"OHAL gündemimizde yok"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''1915'te Türk tarihinin şahit olduğu kahramanlık destanlarından bir tanesi de bir gün önce Gediktepe Sınır Karakolu'nda yazılmıştır'' dedi. MHP lideri Bahçeli'nin ''OHAL ilan edilsin'' teklifine de Başbuğ'un yanıtı ''Gündemimizde yok'' oldu.
cumhuriyet.com.trGenelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Çanakkale'de düzenlenen İpek Yolu-2010 General/Amiral Semineri'nin açılışında yaptığı konuşmada, yeni stratejik konseptin geliştirilmesi ve müzakeresi aşamasında ve uzmanlar grubunun raporlarını sunmasının hemen arkasından icra edilen seminerin, ortaklık ilişkilerinin geleceği konusunda yeni stratejik konsepte katkıda bulunmasını ümit ettiğini söyledi. Toplantıyı Çanakkale'de yapma nedenleriyle ilgili olarak Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ''Buranın sahip olduğu stratejik coğrafyası değil sadece. Aynı zamanda buranın milattan önce 5 bine giden tarihi ve buna bağlı olan arkeolojik eserleri, özellikle dünya savaş tarihinde ayrı bir yeri olan ve aynı zamanda Türk tarihinin dönüm noktası olan Çanakkale Savaşı ve Türk askerinin kahramanlığı bir destana dönüşmüştür. 1915'te Türk tarihinin şahit olduğu kahramanlık destanlarından bir tanesi de bir gün önce Gediktepe Sınır Karakolu'nda yazılmıştır. Çanakkale Savaşı'ndaki kahramanlık kadar büyük bir kahramanlığın Gediktepe sınır karakolunda önceki gün yazıldığına bu bölgeye yaptığım ziyarette bizzat şahit oldum.''
Atatürk'ün Türk askerinin evrensel değerlerle örülü kahramanlığı yanında, Çanakkale'de ölen tüm askerlere atfettiği, dünya barışına temel teşkil edebilecek anlamlı seslenişini katılımcılarla paylaşan Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti: ''Atatürk'ün kendi sözleriyle size kendisinin o gün söylediklerini aktaracağım. 'Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar, burada dost bir vatanın bağrında bulunuyorsunuz. Huzur ve barış içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Bizler için Mehmetçiklerle yanlarında yatan Coni'ler arasında hiçbir fark yoktur. Uzak diyarlardan evlatlarını bu savaşa gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz evlatlarınız bizim bağrımızdadır artık. Huzur içindedir ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra bizim evlatlarımız olmuşlardır.'' Orgenaral Başbuğ, Çarşamba günü şehitliğe bir ziyaret gerçekleştirileceğini belirterek, ''Sanırım, pek çoğunuz da bu geziye katılırsınız'' dedi.
'NATO kendini ispatladı'
Orgeneral Başbuğ, NATO'nun 21. yüzyılın güvenlik sorunlarına kendisini adapte etmiş eşsiz bir organizasyon olduğunu ispatladığını belirterek, şöyle konuştu: ''Dolayısıyla biz NATO'nun caydırıcılık ve savunma alanlarında dünyadaki en önemli uluslararası kurum olmaya devam ettiği konusunda hemfikiriz. İttifakın 21. yüzyılda karşılaşacağı risk ve tehditler mahalli kimliklerini hızla değiştirmekte ve küreselleşmektedirler. Geçmişte on yıllarca tehdit altında bulunan sınırlara sahiptik. Şimdi ise sınır tanımayan tehditlerimiz var. İttifakın sorumluluk sahasının çok uzağındaki mahalli çatışmalar, ulusal ve bölgesel sınırları aşarak daha geniş çapta güvenlik kaygılarına yol açabilme potansiyeline sahiptirler. Başka bir deyişle günümüzde güvenlik artan bir oranla diğer bölgelerdeki istikrara bağlıdır. Nükleer silahların yayılması, balistik füzeler, küresel terörizm tehdidi, korsanlık, enerji güvenliği ve devam edegelen siber saldırılar yeni güvenlik ortamının en önde gelen gündem başlıklarıdır. Bu sorunların tahmini ve üstesinden gelinmesi daha zordur. Zira doğası gereği bu sorunlar karmaşık ve çok boyutludur. Küreselleşme çağında karmaşıklık ve belirsizliklik, uluslararası güvenlik ortamının en belirgin özellikleri haline gelmiştir.''
