Politikacının Güvencesi

cumhuriyet.com.tr

Politikacının iktidarını koruyabilmek için başlıca güvencesi, eğitimden, aydınlanmadan, bilimsellikten uzak bırakılmış, kolayca aldatılabilen halk çoğunluğu olmuştur. 1945 yılında büyük insan, büyük eğitimci Hasan Âli Yücel Mili Eğitim Bakanlığı’ndan uzaklaştırılıp onun yerine atanan Reşat Şemsettin Sirer, Cumhurbaşkanı İnönü ile birlikte Köy Enstitülerini  ziyaretten dönerken İsmet Paşa’ya, “Paşam, bu çocuklar böyle eğitim görürlerse biz bunları idare edemeyiz” demiştir. Çok anlam yüklüdür bu tarihsel önemdeki söz. Bence bu güzel yurdun kaderine uzun yıllardır egemen olan muhafazakâr, sağ politikalar ve onların uygulayıcısı politikacıların temel felsefesi Sirer’in  bu cümlesinde özetlenmektedir.

Eğitimden, bilimden, aydınlanmadan ve dolayısıyla bilinçlenmeden uzak bırakılmış nasıl aldatılmakta olduğunu, ülkede ve dünyada olup bitenleri  yeterince kavrayamayan halk katmanlarıdır, sağcı politikacılara güç veren, onları iktidarda tutan. Çok partili düzene girişimizden 63 yıl sonra AKP’nin ve onun lideri Başbakan’ın  gücü de buradan geliyor. Tayyip Bey’in süregelen karizması ve artık ikinci cumhuriyetçi neoliberal takımın bile savunamadığı, bu acemi, bu kişiliksiz, bu ilkesiz, bu kötü yönetime karşın anketlerde AKP’nin hâlâ açık farkla birinci sırada yer almasının sırrı, daha doğru deyimle açıklaması budur. Onlar elbette bunun farkındadırlar. Bu gerçek, demokrasimizin büyük çıkmazıdır. AKP’nin önümüzdeki belediye seçimlerinde aynı oranda başarı kazanması, örneğin, Melih Gökçek’in yeniden seçilmesi, bu çıkmazı çok açık bir şekilde ortaya çıkaracaktır.

Ama TV’lerde boy gösteren AKP yandaşı köşe yazarları, ikinci cumhuriyetçiler, neoliberaller bu gerçeğe hiç ama hiç değinmezler. 70 milyonluk halkın  ekonomik, sosyal, eğitimsel durumunu hiç dile getirmezler. Bu halkın büyük çoğunluğu 60 yıldan beri çağdaş, akla dayanan bir eğitimden, bilimsellikten, bilimsel mantıktan uzak bırakılmış, dogmalara ve Tanrı’ya sığınarak teselli bulmaya muhtaç kılınmıştır. Binnaz Toprak ve arkadaşlarının yaptığı çalışma, iktidarın desteğinde Anadolu’da İslamcı bir hegemonyanın kurulmakta olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Hiç kuşku yok, emperyalizm bu koşullardan yarar sağlayarak uzun yıllardan beri, sağ iktidarları desteklemiş ve kendi amaçları doğrultusunda onlarla işbirliği yapmıştır.

Tüm bu olumsuz koşullara karşın muhalefet, yurtseverler, Aydınlanmacılar, Cumhuriyetçiler bu halka yaklaşmayı ve onlara Türkiye gerçeklerini anlatmayı başarabilmeli, bunun için büyük bir çaba ve dayanışma içinde olmaları gerekiyor. Bu tehlikeli sürükleniş mutlaka önlenmeli. Uzun yıllardır sol cephenin büyük bir aymazlık içinde bölünerek belediye başkanlıklarını AKP’ye hediye ettiklerine tanık oluyoruz. Bu tarih önünde bağışlanmaz bir gaflettir. Bu  defa 29 Mart seçimlerinde yinelenmemesini diliyoruz.

coskunoz@superonline.com