Ortakların arasına bayrak girdi

Bahçeli, Kürdistan bayrağı üzerinden Binali Yıldırım’a yüklendi. Devlet Bahçeli, Başbakan Yıldırım’a ‘Kürdistan bayrağı’ nedeniyle sert tepki gösterirken Hürriyet gazetesiyle ilgili Fırat’ı savundu, Selvi’yi hedef aldı. Barzani ile görüşmesiyle başlayan bayrak tartışmasını ‘İyi niyetle izahı mümkün değil” diye yorumlayan Binali Yıldırım, ‘IKBY dünyada böyle tanınıyor’ dedi.

cumhuriyet.com.tr

Anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinden bu yana Başbakan Binali Yıldırım ile yakın ilişkiler içinde olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kürdistan bayrağı” konusunda ters düştü. İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nin önündeki bayrak direklerinden birine Kürdistan bayrağının asılmasını “skandal, aymazlık ve rezalet” olarak nitelendiren Bahçeli, Başbakan Yıldırım’a, “Cumhurbaşkanı bundan haberdar mıdır? Başbakan, Çankaya’da Barzani’yle konuşurken, arkasına dönüp de nedir bu bayrak, kim koydu buraya diyebilmiş midir diye sordu.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları kaydetti:

Genelkurmay hükümetle paylaştı mı?:

Hürriyet Gazetesi 25 Şubat tarihinde, “7 Eleştiriye 7 Yanıt” manşetiyle tartışmaların seyrini değiştirmiştir. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün püskürtülmesinde başarılı rolü olan bir bayan gazetecinin, şimdilerde yaptığı haberden dolayı suçlanması bize göre tuhaf bir çelişki ve çarpıklıktır. Elbette olması gerekeni, doğru olanı; Genelkurmay Başkanlığı’nın rahatsız olduğu konuları silsile yoluyla siyasi iktidara iletmesidir. Medya üzerinden mesaj vermek eskide kalmasını ümit ettiğimiz manşetleri ister istemez hatırlatmaktadır. TSK’nin doğrudan sorumlu olduğu Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na hiyerarşik sırayla hassasiyetlerini aktarması doğaldır, beklenmelidir. Bundan gocunmak, farklı yerlere çekmek ise anlamsızdır. Merakımız odur ki, Genelkurmay Karargâhı’nın düşünce ve itirazlarını hükümetle paylaşmadan mezkur gazeteye sızdırıp sızdırmadığıdır. Eğer paylaşmış ve bir sonuç alamamışsa ortada bir sorun var demektir. Yok, paylaşmadan doğrudan medya kullanılarak kamuoyuyla iletişime geçilmişse, bu durum yine bir sorunun varlığına delalettir. Şu günkü sancılı ve sıkıntılı tabloda, devlet hayatındaki bu gelgitler neye, kime hizmettir?

Başörtüsü yasağı bize göre yerinde: TSK’nin meşru imkân ve kanallarla savunmaya geçmesi, eleştirilere cevap verme çabası neden çok görülmektedir? Medya üzerinden başlatılan karalama kampanyası doğru mudur? Mesela, TSK’nin Kıyafet Yönetmeliği değiştirilip başörtüsü yasağı kaldırılacaksa, ki bize göre yerindedir, bununla ilgili Genelkurmay’ın niçin görüşü alınmaz?

Skandal, aymazlık, rezalet: İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nin önündeki bayrak direklerinden birisine sözde Kürdistan bayrağı asılmıştır. Ama aynı bayrağın Türkiye’de, Türk bayrağına eş tutularak asılması skandaldır, aymazlıktır, rezalettir. İstanbul’da bu sözde bayrağın dalgalanmasına kim izin vermiştir? Barzani bayrağının dalgalanması bir bürokrat şuursuzluğunun mu eseridir? Yoksa önü arkası düşünülmüş bir komplonun mu parçasıdır? Cumhurbaşkanı bundan haberdar mıdır? Başbakan, Çankaya’da Barzani’yle konuşurken, arkasına dönüp de nedir bu bayrak, kim koydu buraya diyebilmiş midir?

Türkiye ne zamandır peşmerge kalıntısının bayrağını tanımıştır? Bizim Barzani’nin bayrağını vatan semalarında, Başbakanlık odalarında görmeye tahammülümüz kesinlikle yoktur.

Selvi’yi hedef aldı: Doğan Medyası’nın bu Selvi’si 21 Şubat’ta diyor ki; “AK Parti açısından MHP iki ucu keskin bıçak. Çünkü AK Parti’nin çok önemli bir Kürt seçmeni var. Kürtlerden iki oy alan parti var. Biri HDP, diğeri AK Parti.” Biz Selvi’nin soyisim olduğunu düşünürken, araştırıp at arabalarının yanlarındaki küçük direkler olduğunu da öğrenmiş olduk. Bu zatın şuursuz ve ucube sözleri bizim nezdimizde küçücük kalmaya, ufalanmaya, çiğnenmeye mecbur ve mahkûmdur. Tam bir inançla söylüyorum ki; MHP’yi Kürt kardeşlerimizin karşısında gösteren, bu bahaneyle kaleminden zehir damlayan her kim varsa hem bölücü hem de su katılmamış bir Türkiye düşmanıdır. Bu kalem ve kılıç artığı şahsın MHP’ye menfi tutumu hadi bellidir diyelim; peki AKP’ye dost mu, yoksa hasım mıdır?