'Bu mücadele uzun vadeli bir gayrettir'
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terör örgütlerinin dünyada herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde saldırı yapma yeteneği kazandıklarını vurguladı. Bu nedenle tüm dünya ülkelerinin terörizm sorunu ile karşılaşabileceğini kaydeden Başbuğ, terörizmin temel bir tehdit olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Teröre karşı savaşın dünya çapında işbirliği gerektirdiğini dile getiren Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ''Türkiye yaklaşık 25 yıldır terör örgütü PKK'ya karşı mücadele etmektedir. Bizim terörle mücadeledeki temel hedefimiz teröristlerin ve destekçilerinin başarı umutlarını yok etmektir. Teröristler, terör ve şiddet yoluyla bir şey elde edemeyeceklerini anlamak zorundadır. Terörle mücadelenin, güvenlik, ekonomik, sosyo kültürel, propaganda ve uluslararası ilişkiler alanlarında devlet tarafından organize edilen koordineli faaliyetlerin bir birleşimi olduğuna inanıyoruz. Terörist örgüt, silahlı terör örgütü elemanlarını barındırmaya devam ettikçe sadece ekonomi ve sosyo kültürel alanlarda gerekli önlemleri alarak terörün biteceğini düşünmek bir hata olacaktır. Bu nedenle tam anlamıyla yok oluncaya kadar terör örgütüyle savaşma azim ve kararlılığımız tamdır. Bu mücadele uzun vadeli bir gayrettir ve sabır ister.''
'Barış ya her yerde ya da hiç bir yerdedir'
''Bugünün karmaşık güvenlik ortamında küresel barış ve güvenlik barış ya her yerdedir ya da hiç bir yerdedir'' diyen Başbuğ, küresel tehditlerin küresel tepkileri gerektirdiğini ifade etti.
Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ''Günümüzün tehditleri doğası ülkeler arasında işbirliğini daha gerekli kılmaktadır. NATO gibi kolektif savunma ve kolektif güvenlik organizasyonlarını daha önemli hale getirmektedir. Dolayısıyla NATO'nun sadece coğrafi alanın sınırları içerisinde hareket etmekle yetinmeyip üye ülkelerinin kolektif güvenlik çıkarlarının tehdit altında olduğu bölgelerde da aktif olması gerekmektedir. Bir ittifak olarak hem ittifak bölgemizde doğrudan bizi hedef alan tehditleri hem de stratejik uzaklıkta ortaya çıkan güvenlik tehditlerini karşılama kabiliyetimizi artırmalıyız. Güvenlik ortamı çevik ve esnek ittifak gerektirmektedir. İttifakın yeteneği kesinleşmiş üstünlüğe dayanmalıdır.''
Başbuğ, yeni risk ve tehditleri karşılayabilmek için daha etkili bir külfet paylaşımı düzenlemesine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İttifakın esnekliği NATO mukabele kuvveti ve yüksek hazırlıklı kuvvetin gücü hazırlık seviyesinde kendisini göstermelidir. NATO kuvvetleri daha uzaklara daha hızlı bir şekilde ulaşabilmeli, zorlu operasyonları icra edebilme adına bölgede daha uzun süre kalabilmelidir. İttifakın esnekliği güçlü ve askeri yeteneklerin hareket ve öncesindeki gerekli sivil niteliklerle birleştirilmesi ve uyumlu hale getirilmesi ile artırılmalıdır. İşbirliği konusu, sorunları planladıklarımız ve ortaklarımızdan almayı düşündüklerimizle ilgilidir. NATO'nun yeni ve stratejik konseptinin geliştirilmesi yönünde yapılan ön hazırlıklara göre, NATO'nun karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının yeni misyon ve sorumlulukları ortaya çıkarması veya NATO'nun mevcut misyonunun önemini artırması beklenmektedir. Ancak yeni fonksiyonları olan bir ittifaka sahip olmak, ittifakın temel ilkelerini değiştirmek anlamına gelmemelidir.''
