Oscar’ların rengi değişti

26 Şubat’ta verilecek 89. Akademi Ödülleri’nin rengi değişti. Dünyada en çok izlenen ödül töreni geçen yıl Afroamerikalı sanatçıların eksikliği polemiğinin ardından Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi böyle bir karar aldı.

Aslı Selçuk

 

26 Şubat’ta yapılacak olan 89. Akademi Ödülleri töreni renk değiştirdi. Moonlight (Ay Işığı) filmiyle 8 kategoride yarışan siyahi yönetmen Barry Jenkins’in getoda büyüyen Chiron’un kimlik arayışını anlatan dram bu yılın gözde yapımları arasında. Jenkins, Moonlight ile Altın Küre’de en iyi dram, Gotham ve Chicago Film Eleştirmenleri ödüllerini kazandı. Barry Jenkins gibi yeni kuşak siyahi Amerikalıların gelişiyle birlikte ekranların rengi de değişiverdi. Moonlight’ta küçük Chiron’un babası yerine koyduğu uyuşturucu satıcısını canlandıran Mahershala Ali yardımcı erkek, uyuşturucu bağımlısı annesini yorumlayan Naomie Harris yardımcı kadın oyuncu dalında aday oldular.

1967’de ırklararası evliliği yasaklanması yasasını geçersiz kılan Loving çiftinin öyküsünü anlatan Loving’te (Jeff Nichols) Mildred Loving’i oynayan Ruth Negga en iyi kadın oyuncu kategorisinde aday. Denzel Washington’ın yönetip oynadığı, August Wilson’ın Pulitzer ödüllü oyunundan uyarlanan Fences, 1950’lerde işçi sınıfından gelen Afroamerikalı bir babanın ailesini ayakta tutmasını irdeliyor. Fences, en iyi film, erkek oyuncu (Denzel Washington), yardımcı kadın oyuncu (Viola Davis) dalında yarışıyor. 1960’larda Nasa’da çalışan üç siyahi kadının gerçek öykülerini betimleyen Hidden Figures’deki (Gizli Sayılar) rolüyle Octavia Spencer en iyi yardımcı kadın oyuncu adayı. Tüm bu filmlerin ortak özelliği Afroamerikalıların yaşamlarını anlatarak ABD’nin başka bir yüzünü betimliyor olmaları.

 

Siyahi belgeselci Raoul Peck, I Am Not Your Negro’da yazar James Baldwin’in anılarından yola çıkarak insan haklarını savunan, ayrımcılıkla savaşan Medgar Evers, Malcolm X, Martin Luther King gibi Afroamerikan liderleri anlatıyor. Peck, bu çalışmasıyla en iyi belgesel kategorisinde Oscar adayı.

 

1980’lerin sonunda Spike Lee’nin gelişiyle tüm veriler değişiverir. “Ona çok şey borçluyuz. Afroamerikalıların umutlarının sözcüsü oldu, siyahi sanatçıların güçlü iletişim kurmalarını sağladı” diyor Barry Jenkins. Do the Right Thing’le (1989) Lee büyük başarı  Kazanır, Hollywood, bir Afroamerikalı sinemacının gerçekleştirdiği geto filminin taşıyıcısı olur.


John Singleton, Boyz’n the Hood’u (1991), Allen ve Albert Hughes kardeşler, Menace 2 Society’yi (1993) çekerler. Siyahi yaratıcıların en büyük zorluğu üretimi sürdürebilmektir. Geto, azınlık film türünü bırakıp çok kültürlü, ana akım filmler yapmalıdırlar. Afroamerikalıların sorunlarını işleyen öykülerle gişede başarıya ulaşmak imkansızdır.

1990’larda, özellikle de 2000’lerde yönetmenlerin derilerinin renkleri filmlere yansımaz. F. Gary Gray, polisiye The Italian Job’ı (2003), Antoine Fuqua, tarihi dram King Arthur’u (2004), Hughes Kardeşler
kıyamet sonrası bilim kurgu The Book of Eli’yi (Tanrının Kitabı/ 2010) yaparlar. Tim Story, Fantastic Four’la (2005) süper kahraman filmi çeken ilk Afroamerikalı olur. 2002’de Denzel Washington ile Halle Berry en iyi erkek ve kadın oyuncu Oscar’larını alırlar. Böylelikle Hollywood’daki siyahiler için konan engeller ortadan kalkar. 2008’de Barack Obama’nın başkan seçilmesiyle yeni bir dönem başlar. Sinema ve eğlence sektöründe çok sayıda Afroamerikalı önemli görevler üstlenir. Bir yandan da Obama döneminde siyahi toplum zorluklar da yaşar. Beyaz polis memurlarının siyahilere uyguladığı şiddet iyice artar, ölüme neden olan polisler yargı tarafından aklanırlar. Umut ve kaygıyı, korkuyu içeren bu iki karşıt akım toplumda militan bir eylem başlatır: Siyahlerin de yaşamı
önemlidir. Fruitvale Station’da (2013) Ryan Coogler, 2009’da polis tarafından dövülerek katledilen Afroamerikalı Oscar Grant’ın son 24 saatini anlatır. Köleliği eleştiren 12 Years a Slave (12 Yıllık Esaret/ Steve McQueen), The Birth of a Nation (Nate Parker) gibi filmler yapılır. 2014’te 12 Yıllık Esaret’in Oscar alması bir beklenti başlatır. Ama 2015 ve 2016’da Akademi salt beyaz sinemacıları aday gösterir. Oscars So White-Oscarlar Çok Beyaz olurlar.

“Siyahi Amerikalının gözünden öyküler anlatmak isteyen sinemacıları siyahiler desteklemeli” diyor Antoine Fuqua. 2015’te siyahi filmlerin bütçeleri 35 milyon doların altındaydı. Durum değişir, Afroamerikalı  kadın yönetmen Ava DuVernay (Selma/ 2014)Amerika’da çok popüler olan fantastik roman A Wrinkle in Time’ı sinemaya uyarlar. İlk kez siyahi bir kadına tecimsel film yapması için 100 milyon doların üstünde bütçe verilir. Üstelik uzayda yolculuk yapmayı düşleyen küçük kız da
Afroamerikalıdır. Marvel Stüdyoları’nın bünyesinde Ryan Coogler’a, 1996’da Stan Lee ile Jack Kirby’nin yarattığı çizgi roman Black Panther projesi verilir. İlk kez siyahi bir süper kahramanı anlatacak film 2018’de gösterime girecek.


Temmuz 2016’da Akademi’ye 600 yeni üye davet edildi, bunlardan 130’u Afroamerikalıydı. İçlerinde Idris Elba, Ice Cube, John Boyega, Michael B.Jordan, Ryan Coogler gibi adlar yer alıyor. Moonlight’ın
yönetmeni Barry Jenkins, Hollywood’un çeşitlilik simgesi olmak  istemiyor: “Filmimin hazırlığına üç yıl önce başladım. Moonlight’ın Oscarlar Çok Beyaz’a denk geleceğini, bu polemiği besleyeceğini hiç düşünmedim. Üstlenmem gereken bu rolün olumlu yanı da var, her ırktan, türden genç sinemacı filmimden çok etkilendiklerini  belirtiyorlar. Afroamerikan erkekliğin klişesini yıkmaktan memnunum” diyor Jenkins. Moonlight, Fences, Loving, Hidden Figures,  I Am Not Your Negro, Afroamerikalıların çektiği, oynadığı tüm bu filmler 89.Akademi Ödülleri’ne adaylar. Sonuçları 26 Şubat gecesi hep birlikte göreceğiz.