Özden Örnek: Kimseye emir vermedim

''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanığı eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral Özden Örnek, ''Bütün bu konularla ilgili kimseyle görüşme yapmadım, hiç kimseye emir vermedim. Belge olarak kabul edilen bütün yazılar iradem dışında yazılmış ve ismim iradem dışında kullanılmıştır'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasına başlayan Örnek, bir gazetenin haberiyle başlayan, kamuoyunda ''Balyoz Planı'' olarak bilinen davayla ilgili konuşacağını ve savunmasının yaklaşık 10 saat süreceğini ifade etti.

Sözde ''Balyoz Planı'' ve eklerinden, 5-7 Mart'taki plan seminerinden, Suga ve eklerinden, Gölcük Donanma Komutanlığındaki belgelerden haberi olmadığını belirten Örnek, ''Bütün bu konularla ilgili kimseyle görüşme yapmadım, hiç kimseye emir vermedim. Belge olarak kabul edilen bütün yazılar iradem dışında yazılmış ve ismim iradem dışında kullanılmıştır'' diye konuştu.

''Balyoz Planı''nı ilk duyduğu 2010 yılının Ocak ayından itibaren düşündüğü yegane olasılığın ''Ben yapmadığım halde beni bu konuya dahil ettiklerine göre davaya konu olan bütün olay bir sahtekarlıktır'' şeklinde ifade eden Örnek, ''Amaçları bu ülkenin başbakanı dahil herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. İşte bu nedenle susmayıp sahtekarların ve sahtekarlarla iş birliği yapanların bütün foyalarını ortaya çıkarma yolunu seçtim. Bu nedenle yegane amacım bütün sahtekarlık kanıtlarını ortaya koymaktır'' dedi.
 

''Kozmik oda kayıtlarında bu CD'ler yok"

Savunmasında CD ve sayısal dosyaların değerlendirmesini yapan Örnek, davanın dayanağını Mehmet Baransu tarafından teslim edilen bavuldan çıkan 19 adet CD'nin oluşturduğunu ancak ellerindeki bilgilere göre CD'lerin seminerden sonra kozmik odada emniyete alınıp saklanması gerekirken bu konuda kayda rastlanmadığını ifade etti.
Yürürlükteki talimatlara göre CD'lerin kozmik odaya girdikten sonra kayda geçirilmesi gerektiğini kaydeden Örnek, şöyle devam etti:
''Bu kayıtlar, CD'ler imha edilse de kalırlar. Kayıt defterlerine bakılıyor, kayda geçmiş böyle CD'ler yok. İmha tutanaklarına bakılıyor, keza bu tutanaklarda da yok. Büyük bir olasılıkla bir miktar CD, seminer bittikten sonra bir şekilde yasa dışı yollardan kozmik oda dışına çıkarılmış ve seminerden 7 sene sonunda Mehmet Baransu'ya 19 adet CD verildiği kendisi tarafından ifade edilmiştir. Acaba bu CD'ler 2003 yılında arşive kaldırıldığı iddia edilen CD'ler midir yoksa sahte CD'ler midir?''

Örnek, 1000 sayfalık iddianamede en önemli değerlendirmenin ''Belgelerin gerçeklikleri, kime ait oldukları ve muhteviyatlarının ne olduğu net bir şekilde görülmektedir'' ifadesi olduğunu belirterek, word dosyalarının dosya özelliklerinin mahkemede kullanılmayacağını 2009 yılının Aralık ayında sözde darbe günlükleriyle ilgili olarak savcı Zekeriya Öz'e ifade verirken dile getirdiğini belirtti.

''Askeri bilirkişi raporu buharlaştı"

Örnek, ''İki ay sonra şimdiki bu davayla ilgili ifade vermeye gittiğimde aynı durumla karşılaştım. Çünkü verdiğim not hiç dikkate alınmamış ve inceleme yapılmamıştı'' dedi.
Dosyadaki askeri bilirkişi Ahmet Erdoğan tarafından hazırlanan rapora da değinen Örnek, askeri savcılık tarafından Erdoğan'ın raporuyla beraber Hakan Erdoğan'ın düzenlediği raporun da savcılığa gönderildiğini öğrendiklerini ancak bu raporun dosyada olmayıp ''buharlaştığını'' ifade etti.

Ahmet Erdoğan'ın Harp Akademileri'nden mezun olduktan bir yıl sonra bu raporu düzenlediğini, tecrübesi olmadığını söyleyen Örnek, ''Bu bilirkişi 'belgeler gerçekse, şu neticelerin çıkarılması doğrudur' diyor. İddia makamı da 'Bu neticeler çıkarsa belgeler gerçektir' diyor. Bu kısır döngüdür. Nitekim belgelerin gerçekliği kanıtlanmamıştır. Bilirkişi gerçek olmayan bir değerlendirme yapmıştır'' diye konuştu.

