"Olaylar planlı programlı değil"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Selendi'de yaşanan olayın günü birlik bir olay olduğuna dikkat çekerek, "Kendini bilmez birkaç kişinin eylemi olarak görüyorum. Programlı planlı ve başka bir partiye mal etme iddialarına katılmıyorum" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa'nın Selendi'de bir kahvehanede sigara içme yüzünden çıkan kavga sonucu Roman yurttaşların güvenlik gerekçesiyle başka bir ilçeye götürülmelerini değerlendirdi.

Arınç, Meclis'te bir grup gazetecinin Manisa Selendi'de yaşanan olaylarla ilgili sorularını yanıtladı. Arınç, olayla ilgili vali ve ilgili kişileri aradığını ve bilgi aldığını belirterek, çıkan olayların ne anlama geldiğini savcılığın yapacağı araştırma sonucunda ortaya çıkacağını söyledi.

Söz konusu ilçenin Manisa'ya en uzak ilçelerden biri olduğuna dikkat çeken Arınç, en az nüfuza sahip, mazbut ve muhafazakar az gelişmiş bir ilçe olduğunu vurguladı.


Yerel bir olay


Yıllardır bu ilçede romanlarla bir uyum içerisinde yaşandığını ifade eden Arınç, çıkan olayları şöyle yorumladı:
"Çıkan olay eski bir meseleden kaynaklanabilir. Vali ve savcı gerekli çalışmaları yapıyorlar. Yargı süreci başlayacaktır. Çıkan olayların planlı programlı olmadığına inanıyorum. Yerel bir olay olarak görüyorum. Orada yaşayanların romanlara zarar vereceğine de inanmıyorum. MHP'nin organize ettiği yönündeki iddialara kanaat getirmiyorum. Kendini bilmez bir kaz kişinin eylemi diye düşünüyorum. Gerçekten bu olay bir siyasi partiye mi mal edilmek isteniliyor onu da savcılık araştıracak."


Arınç, Selendi'yi çok iyi bildiğini, ilçenin Manisa'ya 153, Uşak'a da 60 kilometre mesafede olduğunu dile getiren Arınç, Selendi'nin az geliştiğini, 5-6 bin nüfusunun bulunduğunu, anlattı.
''Çok mazbut, çok muhafazakar bir yapısı vardır. Geçen dönem belediye başkanlığı AKP'deydi, bu dönem MHP'li genç bir arkadaş kazandı. Muhafazakar bir yapısı vardır'' diyen Arınç, yaşananları şöyle özetledi:
''Ben şahsen bugüne kadar Romanların yaşadığı bir olumsuzluk ne duydum, ne gördüm. Sanıyorum, 60-70 kişilik bir nüfusun Selendi'de yaşadığı söyleniyor. Hepsi huzur içindeydi bugüne kadar. Bir kısmının göçebe olduğu, bir kısmının evlerde kaldığını arkadaşlar söyledi. Ne zamandan beri? 30-40 yıldan beri. Selendi, zaten avuç içi kadar bir yer. Burada Romanlara karşı bilinçli bir hareket olsaydı, bugün değil çok evvelden de olabilirdi. Dolayısıyla Roman vatandaşlarımıza karşı bilinçli bir göç, korkutma veya sindirme düşüncesi olduğuna inanmıyorum. Yalnız bu hareket nedir? Hem validen, hem ilçede tanıdığım bildiğim, pek çok arkadaştan ve eski belediye başkanından öğrendiğim kadarıyla, doğrudur o kahvehanede bir olumsuzluk yaşanmış. Sigara ve buna benzer şeyler içilirken, kahvehane sahibi 'Yasaktır bu, bana ceza ödettirmeyin' demiş. Biraz bağırmışlar, çağırmışlar. O da dışarı taşmış. Ertesi gün, yaşlıca bir insan, olaya dahil olanlardan birisi vefat etmiş. Kalp krizinden olduğu söyleniyor. Sonra karşılıklı, bu olaydan infial duyarak bir tartışma başlamış. Organize hareket olup olmadığına ilişkin, şu anda bayan bir savcı var orada. Savcı araştırıyor. Evlere tecavüz edilmesi, yani girmeye zorlanılması, yakılmaya zorlanılması, birkaç aracın yakılması ve mala zarar verilmesi konusunda kimlerin dahili olmuşsa, bunları tespit etmek, küçük bir ilçede mümkün. Görüntüler var, şahit ifadeleri olabilir.''

''Valiliğin tedbirleri yeterli"

Arınç, Manisa Valisi'nin olayı haber alınca ilçeye gittiğini, halkı teskin ettiğini ifade ederek, Vali'nin vatandaşlara, ''Vatanı milleti seviyorsunuz anladığım kadarıyla, bunlar da bizim vatandaşlarımız. Burada huzursuzluk çıkarmayın" dediğini ifade etti.

