"Özel ordu kurmuyoruz"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, profesyonel ordu konusuna son noktayı koyarak, "Özel ordu kurmuyoruz. Bünye içinde özel hudut birlikleri ile terörle mücadele edilecek" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Erdoğan AKP Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılış konuşmasında hafta boyunca muhalefet partisi liderleri ile yaptığı görüşmelere ve profesyonel ordu konusuna açıklık getirdi. Erdoğan iki yıl önce kararı alınan profesyonel ordu kurulması konusunda özellikle hudut bölgelerinde ve sınırlarda görev yapacak özel eğitimli tamamen profesyonel bir ekiple terörle mücadele edilmesi kararı alındığını belirterek, "Parti ziyaretlerimizde gündeme gelen bu konuyu tüm boyutları ile değerlendiriyoruz. Tamamen profesyonel personelden oluşan ekipler sınırda görev yapacak. Bunlar ayrı bir ordu ya da özel bir ordu değildir. Bunlar özel hudut birlikleri olacaktır. Mevcut bünyede farklı statüde 5 yıl ya da daha üzeri görev yapacak uzmanlaşmış personel olacak. Bunların değerlendirmeleri yapılıyor, yasal düzenlemesi yapılacak. Kritik ve hassas bölgelerde profesyonel güvenlik gücü olarak mücadele edecekler. Bu yıl içinde çalışmayı hayata geçirmiş olacağız" dedi.
 

Türk yapımı Heron

Başbakan Erdoğan terörle mücadele konusunda 150 civarında yerli insansız hava aracının görev yaptığını da ifade ettiği konuşmasında, "Bugün öğlen sonra bir törenle tamamen yerli üretim ilk insansız hava aracının hangar çıkış merasimi ve testi yapılacak. Heronların sahip olduğu özellikleri taşıyor ve daha yükseğe çıkıyor. 2012 yılında da ilk Türk İstihbarat Uydusu'nu fırtalacağız" dedi.

 

"Elini yumruk yapanla tokalaşılmaz"

Erdoğan, yaptığı konuşmada, terörün sadece güvenlik güçleri ile yada tek bir siyasi partinin yada iktidarın çözemeyeceği bir konu olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:

"Biz hiçbir zaman kapıları kapatanlardan olmadık. Ben bir siyasi partinin tabanına değil, liderine ve yöneticilerine buradan seslenmek istiyorum. MHP'nin lideri ve yönetimi birçok konuda olduğu gibi mili birlik ve kardeşlik süreci konusunda yapıcı muhalefet yerine son derece yıkıcı ve yıpratıcı olmuştur. Sayın genel başkan ve arkadaşları tarafından şahsıma arkadaşlarıma, partime, hükümetime hatta ailelerimize yönelik bir üslup ve nezaketsizlikle saldırılar yapıldı. Faydadan çok zarar getiren bu üslup terörle mücadeleye hiçbir olumlu katkı sağlamadığı gibi kitleleri tahrik ederek zarar vermiştir. Ülkenin meselelerine ışık tutmaktan ülkenin ve milletin hak ve hukukunu savunmaktan uzaktır. Bu üslup terörün terör ortamının istismarıdır. Bu üslup başta şehitlerimiz olmak üzere terör mağdurlarının milletin hissiyatının istismarıdır. Bu politikalara rağmen şehitlerin üzerinden nemalanma hırsına rağmen biz MHP'ye kapımızı açık tutmakla kalmadık 3 kez görüşme talebinde bulunduk. Her seferinde uzattığımız el havada kaldı. En baştan reddettiler. Nezaketsiz ifadelerle kapılar kapatıldı. Bu kadar hayati bir meselede MHP'nin diyalogdan kaçıyor olmasını aziz milletimizin takdirine havale ediyorum."
 

Vuvuzela eleştirisi

Erdoğan MHP Genel Sekreteri Oktay Vural'ın Vuvuzela ile yaptığı basın toplantısına da gönderme yaparak, "Ta Güney Afrika'daki Vuvuzelayı eline alıp onunla basın toplantısı yapacak kadar bu işi düşürüyorlar. Bunu TBMM çatısı altında yapıyorlar. MHP'nin tabanı bir defa bu gayet sulu gayri ciddi demokrasi ile alakası olmayan bir fikri bir düşünce altyapısı olmayan bu anlayışı 12 Eylül'de tersleyecek gereken cevabı verecek" diye konuştu.
 

BDP'den gelen mekup

Başbakan Erdoğan BDP ile neden görüşmediğine yönelik eleştirilere ise bu zamana kadar özellikle yanıt vermediğini ancak daha önce parti yönetimi ile gerek kendisinin gerekse hükümet üyelerinin bu konularda görüştüğünü dile getirdi. Erdoğan son liderler turunda BDP'ye kapılarını kapatmalarının nedenini ise şu sözlerle açıkladı.

