OHAL komisyonuna ‘imaj’ uyarısı
Adalet ve Dışişleri bakanlıkları, eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın başvurularının incelenmesinin öne alınması için Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na görüş bildirdi. Adalet Bakanlığı’nın tıbbi raporları komisyona aktardığı, Dışişleri Bakanlığı’nın ise “Türkiye’nin imajına” dikkat çektiği belirtiliyor.
Sinan TartanoğluAdalet ve Dışişleri bakanlıklarının, eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın, OHAL KHK’leri üzerinden yaptıkları ihlal başvurularının incelenmesinin öne alınması için Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na görüş bildirdikleri öğrenildi. Adalet Bakanlığı’nın, tıbbi raporları komisyona aktardığı, Dışişleri Bakanlığı’nın ise alınacak “ivedi karar”da ‘Türkiye’nin imajına’ dikkat çektiği aktarılıyor.
OHAL KHK’leri ile ihraç edildikten sonra işlerini geri almak için başlattıkları açlık grevinde 219 günü geride bırakan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça gibi kamu görevinden çıkarılan veya kapatılan 100 binden fazla kişi ve kurum, OHAL Komisyonu’nun karar vermesini bekliyor. Açlık grevi yaparken tutuklanan Gülmen ve Özakça’nın hak ihlali başvurularının öne çekilmesi talepleri ise büyüyor.
Adalet ve Dışişleri bakanlıklarının ise Gülmen ve Özakça’nın başvurularının öne alınması için girişiminde bulundukları ifade ediliyor. Bakanlıkların komisyona sözlü olarak hayati tehlike vurgusunu yaptıkları belirtiliyor. Adalet Bakanlığı’nın, Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası’na bağlı hekimlerin “hayati tehlike”ye dikkat çeken gözlem raporlarını komisyona ilettiği öğrenildi. Bakanlığın “insani, adli ve vicdani” olarak, “ivedilikle karar verilmesi” görüşünü ilettiği dile getiriliyor.
İmaj vurgusu
Dışişleri Bakanlığı’nın ise komisyonun alacağı ilk kararlardan birisinin Gülmen ve Özakça’nın başvuruları üzerine olmasının “Türkiye’nin imajı” için önemli olduğunu vurguladığı belirtiliyor. Bakanlığın bu görüşünü OHAL Komisyonu Başkanı Selahattin Menteş’e doğrudan ilettiği dile getiriyor. Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının hassasiyetlerinin “sözlü olarak” iletmesinde, komisyonun Başbakanlığa bağlı olarak kurulsa da bağımsız olmasının, kararları karşısında hukuken itiraz yolunun açık olmasının etkili olduğu ifade ediliyor.