İddianamede askeri savcılıkça hazırlanan 4 bilirkişi raporu bulunduğunu, iddia makamının en çok değer verdiği raporun Erdoğan'ın hazırladığı rapor olduğunu belirten Örnek, bunun nedenini raporda iddia makamının kurgusuna uygun değerlendirmeler olması olarak açıkladı.

Bu raporun ön yargılı yazıldığını, neden sonuç ilişkisine bakılmadan hazırlandığını belirten Örnek, iddianame hazırlanırken bilirkişiler arasındaki çelişkilerin irdelenmediğini söyledi.
Savunmasında sivil memurların ifadelerine de değinen Örnek, CD'lerin arşivlendiği iddia edilen kozmik odada CD'lere ait kayıt bulunmadığını, savcılığa teslim edilen belgeler ile kozmik odada arşivlenenlerin aynı olup olmadığının belli olmadığını kaydetti.

 

"Subaylar yazmasını bilmiyor, memureler 'yazmadık' diyor. O zaman Balyoz Planını kim yazdı ve bu CD'lere kaydetti?"

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam eden Örnek, soruşturma kapsamında ifadeleri alınan her iki sivil memurenin de ''Balyoz Güvenlik Harekat Planı''nı yazmadıklarını ve hatırlamadıklarını söylediğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Biri, 19 CD içerisinde en önemli olan 11, 16 ve 17 nolu CD'leri hiç hatırlamamış hatta yazının kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Diğeri, inandırıcı olmayan bir şekilde CD'leri hatırlamış, ama üzerlerindeki yazıyı kimin yazdığı hakkında hiçbir şey söylememiş ve maalesef böyle bir soru da kendisine sorulmamıştır.
Sevilay Erkan Bulut, ifadesinde, kozmik odada bulunan subaylar için 'Zaten hem Süha Tanyeri hem de diğer subaylar yazı yazmak için bizlere tabiri caizse mahkumdurlar, benim görevim yazı yazmaktır, bu yazıları yazdıran kişi de Süha Tanyeri ve onun subaylarıdır' diyor. Subaylar yazmasını bilmiyor, memureler 'yazmadık' diyor. O zaman Balyoz Planını kim yazdı ve bu CD'lere kaydetti?''

Özden Örnek, kendi bildiklerini bilirkişi raporlarıyla birleştirerek açıklamaya çalıştığını belirterek, ''Göstermek istediğim, iddia makamının eldeki 11, 16 ve 17 nolu CD'lerin 2003 yılında 1. Ordu'da yapılan seminer sonunda hazırlandığı ifade edilen CD'ler olduğunu kanıtlayamadığıdır. Takdir yüce mahkemenindir'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, Örnek'in savunmasına ara vererek, duruşmayı 24 Mart Perşembe gününe erteledi.

Bunun üzerine söz alan Örnek'in avukatı Dinçer Eskiyerli, perşembe günü kendilerine biraz zaman tanınırsa müvekkilinin savunmasının birinci bölümünü tamamlayacağını söyledi.

Bu sırada bazı sanık avukatları, bu durumda taleplerin alınmasının tamamlanamayacağını ifade ettiler. Diken de bu konudaki kararın perşembe günü verileceğini kaydetti.

Öte yandan, tutuklu sanık eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz, yaptığı yazılı açıklamada, 1. Ordu Askeri Savcılığının soruşturma savcılığına gönderdiği 24 Şubat 2010 tarihli yazıda iki adet bilirkişi raporunun mevcut olduğu, ancak bunlardan sadece birinin, Binbaşı Ahmet Erdoğan tarafından hazırlanan raporun savcılar tarafından dosyaya dahil edildiği belirtildi.

1. Ordu Askeri Savcılığının aynı kapak yazısı ekinde gönderdiği ikinci bilirkişi raporunun ise 19 Şubat 2010 tarihini taşıyan ve Jandarma Yüzbaşı Hakan Erdoğan'a ait rapor olduğu ifade edilen açıklamada, bu raporda iddia edilen ''Balyoz Belgeleri''nin 2007-2009 tarihleri arasında yaratıldığı ve 1. Ordu Komutanlığı bilgisayarlarında bu belgelerin izinin bulunmadığının değerlendirildiği öne sürüldü.

Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve lehe olan delillerin toplanması ile görevli soruşturma savcılarının bu raporu görmezden geldiği iddia edilen açıklamada, ''Söz konusu rapor, müvekkillerimizin masumiyetlerine ve Balyoz Darbe Planına ilişkin önemli ayrıntılar içermesi yanında bugünkü celsede müdahiller tarafından dahi CD'lerin sahte olabileceği hususunun dile getirildiği bir süreçte önem taşıyan bir belgedir. Bunların, bırakın ek klasörler içinde yer almasını sonradan savunmaya verilen 50 klasör içinde dahi bulunmaması eşine rastlanılmayacak bir ihmal, kasıt örneğidir'' denildi.