"Biz terörle mücadele konusunu görüşmek üzere siyasi patilerden randevu istedik görüştük. Ama terörle arasına mesafe koyup demokrasi ve hukukun tarafında duramayan bir siyasi parti ile görüşmenin anlamsız olacağını bana gönderilmiş bir mektupla artık belgeli halde gördük. BDP bir tarafında TBMM'nin anteti, diğer tarafından partinin antetli kağıt ile bana bir yazı gönderdiler. Bu yazıda PKK örgütüne mensupların terörle mücadele esnasında öldürüldüğünü iddia ediyorlar. Ekteki bir CD ile bu cesetlerin durumunun bir insanlık suçu olduğunun bunun karşısında ne yapacağımızı soruyor. Genel Başkan soruyor. AB üyesi ülkelerin, dünya ülkelerinin büyük bir kısmının BM'nin terör örgütü olarak ilan ettiği bir örgütün avukatlığını yapmak BDP, sana mı kaldı? Şu ana kadar güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlar olarak 10 bin şehit var. Bu şehitlere uygulananlar onların resimleri onları da biz size mi göndereceğiz. Böyle mi diyalog kuracağız. Senin terör örgütü ile arana mesafe koyman şart. Sana avukatlık görevi düşmez. Bu çatının altında bunu yapamazsın. Köşe yazarları buna rağmen git görüş diyor. O kadar meraklıysanız gidin siz görüşün."

Erdoğan, MHP'nin ve BDP'nin terörden farklı yönleri ile nemalandıklarını söyleyerek "Elini yumruk yapanlarla tokalaşılmaz" ifadelerini kullandı.

 

"Teşkilatlarımız tehdit ediliyor"

Konuşmasında, Kılıçdaroğlu'na da yanıt vererek, bölgede fabrika kurmanın işsizliğin önüne geçmek için yeterli olmayacağını, işsizliğin ancak hizmet sektörü ile çözüme kavuşturulabileceğini söyledi. Gerek bölgede gerekse diğer bölgelerde 7.5 buçuk yıllık iktidarları döneminde atılan adımlara ilişkin parti teşkilatına bilgi veren Erdoğan, yapılan yatırımları ve açıkladığı rakamları not almalarını, bunları vatandaşa anlatmalarını istedi. Öte yandan özellikle doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde parti teşkilatına yönelik saldırılara da dikkat çeken Erdoğan "Bölgeye giden doktorlar bile tehdit ediliyor. Uzman doktorlar gitmek istemiyor. Toplu konut idaresi olarak konut yapıyoruz. Belediye başkanı tehdit ediyor. Gelme buraya diyor. Kentsel gelişim dönüşüm diyoruz. Vatandaşlarımızı tezeklerle yapılmış binalardan modern konutlara yerleştirelim istiyoruz 'istemezük' diyorlar. Buradan terörü besliyorlar. Hem ön kesiyorlar hem de devlet gelmedi diyorlar. Buna rağmen barajları yapmaya devam ediyoruz. Canını ortaya koyan müteahhitlerimiz yine var" dedi.

Erdoğan ayrıca, demokratik açılım sürecinin askıya alındığı yönündeki eleştirilere de "Demokratik açılımın içi boş diyorlar. İçini doldurmak için ne biliyorsan onu söyle. Böyle bir katkıda bulunursan başım gözüm üstüne kuru kuruya içi boş demenin katkısı olmaz" sözleriyle yanıt verdi.
 

Referandum mitingleri başlıyor

Erdoğan Anayasa değişikliğine ilişkin 12 Eylül'de gerçekleştirilecek referandum öncesi vatandaşa Anayasa değişikliğini anlatmak için hazırlanan kitapçıkları da teşkilat üyelerine tanıttı. Erdoğan kitapçıktan "Evet demek için 40 neden" bölümünden bazı maddeleri okurken, "12 Eylül darbesinin sorumlularının yargılanmasının önünü açmak için Evet" sözleri salondan büyük alkış aldı. Anayasa Mahkemesi'ne de göndermede bulunan Erdoğan "Mahkemelerin kendilerini hükümetlerin yerine koymaması için 'evet' diyoruz. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçmeye 'evet' diyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan referandum mitinglerinin ise 24 Temmuz'da Bingöl ve Elazığ illerinden başlatılacağını söyledi. 12 Eylül'e kadar 36 ile gideceğini dile getiren Erdoğan "81 vilayete 892 ilçeye 34 bin 413 köyüne tek tek ulaşacak en anlaşılır şekilde değişikliklerin neler olduğunu anlatacağız. Tüm teşkilat gece gündüz demeden dur durak bilmeden il ilçe belde köy tüm kapıları kadın kolları gençlik kolları hep birlikte çalacağız. TBMM'de girişini yazdığımız tarihin siz gelişme bölümünü yazacaksınız milletimiz de sonucunu yazacak" dedi.