Zarar gören Roman vatandaşlarla Valinin ilgilendiğini, onlara, ''Burada kalmak isterseniz, biz her türlü güvenliği sağlarız'' dediğini, Romanların da ağız birliği etmişcesine, ''Hayır artık biz burada güvenlik içinde barınamayız. Devlet bize sahip çıksın'' karşılığını verdiğini anlatan Arınç, şunları söyledi:
''Oraya en yakın ilçe Gördes'tir. Gördes'te geçici olarak barındırma düşünüyorlar. Sanıyorum bugün öğleden önce bir toplantı yaptılar. Daha çok akrabalarının ve arkadaşlarının bulunduğu Salihli veya Akhisar ilçelerinde gerekirse prefabrike ev yaparak, gerekirse kira yardımı yaparak, bu yurttaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını ve, gördükleri zararı da Valilik olarak karşılayacaklarını ifade ediyorlar.

Valiliğin aldığı tedbirler yeterlidir ancak Roman vatandaşların söylediği kadarıyla belediye başkanlığı binasından, o kalabalığın anonslarla toplandığı söyleniyor. Böyle bir iddiayı doğrulayanlar var, ama o sırada Belediye Başkanının ilçede olmadığını söyleyenler de var. Dolayısıyla bu bir incelemeyle ortaya çıkar. Toplanmaya davet edilmesi, 'yürüyün bunların hakkından gelin' anlamında olmayabilir. 'Arkadaşlar ne yapıyorsunuz, kendinize gelin, ilçede huzursuzluk çıkarmayın, tahriklere kapılmayın' anlamında da olabilir. Benim validen aldığım bilgiye göre, bir bayan savcı olayı soruşturuyor. Belki de yakın zamanda bu zarar verici eylemleri yapan kişilerin tespit edilmesiyle bir yargı süreci başlayacaktır umarım...''


Provokasyon iddiaları


Bir gazetecinin, ''Roman açılımı yapıldığı söyleniyor. Bu açılımı provoke etmek için yapılmış olabilir mi?'' sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi:
''Yerel bir olay olarak görüyorum. Türkiye'nin her yerinde Roman vatandaşlarımız yaşıyor. Manisa'nın içinde de başka ilçelerde de var. Biz onlarla bir ve bütünüz. Aramızda hiçbir fark, çekişme ve ihtilaf kalmadı. Küçük bir ilçede yıllardır birlikte yaşadıklarına göre, böyle bir olayı planlı olarak yapamazlar. Günü birlik bir tartışma, belki de geçmişte yaşanan bir tartışma, birkaç olay bunu tetiklemiş olabilir. Bunu da yargı ortaya çıkartır.''

Sohbet sırasında bayan muhabirlerle şakalaşan Arınç, şöyle devam etti:
''Hemcinsiniz, bayan savcı... Bütün dikkatiyle bu olayı aydınlatacaktır umarım. Bayanlar bu konuda daha duyarlıdır, daha titizdir. Gazeteciliği siz nasıl böyle duyarlı titiz yapıyorsanız, savcılarda kaymakamlarda yapıyor. Bayan olduktan sonra korkmayın. İşin üzerine çok iyi gider. Bende güveniyorum. Olay aydınlatılır, ama ben hiçbir zaman, planlı, halkın tamamının bu duygular, düşünceler içerisinde, onlara zarar vermek amacını taşıdığına inanmıyorum. Onları tanırım. Yemeklerini yeriz, çaylarını içeriz, günlerine gideriz. Benim siyasi propaganda yaptığım en renkli mahalleler oralardır. El üstünde karşılarlar. Çaylarını içirirler, davul zurna çalarlar. Keyifleri geldiği zaman oynarlar. Biz onlarla birlikteyiz. Neşeli insanlardır, hayat dolu insanlardır. En keyifli propagandayı oralarda yaparız.
Savcı araştırıyor. Bu toplu bir hareket değildir, organize bir hareket değildir.-Kanaatimi söylüyorum- MHP'nin bunu organize ettiği şeklinde bir kanaatte değilim. Bunu da söylüyorum. Çünkü Belediye Başkanı orada yok. Niye böyle bir şey yapsın? Belediye Başkanı, beldesinde huzursuzluk çıkarmak istemez. Ama kendini bilmeyen 3-5 kişi ağızlarından bu lafları çıkararak, aklından da böyle bir zarar vermeyi geçirerek, böyle bir eylem yapmış. Ortada bir eylem var. Bu eylemi kim planlamış, kim bizzat içinde bulunmuş, gerçekten bunları bir siyasi partiye mal etmek istemiş mi, istememiş mi? Bütün bunları herhalde savcı araştıracaktır. Bugünlerde de bu mutlaka olur.''