'dan görevi teslim almaya hazırlanıyor. Ülkedeki en üst kurum olan dini otorite ile meclis arasında elçi görevi üstlenecek Ruhani'yi hem ulusal hem de uluslararası alanda yoğun bir gündem bekliyor.
Nükleer müzakerelerden ekonomik sıkıntılara, susuzluk sorununundan temel altyapı eksikliklerine kadar onlarca ağır sorun yaşayan İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Ruhani'nin masasında bulunan en önemli konu; 8 yıllık Ahmedinejad döneminin bakiyesi olan yüksek enflasyon ve işsizlikle mücadele olacak.Ekonomik gidişattaki bozulmanın temel sebebi olan nükleer çalışmalar ve buna cevap olarak Batı tarafından uygulanan ambargo konusunuda son sözü söyleme hakkına sahip olmayan Ruhani'nin, yaptırımları hafifletmek için Batı'ya karşı daha ılımlı bir dil kullanması bekleniyor.
Siyasi sistem içerisinde Ruhani'nin, nükleer program, Batı'yla ilişkiler ve dış politika gibi ulusal strateji konularında söz söyleme yetkisi son derece sınırlıyken, bu konuların tek belirleyicisi olan dini liderle arasında yeni dönemde gerilim olmayacağı tahmin ediliyor. Ruhani'nin dini liderle iyi geçinmesi ise stratejik kararların alınmasında ortak hareket etme açısından önem taşıyor.
Reformcu kesimin tek adayı olarak seçime giren ve salt çoğunlukla cumhurbaşkanı olan Ruhani'den halkın beklentileri oldukça yüksek. Seçim kampanyalarında ve sonrasında sık sık daha açık ve özgür bir İran vaadinde bulunan Ruhani'nin bunları ne kadar hayata geçirebileceği merak ediliyor.
Dış politikada da ılımlı bir tavır sergilemesi beklenen Ruhani, yaptığı ilk konuşmada, Esed rejiminin en güçlü destekçisi konumunda bulunduğu Suriye'de halkın iradesinden yana olduğunu söyledi.
Ruhani'nin önceliği ekonomi olacak
Cumhurbaşkanı seçilir seçilmez yaptığı ilk konuşmada önceliğinin ekonomi olduğunu ifade eden Ruhani, seçim kampanyaları boyunca vaadettiği şeyleri gerçekleştireceğini ancak bunun zaman alabileceğini söyledi. Ruhani, kısa vadeli hedef olarak "en azından" ramazan ayında ekonomiyi dengeli hale getirmeyi açıklamıştı.
Ahmedinejad'ın cumhurbaşkanlığı yaptığı sekiz yıllık döneme, Batı'nın İran'a nükleer programı yüzünden uyguladığı katı yaptırımların neden olduğu ekonomik sıkıntılar damgasını vurdu. Özellikle son dönemde doğrudan İran parası, nükleer program, savunma sanayisi ve otomotiv sektörünü hedef alan ekonomik yaptırımlar nedeniyle enflasyon hızla yükselirken, işsizlik aşırı derecede arttı.
ABD'nin, İran parasını "yurt dışında kullanılamaz hale getirme" hedefini büyük oranda başardığı görülürken, geçen yıl eylül ayında, sadece bir haftada İran riyalinin yüzde 59 değer kaybettiği kayıtlara geçti.
ABD'nin öncülük ettiği Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlarla İran'da enerji sektöründen sonra ülkenin en büyük istihdam alanı olan otomotiv endüstrisine mal ve hizmet satışı yasaklanması istatistiklere daha fazla işsizlik olarak yansıdı.
Ülkede zorlu bir ekonomik tabloyu devralacak Ruhani'nin, gidişattan son derece bunalan İran halkını kısa vadede rahatlatmasının kolay olmayacağı fakat daha yumuşak bir dille yaptırımları hafifletebileceği öngörülüyor.
"İran'ın nükleerden vazgeçmesi mümkün değil"
Seçim sonrası basına yaptığı ilk açıklamada, nükleer programın İran'ın "en doğal hakkı" olduğunu, asla vazgeçmeyeceklerini fakat bu konuda daha "şeffaf" olacaklarını söyleyen Ruhani, "İran'a yeni yaptırımlar uygulanmasını engelleyip mevcut yaptırımları hafifleteceklerini" söyledi. Bu açıklamayla Ruhani, Ahmedinejad döneminde Batı'yla ilişkilerin iyice gerilmesine neden olan "sert dili" yumuşatacağı beklentisini pekiştirmiş oldu.
