Ölçülmemiş 3 Ekonomik Sektör
cumhuriyet.com.trÜlkemizde bugüne kadar ölçümü yapılmayan 3 önemli sektör var. Bunların ilki kültür sektörü, ikincisi spor sektörü, üçüncüsü gastronomi sektörü. Bu 3 ekonomik sektör, sektörler arasında ilk 5’e, ilk 10’a ve ilk 15’e girebilecek sektörlerdir.
Kreatif Sektör: Dünyada kültür ekonomisi, diğer adıyla “kreatif sektör” birçok ülkede her yıl ciddi olarak ölçülüyor. Kültür ekonomisi Almanya’da enerji ve otomotiv sektöründen sonra 3. büyük sektör olarak ortaya çıkıyor. Aynı gelişmeyi Hollanda, İngiltere’de de görüyoruz. Çin’de kültür ekonomisi 5. büyük sektörü oluşturuyor. Hindistan’da da kültür ekonomisi ilk 10’a giriyor.
Ülkemizde bugüne kadar kimse cesaret edip kültür ekonomisinin boyutlarını ölçmedi. Ciddi bir şekilde böyle bir ölçüm yapılırsa büyük olasılıkla ilk 5 ekonomi sektörü arasında rahatlıkla yer alabilecek durumda.
Spor Ekonomisi Önemli Bir Sektör: İkinci önemli sektörü spor ekonomisi oluşturuyor. Spor ekonomisinde ciddi büyüklüklere varıldı. Futbol ekonomisi Türkiye’de 3 Temmuz 2011’e kadar büyük ölçüde yükselmişti. Bu yükseliş şike olaylarından sonra boyutlarını kaybetse de yine de ciddi bir faktör olarak ortaya çıkıyor. 3. ölçülmeyen sektör Türkiye’de gastronomi ekonomisi sektörüdür. Tahminlere göre gastronomi sektörü yalnız İstanbul’da 3.5 milyar dolarlık bir güç yaratıyor. Buna tüm Türkiye’nin kentlerini kattığımız zaman bunun en az 8 milyar dolara varacağından rahatlıkla hareket edebiliriz.
3 Sektörün Önemi: Bu 3 sektör, Türkiye’de otomotiv, inşaat gibi sektörlerle yarış edebilecek durumdadırlar. TAVAK (Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı) özellikle kültür ekonomisi konusunda ciddi bir araştırma yapmaya başladı. AB’ye giden yolda kültür ekonomisi tüm boyutları ile ele alınmalıdır.
Kültür Ekonomisi: Genel olarak kültür ekonomisi artık Avrupa Birliği’nin ayrılmaz bir ekonomik gücü oldu. Özellikle Almanya bu konuda ön plana çıkıyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın kalbi olarak görülen Ruhr Havzası’nda kömür ve çeliğin 1990’lardan sonra tükenmesinden ve pahalılaşmasından sonra, tüm bölgeyi kültüre dönüştüren gelişmeler çerçevesinde şu anda Ruhr Havzası kültür ekonomisinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş bulunuyor.
Bu açıdan Türkiye’nin de bu konularda atılım yapması lazım. İstanbul başta olmak üzere kültürün her kentte ciddi bir ekonomik güç haline geldiğini görüyoruz. Kültür ekonomisi dediğimiz zaman TAVAK tarafından 45 ayrı sektörde incelemeler yapılıyor ve ekonomik güç ortaya çıkarılıyor.
Futbol Ekonomisi: Son adım olarak futbol ekonomisinin boyutları da 3 Temmuz 2011 ekonomik krizinden sonra tekrar büyüme sürecine girmiş bulunuyor. Büyüme sürecinin içinde gelişmeler ilgi çekiyor. Gastronomi ekonomisine ise artık Türkiye’de büyük holdinglerin el attığını görüyoruz. Doğuş Grubu Başkanı Ferit Şahenk’in gastronomi ekonomisine yatırdığı paralara bakarsak sektörün ne kadar kârlı olduğunu anımsayabiliriz. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da bu alana el atmasında yarar vardır diye düşünüyorum. Türkiye’nin büyümesinden, turizm gelirlerinin artmasına kadar bu üç sektör ciddi olarak incelenmelidir.