Perinçek'ten Baykal'a mektup

Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Deniz Baykal'a bir mektup göndererek, Baykal'ın istifa konuşmasındaki "Pensilvanya" mesajına sert tepki gösterdi.

cumhuriyet.com.tr

Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Deniz Baykal'a bir mektup gönderdi. Doğu Perinçek'in cezaevinden Deniz Baykal'a yazdığı mektubu İP Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, parti genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında okudu.

Mektubunda, Deniz Baykal'ın istifa konuşmasındaki "Pensilvanya" mesajına sert tepki gösteren Perinçek, "Baykal'ı hedef alan operasyon ne yazık ki başarıya ulaştı. Operasyonu başarılı kılan, Baykal oldu. Tek bir sözüyle; 'Pensilvanya'dan aldığı mesajın samimiyetine inandığını' açıkladığı an, operasyon tamamlanmıştı" dedi. Baykal'ın, o cümlesiyle istifa konuşmasının bütününü geçersiz kıldığını, Baykal'ın hayatında yaptığı en etkili ve içerikli konuşma, o anda bir "biat" ilanına dönüştüğünü ifade eden Perinçek, "Baykal'ın Fethullah Hoca'nın ismini bile söylemeyip 'Pensilvanya' şifresi kullanması dahi büyük bir zaaftır. Böyle kritik konular, devlet adamları tarafından şifrelerle açıklanmaz. O ki Baykal, Fethullah Hoca'nın 'samimiyetine inandığını' açıklayacaktı, o zaman mertçe adını vermeliydi. Ne var ki, mesaj, Fethullah Hoca'dan değil, bir aracıdan gelmiş. Bu bile, Baykal'ın çok olumsuz bir durumda bulunduğunu gösterir. En azından bu durumu kabul etmemesi gerekirdi" dedi. Perinçek, Baykal'ın aslında Pensilvanya politikasını açıkladığını, bütün milletin önünde Fethullah Hoca'yı akladığını öne sürerek, cemaatin bu kez tahtının bir ayağını da CHP'nin sırtına oturttuğunu belirtti. Baykal'ın "biat"ının Pensilvanya üzerinden Washington'a olduğunu altını çizen Perinçek, video için kullanılan yüksek teknolojinin buradan bağımsız olamayacağını savundu.


ABD, Türkiye'yi değil sadece Baykal'ı kurtarır

CHP'nin içine girilen "kansız iç savaşa" hazır olmadığını, bu yüzden her yumruğu şaşkınlık ve çaresizlikle karşıladığını ifade eden Perinçek, "CHP, kansız iç savaş koşullarına göre vaziyet alamadığı için, tertibe ilk tepkisi, ucuz gündem değiştirme girişimi oldu. Pensilvanya'nın samimiyetine iman edenler, parmaklarını Mustafa Sarıgül'e uzattılar. Baykal, Önder Sav'ı o ağır ve temiz olmayan göreve yönlendirmişti (Hürriyet, 10 Mayıs 2010). Kanımca, o basın toplantısı CHP tarihinde bir leke olarak kalacaktır. O kadar aklı başında adamın masanın arkasına dizilip bu ayıba ortak olması, yalnız şaşkınlık ve çaresizlikle açıklanamaz" dedi.

Perinçek, CHP'nin "Kemalist Devrimcilikten" vazgeçip kıblesini kaybedince, emperyalist sistemin sosyal demokrasisine yöneldiğini belirterek, "CHP, iktidarların ABD'nin hakemliğinde el değiştirdiği bir modele teslim olmanın acılarını çekiyor. Oysa Türkiye'nin ABD devlet hiyerarşisi içinden yönetildiği sorununu ısrarla işlese, CHP'nin oyları yüzde 10 artar. Üzerinin çizilmesinden korkmuştur. Ne var ki, o sistem, Baykal'ın üzerini çizmektedir. Baykal'ın kendisi saptıyor bunu. Peki o zaman bu ABD güdümlü siyasal hayatın sınırları içinde bir çıkış var mıdır? Ne yazık ki, Baykal kendi çıkışını hâlâ o sistemin içinde aramaktadır. Bulabilir belki, ama o bulduğu Türkiye'yi değil, Baykal'ı kurtarır" dedi.


Savaştır bu

Baykal'ın kendisinin yarım yüzyıllık arkadaşı olduğunu, CHP yöneticileri ve CHP kitlesinin de, kendisi için 'mücadele arkadaşları' olduğunu ifade eden Perinçek şöyle devam etti:
"Gelecekte neler olacağını görüyorum. Onlara bu duygularla yazıyorum. Bugün yalnız CHP'liler olarak değil, Türkiye'nin bütün yurtseverleri olarak, önümüzdeki derin krizin sorumluluklarını ve görevlerini anlamaya çalışalım. Bunun için de, öncelikle şu Pensilvanya mesajının bizi nerelere sürükleyeceği konusunda zihinlerimizi berraklaştırmak yerinde olur. Kemalist Devrim rotasının haritasına iyi bakın, orada Pensilvanya diye bir selamlama makamı gözükmüyor. Orada yazılı olan şudur, 'Türkiye, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz.' Haçlı irticanın tertipler ve zorbalıklar ülkesi de olamaz.

Sayın Baykal'a bu tertip üzerine yarım yüzyıllık arkadaşı olarak bir mektup yazmayı düşündüm. Buraya yazıyorum, kamuoyu da bilsin. Savaştır bu! Düşman, Hitler gibi kuralsızdır; ahlaksızdır; her tür şiddet, hile ve tertipte maharet sahibidir. Kardeşimiz olan bir buçuk milyon Müslüman'ı daha yeni katletmiştir ve devam ediyor. Bu düşmana, kendisini 'deliğe süpürme' yetkisini vermiş olan iktidar sahiplerinin üç yıldır uyguladığı yöntemler, yarın daha neler yapacaklarının işaretlerini de veriyor. Bu koşullarda onlardan her şey beklenir. Bir Asya özdeyişi bizim görevimizin boyutlarını da tanımlıyor; İmparatoru atından alaşağı etmek isteyen, bin hançer darbesini göze almalıdır. Demek ki, bundan sonra gelecek 999 hançer darbesine hazır olmalıyız. Yarım yüzyılın yoğunlaştırdığı arkadaşlık duygularıyla selam ve saygılar."