'Resim Heykel Müzesi'nde güvenlik zaafı' iddiası

Ankara'daki Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nden üç resmi çaldığı iddiasıyla bir müze görevlisi hakkında açılan davaya rapor sunan bilirkişi, ''müzede, mevzuata uygun davranılmadığını ve güvenlik açısından zaafiyet olduğunu'' bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

V.T. adlı müze görevlisini ''hırsızlık'' ve ''görevi kötüye kullanmak'' suçundan yargılayan Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi, müzeden hırsızlık iddiasının aydınlatılabilmesi için, sanık avukatı Emrah Güner'in de talebiyle, bilirkişi eşliğinde müzede keşif yapılmasını kararlaştırmıştı. Keşfe katılan Etnolog ve Müze Araştırması Ayhan Saltık, ''bilirkişi'' sıfatıyla hazırladığı raporu mahkemeye gönderdi.

Raporda, müzeden çalındığı tespit edilen 3 tablonun konulduğu deponun kapı, anahtar ve mühürleme ile depoya giriş-çıkış tutanaklarının müzecilik mevzuatına uygun olduğu, ancak, anahtarların ve mühürleme aparatlarının konulduğu kasanın mühürsüz olmasının alınan önlemlerin hepsini anlamsız kıldığı ifade edildi.

Raporda, tabloların çalınmasından sonra, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu'nca yaptırılan soruşturma sonucunda, Müfettiş Özgür Semiz'in hazırladığı 8 Temmuz 2009 tarihli raporda, ''eser deposu anahtarlarının içinde muhafaza edildiği çelik kasanın anahtarının personel tarafından her an ulaşılabilir şekilde muhafaza edildiğinin'' belirtildiği bildirildi.
 

Müfettiş raporundan alıntılar

Bilirkişi raporunda, müfettiş raporundaki şu alıntılara yer verildi: ''Müzede koleksiyona dahil eserlerin sergilendiği teşhir salonları ve idari birimlerin asıl ve yedek anahtarlarının aynı dolaplarda muhafaza edilmesi, müdür odası hariç müzenin tüm birimleri ve teşhir salonları anahtarlarının asıllarının muhafaza edildiği genel anahtar dolabı anahtarının, gündüz mesai saatlerinde nöbetçi memurlarda, gece nöbetlerinde güvenlik personelinin elinde dolaşması ve genel anahtar dolabının mühürlenmemesi, müdür odası dahil müzenin tüm birimlerinin ve teşhir salonlarının yedek anahtarlarının muhafaza edildiği yedek anahtar dolabı anahtarının mühre iliştirilerek, dolabın üzerinde bırakılması; yedek anahtar dolabının zaman zaman açık bırakılması, anahtar teslim konusunda tutanak tutulmaması ve anahtarların muhafazası konusunda belli bir sorumlu personel görevlendirilmemesinin müze koleksiyonundaki eserlerle ilgili ciddi güvenlik açıkları yarattığı; ayrıca, müze genelinde bulunan güvenlik alarm sistemi ile eser deposunda ayrıca kurulu olan güvenlik alarm sisteminin, yaklaşık 2008 başından bu yana bozuk olduğu...''

Müfettiş raporunda, ''müzede gerekli yerlere soğuk mühür yapmak için gereken mühür pensesi, tel ve kurşun gibi mühürleme araç gereçlerinin bugüne (müfettiş raporunun hazırlandığı tarihe) kadar her an ulaşılabilir şekilde, genel anahtar dolabında veya diğer idari odalarda bırakıldığı ve mühürleme araç gereçleri konusunda herhangi bir güvenlik önlemi alınmadığının'' belirtildiğine dikkat çekilen raporda, ''söz konusu araç gereçlerin, herhangi bir kişi veya personel tarafından ulaşılabilir şekilde açıkta bırakılmasının, yedek anahtar dolabı, eser deposu kapısı, teşhir salonları kapıları ve gerekli diğer yerlerin mühürlenmesi işlemlerini anlamsızlaştırdığı ve mühürleme uygulanmasından beklenen güvenlik tesisini boşa çıkardığı'' ifade edildi.
 

'Güvenlik zaafı yaratan uygulamalar bunlarla sınırlı değil'

Müfettiş raporunda, ''Mevcut uygulamada, anahtarlara ulaşılması son derece kolay olduğu anlaşılan söz konusu yerlerin, yetkisiz kişilerce kötü niyetle açılıp kapatılması ve sonrasında bu araç gereçlerle iz bırakmamak için tekrar mühürlenmesinin mümkün olduğu, keza müzedeki hırsızlık fiilinin bu şekilde işlendiği, müzede güvenlik zaafı yaratan uygulamaların bunlarla sınırlı kalmadığı...'' tespitlerinin bulunduğu bildirildi.

Bilirkişi raporunda, müze bahçesindeki 2 bronz heykelin de 2007'de çalındığına işaret edilerek, bu olay sonrasında müze müdürlüğünün teftiş ve soruşturma geçirdiği, soruşturma sonunda güvenlik zaaflarına dikkat çekilerek, yapılması gerekenlerin belirtildiği anlatıldı. Raporda, ''Teftiş Kurulu raporları ve hırsızlık suçunun işlendiği yerde yapılan keşif de göz önünde bulundurularak, müzecilik mevzuatına uygun davranılmadığı, müzede güvenlik açısından zaafiyet olduğu ve hırsızlık olayının da bu zaaftan faydalanılarak gerçekleştiği kanaatine varılmıştır'' değerlendirmesinde bulunuldu.