'Washington anlaşması'
Orgeneral Başbuğ, demokrasi, bireysel özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve bağımsız kurumların, NATO'nun kuruluş anlaşmasının temel değerleri olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Yeni stratejik konsept, bu temel değerleri yansıtmaya devam etmelidir. İttifak güvenliğinin bölünmezliğine dayanan Washington Anlaşmasının 5. maddesinin ittifakın temel taşı olarak kalması gerektiğine inanıyorum. Ancak aynı zamanda şunu da tartışmalıyız; 5. madenin kapsamının enerji güvenliği, siber terörizm gibi yeni tehditleri de içerecek şekilde genişletilmesi gerekmektedir. Bunlar 21. yüzyılda ittifakın ele alması gereken temel konularından bazılarıdır. Bazı sorunların askeri olmayan yönlerinden dolayı Washington Anlaşmasının 4. maddesine, üyeler arasında her zaman olduğundan da fazla danışma içeren, istişare içeren bu üye maddeye ihtiyaç duyulacaktır. Ancak NATO'nun sorumluluk sahası dışında üstleneceği misyonlar, kolektif savunmaya alternatif teşkil etmelidir. Bunlar, NATO üyelerinin özgürlük ve güvenliğini garanti altına alan görevleri destekleyici yapıda olmalıdır. Bu bağlamda uluslararası toplumla uyum içinde olmak kritik önem arz etmektedir. Bu açık bir şekilde NATO'nun görevlerini yeniden tanımlamaya yol açacak şekilde Washington Anlaşması'nın yeniden yorumlanmasıdır. Bu açıdan yeni stratejik konsept ortaya çıkan doğal olarak hem küresel hem de bölgesel olan yeni görevlerin stratejik yansımalarının coğrafi boyutunu belirlemek durumundadır. Dolayısıyla yeni stratejik konseptin NATO'nun nasıl çalışması ve gelecekte ne tür roller üstlenmesini istediğimizi yansıtması gerekmektedir. Stratejik konseptin bağlamını belirlerken ilk sorulması gereken sorular şunlardır; NATO küresel mi yoksa bölgesel bir organizasyon mı olacaktır? NATO uluslararası güvenliğe en uygun katkıyı nasıl yapabilir? En temel görevler neler olacaktır? Diğer uluslararası kurumlarla ilişkilerini geliştirmek için NATO ne yapabilir? NATO hangi oranda büyüyecektir?''
İlker Başbuğ, bu soruları cevaplarken çok ihtiyatlı olunması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Buradaki ana husus caydırıcılık, savunma transatlantik bağın korunması gibi ittifakın geleneksel işlevleri ile ittifak bölgesi dışında üstlenilen rollerden kaynaklanan görevler arasındaki ilişkinin tanımlanmasıdır. Eğer müttefikler NATO'nun rolü ve amacı hakkında farklılıklarını kaldırma konusunda başarılı olamazlarsa yeni stratejik konseptin muhtevası açıklık arz edemeyecek ve belirsiz bir stratejik yöne gidecektir. NATO eski Genel Sekreteri Scheffer şöyle demiştir: 'Küresel bir NATO ihtiyacımız yok, fakat üyelerini küresel tehditlere karşı koruyabilecek bir NATO'ya ihtiyacımız var.' Burada küresel bir NATO ile küresel hareket edebilen bir NATO arasındaki ayrımı ortaya koymuştur. Yeni güvenlik konsepti yeni tehdit ve risk algılamalarını da dikkate alarak üyelerin farklı beklentilerini karşılayacak stratejileri tanımlamalıdır. Yeni stratejik konseptin geliştirilmesi, NATO'ya yeni sorunlar karşısında tepkisel yaklaşımlar yerine proaktif bir tarz ile ne zaman, nerede, nasıl ve neden hareket etmesi gerektiği konularında prensip belirleme imkanı tanımaktadır. Nükleer silahların yayılması kapsamındaki tehdit dünyayı daha da tehlikeli kılmaktadır. Bu sebeple NATO'nun nükleer geleneğini devam ettirmesi önem arz etmektedir.''
