"Rakamlar spekülatiftir"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ''Emeklilere yapılacak bütün yardımlarla ilgili söylenen bütün rakamlar spekülatiftir'' dedi.
cumhuriyet.com.trÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Bakanlıkça düzenlenen Ulusal İstihdam Stratejisi Çalıştayı'na katılmak üzere geldiği Antalya'da gazetecilere yaptığı açıklamada, emeklilere yapılacak bütün yardımlarla ilgili söylenen rakamların spekülatif olduğunu belirterek, söylentilere itibar edilmemesini istedi.
Bakanlık olarak bugüne kadar herhangi bir rakam telaffuz etmediklerini ifade eden Bakan Dinçer, şöyle konuştu:
''Gazeteciler, Emekliler Derneği ve benzeri birçok temsilci tahminlerde bulunarak kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Emeklilerimizin geçim sorunu var. Maaşlarıyla ilgili iyileştirmeye ihtiyaçları var ama onları haksız şekilde yüksek beklentilere sokmak ve ileride duygusal olarak incinmelerini sağlamak kimseye menfaat sağlamaz. Dolayısıyla elimizden geldiği kadar, hükümetimizin gerçekleştirebileceği, elde edebildiği kaynaklar ne kadarsa o kadarıyla emeklilerimizin maaşlarını iyileştirmeyi düşünüyoruz. Fakat şimdiye kadar rakam telaffuz etmedim. Bakanlık çalışmalarını netleştirdiğinde emeklilerle açıklıkla ve gecikmeden paylaşacak. Emeklilerimiz spekülatif şeylere lütfen itibar etmesin.''
Asgari ücret tespit çalışmaları
Bakan Dinçer, yeni yılda uygulanacak asgari ücretle ilgili tespit çalışmalarının sürdürüldüğünü, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 28-29 Aralık'ta bir kez daha toplanacağını bildirdi.
İşçi sendikalarının Asgari Ücret Tespit Komisyonu'ndan çekilmelerini uygun bulmadığını ifade eden Dinçer, şunları kaydetti:
''İşçi temsilcilerimizin Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nu terk etmesi bakanla ilgili değil. Bu komisyon her yıl toplanıyor ve işçi temsilcileri bakan gelse de gelmese de toplantıları terk ediyor. Dolayısıyla oradaki terk edilmenin gerekçesi sanırım bakanın gelmemesi değil. O toplantıya gitmedim, doğru, çünkü o komisyon teknik bir komisyon. Bakanın oraya gitmesi, teknik ve rasyonel karar verilmesi gereken bir işe biraz siyaset de katabilirdi. Uzak kalarak komisyonun objektif olarak kendi kararlarını vermesini sağladık. Bundan daha makul ve saygılı bir yaklaşım olabilir mi?''
Sürecin beklendiği şekilde devam ettiğini söyleyen Dinçer, işçi, işveren ve diğer kamu temsilcilerinin bir araya geldiğini ancak işçi temsilcilerinin kendi haklarını kullanmak istemediğini belirtti.
Dinçer, ''Bence katılmalı ve haklarını kullanmalıydılar ama şunu hatırlatmam lazım, haklarını kullanmamak sorumluluktan da kurtulmaları anlamına gelmez. Bu bir hak ve sorumluluktur. Hakkını kullanmayan sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarını tamamlamadı. En son 28-29 Aralık'ta bir kez daha toplanacak. Ancak komisyon kendi kararını verdikten sonra biz onu uygulamaya koyabiliriz. Asgari ücret miktarı konusunda rakam yok ortada. Bu konuda karar sağlanmadı'' diye konuştu.
Eczanelerle sözleşme
Bakan Dinçer, Türkiye'nin ekonomik krizden geçtiğini, bu krizin çeşitli alanlarda etkisini gösterdiğini belirterek, bu alanlardan birinin de sosyal güvenlik açıkları olduğunu kaydetti.
Son 5 yıllık süreçte hükümetin aldığı sosyal güvenlik reformu ve sağlık reformu tedbirlerinden sonra sosyal güvenlik dengesinin iyiye gittiğini ancak kriz nedeniyle bu dengenin bozulduğunu bildiren Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''2002-2003'lü yıllarda SGK'nın gelirlerinin giderlerini karşılama oranı yüzde 40'lardayken bu yıl içinde yüzde 62 olarak planlamıştık. Halbuki kriz sebebiyle yüzde 50'lerde kaldı. Böyle olunca sosyal güvenlik açığı arttı. Bu yıl yaklaşık 31-32 milyar TL'lik sosyal güvenlik açığımız var. Krizden geçiyoruz. Böyle büyük bir açıkla karşı karşıyayken ilaç sanayisi ve eczacılık sektörü de çok karlı bir sektör olarak varlığını devam ettirdi. Son 2 yılda ilaç sanayisinin büyüme oranı her yıl ortalama yüzde 20 civarında, eczacılar da yüzde 20'ye yakın net karla çalıştı. Böyle bir süreçte biz de bir şekilde onların da bu ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunu paylaşmasını talep ettik. Bir şekilde masraflarımızı kısmak, gelirlerimizi artırmak zorundayız. Çünkü halka sunduğumuz sağlık hizmetlerinin mevcut erişiminde ve mevcut kapsamında geriye adım atmak istemiyoruz. İstiyoruz ki halka etkin ve verimli sağlık hizmeti sunalım, bu sağlık hizmetini de herkes rahatça alabilsin. Tabii bunun bir maliyeti var.''