Pentagram 25. yaşında yine sahnede

Türkiye'deki rock ve heavy metal müziğin en köklü gruplarından Pentagram, uzun bir aradan sonra döndü.

cumhuriyet.com.tr

25. yaşını kutlayan grup; Hakan Utangaç (gitar), Metin Türkcan (gitar), Tarkan Gözübüyük (bas gitar), Cenk Ünnü (davul) ve güçlü vokaliyle gruba yeni bir nefes veren Gökalp Ergen ile birlikte yeni albümleri “MMXII (2012)”i yayımladı. Zaten Pentagram geçmişte, gelecekte ve en önemlisi şimdide yaşayan bir heavy metal grubu. Müziğe verdikleri arayı “koşulların getirdiği kısa bir mola” olarak tarif eden Pentagram üyeleri, “Biz değişmedik, geliştik ve sahneyi çok özledik” diyor. Onlara göre, rock müzik muhalif söylemini kaybederek yayılıyor. Ama onlar tarzlarından taviz vermeden yola devam etmeye kararlılar.

Pentagram 90’lı yılların en özel gruplarından. Sony Music kataloğunda yer alan; Pentagram (1990), Trail Blazer (1992), Anatolia (1997), Unspoken (2001) ve Bir (2002) olmak üzere beş stüdyo albümünün yanı sıra, kuruluşunun 10. ve 20. yıl dönümlerinde yayımladığı iki konser video / albümü bulunuyor. O günlere özlem duyanlar için Pentagram'ın dönüşü bir zaman yolculuğu gibi. Prodüktörlüğünü Pentagram’ın üstlendigi “MMXII” albümünde söz ve bestesi gruba ait “Sand”, “Now and Nevermore”, “Geçmişin Yükü”, “Beyond Insanity”, “Doğmadan Önce”, “Wasteland”, “It’s Dawn Again”, “Disturbing The Peace”, “Uzakta, “Apokalips” isimli on şarkı var.

Albümün hissiyatı ve omurgasını grubun geleneksel tarzı oluşturuyor. Hatırlarsanız çok önemli bir kırılma yaşadı Pentagram; grubun vokali Murat İlkan talihsiz bir rahatsızlık sonucu müziği bıraktı ve yerine Gökalp Ergen geldi. Neyse ki kan tuttu ve Pentagram kendine en yakın haliyle yoluna devam ediyor. Zaten grubun tarihinde pek çok oyuncu değişikliği var. Bu anlamda Ogün Sanlısoy’a ve Demir Demirkan’a bir selam vermeden geçmek olmaz.

Pentagram önceki albümlerinde olduğu gibi bu albümde de yaşadığımız dönemin duygusunu metaforlarla anlatırken dinleyiciyi Anadolu tınılarıyla uzaklara götürüyor. Zaten çeyrek yüzyıllık tarihlerinde yaşadıkları gitgeller onları besliyor. Anlatıyorlar: “Hem farklı tarzlarda müzik yapmak hem değişik projelerde çalışmak müzikal ufkumuzu genişletti. Biz zaten bunu doksanlarda da yapıyorduk. Değişik projelerde çalışmak bize nefes almak şansı veriyor. Hatta kafamızı dinlemek adına iyi kaçamaklar bunlar. Zaten sanki hiç ara vermemiş gibi kaldığımız yerden devam ediyoruz. 25 yıl önceki heyecanımızla bu yoldayız. 25 yıl öncesinde gibiyiz, bu bir zaman yolculuğu bizim için. Zaten müzik başlayınca her şeyi unutup kendimizi Pentagram’a teslim ediyoruz.”

Rock müziğin temelinde haksızlığa, savaşa, adaletsizliğe, geri kafalılığa karşı duranların ortak seslerini yükseltme isteği yatar. Ama rock müziğin dağıtım kanalları ve yayılım süresi arttıkça da herkes bir dalgalanma yaşıyor. Bu cümleleri Pentagram yıllar önce de söylüyordu ama değişen bir şey olmadı. Onlar ise kendilerinden taviz vermeden bu yola çıktılar, öyle de devam ediyorlar. O yüzden şimdiki muhalif gençlerin ve 90’ları özlemle ananlar için Pentagram sıkı bir yoldaş. Yeni albümde bu topraklardan çıkan gerçek bir heavy metal grubunu tecrübe etmek için iyi bir fırsat...