'Silahlı kuvvetlerin başlıca avantajı silah gücüdür'
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, son dönemde en önemli sorunların başında terörizmin geldiğini belirtti. Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelede gözlemlediği bazı hususlar konusunda şunları söyledi: ''Günlük icra edilen operasyonlarda kıdemli subaylar, genç subaylar arasında stratejiler ve taktikler hakkındaki yüksek seviyeli tartışmalara katılım, görüşlerinin dinlenmesi ve değerlendirilmesi isteğinin olduğunu fark etmişlerdir. Çünkü terörle mücadele, genç subaylar dahil tüm seviyedeki askerlerde yeterlilik ve muhakeme yetisi gerektirir. Genç liderler genellikle stratejik sonuçları olan taktik seviyede kararlar alırlar. Bu nedenle onların da yerel koşullara uyum sağlamaları, hareketlerinin yasal ve etik etkilerini anlamaları, kıdemli komutanlarını niyetleriyle uyumlu olarak inisiyatif sergilemeleri ve sağlam muhakeme yapabilmeleri için eğitilmeleri gerekir. Silahlı kuvvetlerin başlıca avantajı silah gücüdür, teröristlerin ise istihbarattır. Teröristler alanın yerlileri oldukları için neler olup bittiğini onlara haber veren muhbirler ağına sahiptir. Bir alanda büyük bir operasyon yürütülürken teröristler başka alanlarda saldırıya geçerler. İstihbarat teröristlerin stratejik avantajı ise bununla mücadele etmenin yolu bu avantajı ellerinden almaktır. Başka bir deyişle istihbarat, teröristlere siklet merkezidir. Onu kaybederlerse her şeylerini kaybederler. Her gün yaptığımız her hareket, halkın bizim yeterliliğimize ve bütünlüğümüze olan inancını ve güvenini güçlendirici ve devam edici şekilde icra edilmelidir.''
'Yumuşak güç unsurları etkin bir şekilde kullanılmalı'
NATO'nun modern bir güvenlik ittifakı olarak başarı sağlayabilmesi için kendisine yeni tehdit ve risklere karşı yeterlilik ve esnekliğe ihtiyaç duyacağını ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''NATO, yeterli bir küresel güvenlik örgütü olarak var olmazsa, dünyada güvenlik boşluğu olur. Bu bizim asla olmasını istemediğimiz bir şeydir'' dedi. Orgeneral Başbuğ, küresel mali krizin, karar alıcıları, ittifak üzerinde çok önemli etkisi olan mali konularda daha acil tedbirler almaya zorladığını da ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''NATO üyesi ülkelerin NATO liderliğinde yürütülen operasyonların birlik ve malzeme bazında desteklenmesi, görev tamamlanıncaya kadar mali destek ve operasyonun devamlılığını sağlaması konularında daha istekli olması gerekmektedir. 21. yüzyılın risk ve tehditlerini karşılayabilmek için sorumlulukların üstlenilmesi kapsamında dengeli, esnek, yaratıcı ve yapıcı bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Geniş yelpazede beliren yeni tehditler, müttefik ülkelerin askeri operasyonlarının alışık olmadığı riskleri gündeme getirebilir. NATO, sosyal, ekonomik, politik ve doğal olan bu tür tehdit ve risklere cevap vermeye hazırlanırken, yumuşak güç yeteneğine sahip olmadan sadece geleneksel yöntemler kullanarak bu sorunlarla tek başına mücadele etme kabiliyetinin olmadığının farkına varmak durumundadır.''