İlk konuşmasını "ılımlılık" kavramı üzerine kuran Ruhani, "Seçimlerde ılımlı olanı tercih eden seçmenleri ayrıca kutluyorum" ifadesini kullanmış, ılımlılık kavramını ise radikalizm "aşırılıktan" uzak durmak olarak tanımlamıştı. Ekonomide, komşularla ilişkilerde, iç meselelerde ılımlı olacaklarını belirten Ruhani, "Ülke içinde her kesimi kapsayacak, bir araya getirecek bir yönetim oluşturacağız" diyerek yeni döneminin de kodlarını açıkladı.
Eski cumhurbaşkanları Haşimi Rafsancani ve Muhammed Hatemi dönemlerinde Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği yapmış, Batı'yla müzakerelerde "yumuşak" ve "müsamahakar" dil kullanmakla eleştirilmiş bir isim olan Ruhani'nin, gerek BM ile müzakere etme gerek Batı'yla diyalog kurma konusundaki tecrübesinin, uzun vadede, nükleer program konusunda diplomatik kapıların açılmasına imkan verebileceği ifade ediliyor.
Öte yandan, İran'ın ısrarla "barışçıl" amaçlarla geliştirdiğini söylediği nükleer teknolojisinden geri adım atmasının ise cumhurbaşkanı kim olursa olsun söz konusu olmadığı tahmin ediliyor.
Halkın Ruhani'den beklentisi yüksek
Reformcu kesimin seçimlere katılan tek adayının "sürpriz" zaferi, Ahmedinejad dönemindeki iç siyasi tartışmaların sona ereceği umudunu da beraberinde getirdi.
Seçimlerin ilk turunda oyların yüzde 51'ini alan Ruhani'nin sadece reformculardan değil muhafazakar kesimden de destek aldığı gözlenirken, dini lider Hamaney'le uzun yıllar çalışmış bir isim olması da avantaj olarak değerlendiriliyor.
Ruhani'nin Avrupa'da eğitim görmüş, beş dil bilen tecrübeli bir diplomat olması, aldığı dini eğitimle değerlendirildiğinde, hem içeride hem de dışarıda farklı kesimlere "sempatik" gelebilecek, birleştirici bir figür olacağı yorumları yapılıyor.
Ruhani cumhurbaşkanı seçildikten sonra bir gençlik dergisine verdiği demeçte, internet yasaklarını azaltacağını, filtrelerin "abes" olduğunu, Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerini serbest bıracağını söylemiş, "Dijital devrim çağında, kimsenin hayatı ve yönetimi garanti altında değil" açıklamasında bulunmuştu.
Sokaktaki kadınların giyim kuşamlarını kontrol eden polislerin uyguladığı baskının uygunsuz olduğunu söyleyen Ruhani, kadın erkek arasındaki maaş farkını azaltacağını ve üniversitelerdeki kadın erkek ayrımına karşı duracağını açıklamıştı.
Seçim kampayalarında azınlık hakları konusunda vaadlerde bulunan Ruhani, "Azınlıkların taleplerini dikkate alacağım. Cumhurbaşkanının vekillerinden biri de azınlık grubu üyelerinden olmalı ki onların beklentilerini takip edebilsin" demişti.
Konuşmalarında insan hakları, basın özgürlüğü gibi "hassas" konulara değinen Ruhani'nin, yeni dönemde vaadettiklerinin ne kadarını hayata geçireceği merak ediliyor.
"Suriye'de halkın iradesinden yanayız"
Her ne kadar dış politikanın esas belirleyicisi dini lider Hamaney olsa da Ruhani'nin bu konudaki yaklaşımı merak ediliyordu. Seçim sonrası ilk açıklamasında Ruhani, dış politikada önceliklerinin komşu ülkelerle dostça, karşılıklı çıkarların gözetildiği, yakın ilişkiler kurmaya yönelik olacağını belirtti.
Suriye konusunda ise "Son sözü söyleyecek olan Suriye halkıdır" diyen Ruhani, "Tabii ki Suriye'de terör ve iç savaşa karşıyız ama dış müdahaleye de karşıyız. Suriye'de barış, bölge ve dünya ülkelerinin desteğiyle tesis edilecektir" şeklinde konuşarak, İran'ın yakın dönemde bu konudaki tavrının değişmeyeceğinin sinyallerini verdi.