Okuma Sanatı...

Karanlığın aydınlığa açtığı savaşı yeneceğimiz tek güç ‘okuma sanatı’dır.

‘Okumak…’ insanlara kültür, sanat, müzik, resim ve edebiyat öğreten bir olgudur. Okumak öğrenmenin, bilinçlenmenin en kestirme yoludur.

‘İnsanlık Anıtı’nı yıkanlar, Can Yücel’in anıt mezarını kıranlar, Sivas’ta 37 aydınımızı yakanlar, çok renkliliği dışlayarak, ülkemize tek renk siyahı dayatanlar okuma kültüründen nasibini almamış olanlardır.

Okumak yeni dünyalar keşfetmektir.

Goethe “Okumayı öğrenmek sanatların en zorudur” der. Gerçekten okuma alışkanlığı kolay elde edilen bir davranış değildir. Gelişmiş ülkeler bu alışkanlığı çocuklarına erken yaşta kazandırırlar. Özellikle televizyonların, insanların zamanını, gücünü ve enerjisini çaldığı bir dönemde, internetin ve cep telefonlarının çocuklarımızı tutsak aldığı bir süreçte okuma uğraşı daha da bir önem kazanmaktadır.

Okuduklarımızın kalıcı olması için etkin okumalı ve okuma tekniklerini iyi bilmeliyiz. Etkin okumanın beş boyutu vardır: İnceleme bunların başında gelmektedir. Bir kitabı elimize almadan önce onu inceleriz. Konu başlıklarını, siyah yazılmış yazıları ve resim altı yazıları gözden geçiririz. İkinci boyut, sorgulama yöntemidir. Burada okuyucunun sorular sorması gerekir. En etkili soru sorma yöntemi 5N1K’dir. Okuma ise üçüncü etkin okuma yöntemidir. Bu aşamada çıkarmış olduğumuz sorulara yanıtlar arar ve bu yanıtları anahtar sözcüklere dönüştürürüz. Dördüncü yöntem, anımsamadır. Anımsama okumanın her aşamasında gerçekleştirilir. Burada önemli iki kavram vardır; işaret taşları ve anımsama durakları. Sonuncu kural tekrarlamadır. Okuduğumuz bilgiyi tekrarlamazsak, yaşamımızın sonuna dek bizim olmasını sağlayamayız. Tekrarlama olmadan bilgi belleğe kaydolmaz.

Okuma önemli ve karmaşık bir süreçtir. Önce motivasyon gerektirir, sonra sabır. Dikkatimizi tamamen okuduğumuz konuya odaklaştırmalıyız.

Yazı, insanoğlunun ölüme karşı bulabildiği tek çare, kitap ise insana kazık atmayan (…) gerçek dosttur.

Okuma sanatını bilen, bilinçli bireyler yetiştirmek dileği ile…