Bu hususun, kendilerini halihazırda uygulamaya koymaya çalıştıkları kapsamlı yaklaşım anlayışına yönlendirdiğini de dile getiren Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti: ''İttifakın kapsamlı yaklaşımı, güvenlik ortamı, hükümet dışı organizasyon ve kurumların görev yapabileceği bir duruma gelinceye kadar operasyonların başlangıç safhası için gerekli sivil kabiliyetlerin edinilmesi harekete geçirilmelidir. Bu yaklaşım çerçevesinde halihazırda yürütülmekte olan askeri operasyonlara ilave sivil imkan kabiliyet gereksinimlerinin karşılanabilmesi maksadıyla yumuşak güç unsurları etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Bu bağlamda ittifak, sivil asker planlama ve koordinasyon imkan kabiliyetleri geliştirilmeli ve yeterli miktarda askeri olmayan imkan kabiliyetlerine sahip olmalıdır. Kapsamlı yaklaşım, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, diğer bölgesel organizasyonlar ve başlıca hükümet dışı kuruluşlar gibi uluslararası sistemin diğer unsurlarını da işbirliğine dahil etmek suretiyle NATO görevlerinde asli bir unsur görevi yapmalıdır. Tüm bu organizasyonların, NATO operasyonlarına katkılarının gün geçtikçe daha fazla farkına varmaktayız. Bu organizasyonlar da sadece yeteneklerimizi ve gücümüzü arttırmakla kalmayıp NATO'nun küresel gücü ve imajına da olumlu katkılar sağlamaktadır.''
'Ortaklarımız anahtar konumunda'
''Risk ve tehditler küresel bir hal aldıkça NATO küresel ortaklığa yönelmeli midir? Eğer öyleyse ittifakın ortaklık politikasının teşkilatlanma prensibi ne olmalıdır?'' diyen Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ''Küresel riskler ve tehditlerle başa çıkmayı hedefliyorsak, Transatlantik bağı muhafaza edilmeli, uluslararası toplumla birlikte hareket edilmeli ve küresel ortaklıklar tesis etmeliyiz. Küresel ortaklığımız, ittifakın dünyanın her tarafındaki ortaklarla ilişkilerinin geliştirilmesidir. Bu kapsamda barış için ortaklık, Akdeniz Diyaloğu, İstanbul İşbirliği Girişimi ve temas ülkeleri mekanizmaları güçlendirilmelidir. İttifakın diğer önemli bir boyutu ise ittifakın ortaklarımızla iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, şeffaflığın sağlanması, politik ve ekonomik reformların gerçekleştirilmesi ve silahlı kuvvetlerin birlikte harekat yapabilirliğinin sağlanması yolundaki desteğini içermektedir. Ortak bir güvenlik ortamının sağlanması yolunda ilişkilerimizi hem komşularımızla hem de bunun ötesini kapsayacak şekilde bütün ortaklarımızla geliştirmeliyiz. Ortaklarımız, NATO'nun paylaşılan değerler, sorumluluklar topluluğu vizyonunun uygulanabilmesinde anahtar konumundadır. Ortakların rolü, küreselleşmeden, küresel faaliyet göstermeyi hedefleyen NATO için gittikçe daha önemli hale gelmektedir.''
Orgeneral Başbuğ, seminerde çeşitli NATO karargahlarından, ortak ülkelerden ve enstitülerden gelen uzmanların önemli konular sunacağını ve bunların ortaklık programlarının geleceği konusundaki görüşlerin anlatılmasında önem kazanacağını da sözlerine ekledi.
'OHAL gündemimizde yok'
Orgeneral Başbuğ, İpek Yolu-2010 General/Amiral Semineri'nde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, bir soru üzerine ''Son 10 gündür bizim Heron sistemlerini, Türkçe biz onlara gözcü sistemi diyoruz, İsrail'den satın aldığımız gözcü sitemlerini, biz de Irak'ın Kuzeyinde kullanmaya başladık. Irak'ın kuzeyinde belirli bir mesafede Amerikalılarla koordine etmek suretiyle yaklaşık 10 gündür bizim gözcü sistemini kullanıyoruz. Bunu kendi personelimiz kullanıyor'' dedi.
