'Önce Türkiye demenin vaktidir'
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye üzerinde hesabı olanlara karşı olanlara karşı milli bir duruş sergilenmesinin gerektiğini belirterek, "Bugün önce Türkiye demenin vaktidir" dedi.
cumhuriyet.com.trTBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Vural, artan terör olaylarına ilişkin MHP'nin çözüm önerilerini açıkladı. Terör örgütünün hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacağının altını çizen Vural, "Milletimize bu acıları yaşatanlar, terör örgütüne destek verenler, terör örgütüne siyasi meşruiyet kazandırmak isteyenler, bu milletin vicdanında mahkum olmuşlardır" diyerek şöyle devam etti:
"Bugün önce Türkiye demenin vaktidir. AKP ve CHP milli bir duruş sergilemelidir. Bu milletin vicdanı, onlara yol göstermelidir. Türkiye üzerinde hesabı olanların, hesap hayalleri görenlerin saldırılarına karşı milli duruş sergilenmelidir. Siyasi partilerin vicdani sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir. Herkes elini vicdanına koymalıdır. Önceliği Türkiye olan partilerin, teröre karşı ortak bir söylem birliği olmalıdır. Terör örgütünün meşruiyet arayışlarına engel olunmalıdır. '30 yıldır terörle mücadele ediliyor daha bitmedi' söyleminden vazgeçilmelidir. 2002'de terör bitmişti. Türkiye, terörle mücadeleyi kazanmıştır.
30 yıldır terörün bitmediğini söylemek, milletimizi umutsuzluğa sevk etmektedir. Devletimiz terör konusunda aciz değildir. Bu gerçeği dillendirmemek, terörle mücadeleyi başarıyla kazanan, zaferin mimarları, gazilerimiz ve şehitlerimizin anne ve babalarını yaralamaktadır. Kimse bu mücadeleyi kazananlara leke süremez. Türkiye'nin terörle mücadeleyi kazanacak gücü vardır. Terör sorununu 'Kürt sorunu' şeklinde dillendirmek ise, terör örgütüne halk desteği kazandırmak ve can suyu vermektir. PKK, Kürt kökenli vatandaşlarla ilişkilendirilmemelidir. PKK Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi değildir."
Bölgenin, PKK'nın olağanüstü haline terk edilmemesi gerektiğini vurgulayan Vural, "Hukuki tüm imkanlar kullanılmalıdır. Terör örgütünün bölgedeki halkı kalkan olarak kullanması engellenmelidir. Bu süreçle ilgili sorumluluk Anayasamızca, Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu'na verilmiştir" diyerek şunları söyledi:
"Terör örgütünün uluslararası bağlantılarıyla ilgili gereken önlemler alınmalıdır. Benim milletimin güvenliği, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü, Barzani'nin, Esad'ın geleceğinden daha önemlidir. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü, kendi öz çıkarı, odak noktası olmalıdır. Türkiye'ye karşı PKK'yı koz olarak kullanan Barzani ve Esad'a, Türkiye'nin bedel ödeteceği hatırlatılmalıdır. Suriye'ye yaptırım uygulayanlar, Barzani'nin nefesini neden kesmiyorlar?
Antep'te nasıl aynı safta durduysak, söylemlerde de aynı saflarda olmalıyız. 15 Temmuz'da partilerin grup Başkanvekilleriyle terör konusunda ortak deklarasyona imza attık. Bizim tavrımız açık ve net. Terörle mücadeleye ilgili her türlü desteğe hazırız. Bu milletin milli kimliğiyle, diliyle, uğraşmayın. Tüm partiler, 'Türkiye'yi, Türk Milletini, dilini tartıştırmam' anlayışı içinde olmalıdır. Müzakereci görüşlere sahip sözcüler geri çekilmelidir. Terör örgütünün sözde açılım mimarları, terörden siyasi açılım çıkartmak isteyenler, başta yıkım koordinatörü Beşir Atalay olmak üzere başka kılavuzların da parti sözcüsü olmaları yanlıştır. 'Bir kaç Mehmet' diyerek terörle mücadele edenleri aşağılayan zihniyet, gözden geçirilmelidir."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Gaziantep'deki terör saldırısına ilişkin, "istihbarat zafiyeti olduğuna inanmıyorum" sözlerinin üzerinde durulması gerektiğini de söyleyen Vural, "Sonuç ortadadır. Bilgi alındı mı, alınmadı mı? Bilgi alınmamışsa zafiyet vardır. İstihbarat güçlendirilmelidir" diye konuştu.