‘TÜRKİYE MEVZİ KAYBEDİYOR’

‘Türkiye her cephede mevzi kaybetmektedir. Yunan Dışişleri Bakanı, aba altında sopa göstermektedir. Türk Dışişleri Bakanı da isabetle Yunan muhataplarına haddini bildirmiştir. Anlayamadığımız, Yunanistan’ın amacının ne olduğudur.

Eğer ki, tekrar denize dökülmeyi istiyor, kovalanmayı canı çekiyorsa; buyursun, Türk milleti buna hazır ve bunu bir kez daha yapacak imandadır.’


‘Sanki yeni bir teamülmüş gibi’

Başbakan Binali Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani ile görüşmesiyle ilgili bayrak eleştirilerin iyi niyetli olmadığını savunarak, IKBY’nin Irak Anayasası’na göre özerk bir yapı olduğunu, dünyada da bu şekilde tanındığını söyledi. Yıldırım, “Sanki yeni bir teamülmüş, yeni bir uygulama gibi bunu gündeme getirmenin iyi niyetle izahı mümkün değildir” dedi.

AKP’nin grup toplantısında 28 Şubat’a ilişkin hazırlanan video izletildi. Başbakan Yıldırım, video gösteriminin ardından 28 Şubat’ta milli iradenin nasıl el değiştirdiğini çarpıcı şekilde gördüklerini belirterek, “Biz niye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diyoruz. Çünkü millet yetkiyi sandıkta doğrudan kendisi verecek. Milletin verdiği yetkiyi abidik gubidik yaparak, oyunlarla tezgâhlarla hiç kimse değiştiremeyecek” dedi. Milletin iradesi ve halkın gücünün tankın gücünü yendiğini anlatan Yıldırım, “Hükümet iş yaparken birtakım çeteler, gruplar ‘rejim tehlikede’ diye çığırtkanlık yapıyorsa bilin ki millete yapılan hizmetten rahatsız oluyorlar. O dönemde karanlık siyaset koridorlarında at koşturanlar, ‘demokrasiye balans ayarı verdik’ diyenler, milli iradeye darbe vurmak isteyenler, 15 Temmuz kulağınızda küpe olsun. Şimdi bu millet sandığa gidecek, vesayet rejimi meraklılarını tarihe gömmek için evet diyecek” dedi.

‘IKBY özerk yapı’

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile görüşmesiyle ilgili olarak bayrak tartışmalarına dikkat çeken Yıldırım, Irak Anayasası’na göre Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin özerk bir yapı olduğunu, parlamentosu, bakanları, ayrı bayrağının bulunduğunu, dünyada da bu şekilde tanındığını söyledi. Yıldırım, “Sanki yeni bir teamülmüş, yeni bir uygulama gibi bunu gündeme getirmenin iyi niyetle izahı mümkün değildir. Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğüne sonuna kadar saygı duyar, Irak Anayasası’nın gereği neyse ona da saygı duyar. Bizim bunun dışında başkaca bir diplomatik teamül geliştirmek, buna göre yeni usuller ortaya koymak gibi bir uygulamamız olmadı, olamaz. Baştan beri söylüyoruz; Kürt kardeşlerimizle bizim bir sorunumuz yoktur. Irak’ta, Suriye’de yaşayan, terörle iç içe olmamış, teröre bulaşmamış Kürtler bizim kardeşimizdir. Ülkemizdeki Türk, Kürt kökenli kardeşlerimiz de bizim başımızın tacıdır. Kürtlüğü ile bu vatandaşlarımız ne kadar iftihar etse o kadar yeridir” dedi.

DEAŞ terör mensuplarının Rakka’dan çıkarılması konusunda ABD, koalisyon güçleri, Rusya ve diğer paydaş ülkelerle görüşmelerin devam ettiğini anlatan Yıldırım, bu konuda verilmiş bir karar olmadığını söyledi. Yıldırım, “Ama verilmiş kararımız var, o da şudur: Rakka’da PKK’nin kuzeni, eşiti konumundaki YPG, PYD gibi örgütler, terör unsurları, destek amacıyla kullanılırsa biz bu operasyonlarda katiyen olmayız.

ABD’ye sitem

Hiçbir terör örgütüyle biz yan yana olamayız. ABD’ye söylediğimiz çok açık ve nettir. Bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütünü kullanırsanız daha sonra o terör örgütünü yok etmek için ne yapacaksınız? Bu yerleşik devletlerin başvuracağı yöntem değildir. Bu, Türkiye-ABD stratejik ortaklığına, tarihsel iş birliğine hiçbir şekilde uygun düşmeyecek bir harekettir” görüşünü dile getirdi.

'Tutturmuşlar tek adam rejimi'

‘İstemezük heyeti’nin sağda solda bilgi kirliliği oluşturmaya devam ettiğini savunan Yıldırım, “Tutturmuşlar ‘tek adam rejimi olacak, Meclis işlevsiz kalacak’. Kardeşim, senin keyfin için iki Cumhurbaşkanı, iki başbakan, iki belediye başkanı mı çıkaralım, ne diyorsun yani Sayın Kılıçdaroğlu? Bu idarecilik biçiminden rahatsızsa CHP ’nin başına ikinci bir genel başkan daha seçsin. Bugünlerde kol kola gittikleri HDP’ye baksınlar, onların yaptığını yapsınlar. Evet Cumhurbaşkanı tek adam olacak, doğru. Onu millet seçecek, Meclis de millet adına denetleyecek. Bu kadar açık ve net” diye konuştu.

İlk cemrenin havaya, ikinci cemrenin suya düştüğünü, haftaya da üçüncüsünün toprağa düşeceğini anlatan Yıldırım, “4. cemre 16 Nisan’da sandığa düşecek, milletin zaferiyle sonuçlanacak” dedi.