Oyuncu makyajın vitrinidir

Derya Ergün, İnanır Group’la birlikte açtıkları makyaj akademisiyle Türkiye’deki makyaj artistlerinin çıtasını yükseltmeyi, sektörü yurtdışı standardına getirmeyi hedefliyor.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye’nin sayılı makyaj artistlerinden yani makyözlerinden Derya Ergün, İnanır Group’la birlikte sanat sektörüne yeni isimler kazandıracakları bir akademi açtı. Hedefleri büyük. Hem Türkiye’deki makyaj artistliğinin çıtasını yükseltmek istiyorlar hem de akademiyi “makyaj artisti ajansı” haline getirmek. Akademiden sağladıkları birikimle yurtdışında da iyi yerlere geleceğine inanıyor öğrencilerinin. Ergün’le Türkiye’deki makyaj artistliği üzerine konuştuk.

Derya Ergün bu işe Devlet Tiyatrosu’nda başlamış. İki yıllık meslek yüksek okulunun ardından Devlet Tiyatrosu’nda makyaj kadrosuna giren Ergün, daha sonra Devlet Opera ve Balesi’nde devam ettirdiği kariyerini önce sinemaya ardından da sahneye taşımış. Son yıllarda gördüğümüz pek çok filmin makyajı ona ait. Mesleğine tiyatroda başlamanın bir şans olduğuna inanıyor Ergün. Ama en önemlisinin kendini geliştirmek olduğunu da ekliyor: “Doktorluk gibi bu. Kendinizi geliştirmezseniz geride kalırsınız.”

Kryolan Makyaj Akademisi’nin kısa bir sürede uluslararası standartlara ulaşabileceğini söylüyor. “Ben bunu rahatlıkla yurtdışında yapabileceğimize inanıyorum. Yurtdışındakilerin bizden üstün olduğu tek şey malzemeleri. Biz onlardan emin olun çok daha yaratıcıyız. Bu iş bazı bilenlerin tekelinde olmasın. Burada öğrencileri yetiştirelim, sektörün çıtasını yükseltelim istedim” diye anlatıyor.

Akademide hem efekt, hem sahne, hem de sinema makyajı dersleri verilecek. Kozmetik de, sinema ve sahne de ayrı öğretilecek yani. Bugün sahnedeki yaşlandırmayı gösteriyorlarsa ertesi gün sinemadaki yaşlanmayı öğretiyorlar. Makyaj derslerinin yanı sıra, görüntü ve sanat yönetmenleri de derslerin olduğu günlerde gelip öğrencilere 1 saat teknik bilgi verecek, kamera ve ışığın önemini anlatacaklar.

Dersler üç ay gibi bir sürede bitiyor. Haliyle üç ay yeterli bir süre mi diye soruyoruz Ergün’e “Tabii ki yeterli değil, ben kendime kötü rakip yetiştirmek istemem. Üç ayda öğrenilir mi? Hayır. Ama temel atmış olacağız burada. Ben bir marka oldum ve bu isme hizmet etmek istiyorum. Vermek istiyorum bu bilgiyi” diyor. Kapıları herkese açık. Makyaj artistliği mesleğinde ilerlemek ve bu mesleğe başlamak isteyen herkese açık. Zaten Ergün’ün daha önceki öğrencileri arasında mühendisler bile varmış. “İşini yapmak istemeyen oyuncular da gelsin bu işi yapsın. Yetişebilirler. Bir sınırlama getiremiyorum ben katılımcılara” diyor.

“Bazı makyajlar hiç gerçekçi değil” diye söyleyince “haksız da sayılmazsın” diyor Ergün. Nedenini de makyajın öneminin henüz kavranmamış olmasına bağlıyor: “Bir anda bir telefon geliyor. ‘Yarın bir çekimimiz var adamı 80 yaşına getireceğiz,’ diyor. Bahsettiği insan 30 yaşında. Ben de ‘şimdi mi haber verilir’ deyince, ‘sen yaparsın’ diyorlar. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok. Benjamin Button’ın makyajı için atölye çalışması tam 6 ay sürmüş.”

Ergün, sorunun Türkiye’de makyaja yeterince bütçe ayırmak istememeleri olduğunu da ekliyor. “Yetkin Dikinciler, Nâzım Hikmet’i oynayacağı zaman önce makyajı yaptık, ondan sonra kabul etti rolü. Bizde, ‘hem paramız yok, hem yapalım, hem de ortaya bir şey çıksın’ zihniyeti var. Bu kadar paraya ne gerek var, makyaj oynamaz oyuncu oynar diyenleri bile duydum. Sonra istedikleri gibi olmayınca beni çağırıyorlar yeniden. Ben sete gidiyorum yarısında çekimin, ‘ben bunu bilmiyorum’ diyor oradaki makyaj artisti. Bilmiyorum diyen arkadaşlara da sesleniyorum, ben bu bilgimi paylaşmaya hazırım. İyi şeyler olsun, kimse kimsenin setine girmesin.”

 

En zoru sanatçılar

Sanatçılara da makyaj yapan Ergün’e hangisi daha zor diye soruyorum, sahne mi, sinema seti mi, yoksa sanatçılara makyaj yapmak mı diye, “Sanatçıya makyaj yapmak en zoru. Ben de olsam zor olurum. Sizin yaptığınızı satıyor. O bir vitrin. Makyajınızı, kostümünüzü satıyor” diyor.

 

Photoshop makyajı öldürecek

Photoshop sizin mesleğinizi durduracak bence dediğimde “Evet. Avatar mesela, durdurdu bizim mesleğimizi. Türkiye’de de Dabbe filmlerinin yönetmeni Hasan Karacadağ mesela, o da makyaj kullanmıyor. Olabilir, günün birinde belki de makyaja gerek kalmayacak sinemada” diyor.