Bir gazetecinini Hakkari'deki saldırıda istihbarat zaafı olup olmadığına yönelik sorusu üzerine Orgeneral Başbuğ, Türkiye-Irak sınırının dünyanın en zor coğrafyaları arasında yer aldığını belirtti. Orgeneral Başbuğ, ''Hakkari'deki saldırıda istihbarat zaafiyeti olduğuna ilişkin söylemlere katılmıyorum'' dedi. Başbuğ, bir başka gazetecinin bazı siyasilerin dile getirdiği gibi olağanüstü hal uygulamasının gerekli olup olmadığına ilişkin sorusunu da ''Olağanüstü halin söz konusu olduğunu düşünmüyorum'' diyerek yanıtladı.
'Burada bir yanlış anlama var'
''Türkiye'ye yönelik Irak'ın kuzeyinden saldırılar gerçekleştiriliyor. Bunun hakkında NATO ne düşünüyor? İstihbarat paylaşımıyla ilgili bir sıkıntı söz konusu mu?' şeklindeki soru üzerine Orgeneral Başbuğ, ''Irak'ın kuzeyindeki terör örgütüne yönelik 2007'den beri ABD ile istihbarat ilişkilerinde bulunduklarını'' söyledi. Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti: ''Burada bir yanlış anlama var. Herkes şöyle zannediyor; 'karşınızda bir televizyon ekranı var. Bu televizyon ekranında bütün Irak'ın kuzeyini görüyorsunuz, Irak'ın kuzeyindeki kilometrelerce her noktada ne oluyor televizyon ekranında görüyorsunuz' gibi, insanlar öyle tahlil ediyor. Real time information bilgisini insansız hava araçlarıyla alıyorsunuz, ama insansız hava aracının bütün Irak'ın kuzeyinde, bütün terörist faaliyetlerini saniye saniye görüntülemesi söz konusu değil. Nereye öncelik verirseniz, o insansız hava araçları o bölgeye gidiyor. Ayrıca hava şartlarından, bu insansız hava araçları etkileniyor.''
''ABD'nin özellikle insansız hava araçları ile bize sağladığı istihbarat desteğine biz her zaman teşekkür ediyoruz'' diyen Orgeneral Başbuğ, ''Son 10 gündür bizim Heron sistemleri, biz Türkçe olarak onlara gözcü sistemleri diyoruz, İsrail'den satın aldığımız Heron gözcü sistemlerini biz de Irak'ın kuzeyinde kullanmaya başladık'' diye konuştu.
'Çok zor bir arazi, mücadele ettiğiniz ise terörist'
Orgeneral Başbuğ, bir gazetecinin ''Irak'ın kuzeyinde denetim yetkisi var mı?'' şeklindeki sorusu üzerine ''Irak'ın kuzeyinde, belirli bir mesafede, oradaki Amerikalılarla koordineli kullanıldığını'' belirtti. Orgeneral Başbuğ, başka bir gazetecinin ''İsraillilerin Heronların eğitimini yeteri kadar vermediği yönünde iddialar var. Heronların yeterli kullanılmadığı söyleniyor'' şeklindeki sözlerine ''Almış olduğumuz Heron sistemlerini biz kendi personelimiz, Hava Kuvvetleri personelimiz kendisi kullanıyor. Eğitimi aldı, bitti; yeterliyiz. Kullanmaya başladık, kullanıyoruz'' karşılığını verdi.
Başka bir gazetecinin ''Hakkari'deki saldırı sonrası istihbarat zafiyeti olduğuna yönelik bir takım iddiaların bulunduğunu belirtmesi üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, bu tür eleştiriler için Türkiye-Irak sınırının coğrafyasının çok iyi bilinmesi gerektiğini söyledi. Türkiye-Irak sınırının, dünyanın en zor coğrafyalarından olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, saldırının yapıldığı bölgeyi, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlarla ziyaret ettiğini anımsattı. Orgeneral Başbuğ, ''Özellikle Şemdinli ile Irak hududu bölgesini ilk defa gördüler, coğrafyasını. Gördükten sonra olayı çok net anlıyorsunuz. Birincisi arazi, çok zor bir arazi, ikincisi mücadele ettiğiniz ise terörist. Bütün terörist hareketlerini, hepsini tespit etme şansınız, olanağınız mümkün değil. Büyük bir arazi ve coğrafyadan bahsediyoruz'' şeklinde konuştu.
'Grup, 60 kişi civarında'
Orgeneral İlker Başbuğ, Gediktepe Sınır Karakoluna yapılan saldırıya ilişkin bazı basın yayın organlarında terörist sayısına yönelik haberleri eleştirerek, kimsenin ne kadar teröristin geldiğini söylemesinin mümkün olmadığını ifade etti. ''Gediktepe'deki saldırıyı gerçekleştiren grup, bizim değerlendirmelerimizle 60 kişi civarında. Diğer unsurlarıyla birlikte belki 100 civarında olabilir'' diyen Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti: ''Coğrafya zordur. Evet orada termal cihazlarımız var, termal kameralarımız var. Aslında oradaki birlik saat 11.30 civarında bazı görüntüler tespit ediyor, onlara mukavele de ediliyor. Ancak arada 1-2 saatlik bir süreç var. Netice olarak coğrafyayı bilmeden değerlendirme yapmak çok yanıltıcı olur. Özellikle biz de dün gittik o coğrafyaya. Arkadan gelen böyle küçük grupları izlemenin, zor gece şartları da var. Takip etmeniz kolay iş değil. İstihbarat zafiyeti konusuna katılmıyorum. Özellikle Silahlı Kuvvetler olarak haziran ayının başından beri böyle terörist eylemlerini bekliyoruz, beklediğimizi de ifade ettik. Önemli olan bu saldırılara karşı her yerde hazırlıklı olmanız, yeterli olmanızdır. Elbette her şey yeterli değildir. Yine de her zaman nerede eksiğimiz, yetersizliğimiz var, bunları her seviyenin düşünmesi lazım. Elbette alınacak tedbirler var. Bunların da alınması lazım.''
'Görevimiz, teröristi bulup, etkisiz hale getirmek'
Orgeneral Başbuğ, başka bir gazetecinin ''OHAL'e gerek var mı?'' şeklindeki sorusuna da ''Şu anda söz konusu olduğunu düşünmüyorum'' yanıtını verdi. Saldırının, bir karakola yapılan saldırı olmadığını vurgulayan Orgeneral Başbuğ, ''Yaz döneminde orada Mezar Gediği diye bir geçit var. Orası teröristlerin ana hareket alanlarından birisi. O alanı kontrol etmek için yaz döneminde arazide, bizzat arazide, orada herhangi bir yapı yok. Orası, bir sınır bölüğü tarafından teşkil eden görev yapılan bir bölge'' dedi. Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: ''TSK olarak terörle mücadeledeki görevimiz bellidir. Görevimiz, terörist nerede ise arayıp, bulup etkisiz hale getirmek. Dün benim orada erinden üst rütbeli komutanlarına kadar hepsi ile görüşme şansım oldu. Sayın Başbakanla ve diğer bakanlarla da beraberdik. Oradan şu duygularla ayrıldık; oradaki en küçük rütbelisinden en büyük rütbelisine kadar personelimiz görevine yüzde yüz bağlı, morallerinin çok üstün noktada olduğunu gördük. Bir er vardı, olayda yaralanmış. 28 gün sonra terhis olacak. Orada kendi aramızda konuşurken, 'çok kısa süresi kalmış erlerimizi geri bölgelerde askerliğini bitirebilir miyiz?' diye düşündük, konuştuk. Ondan sonra ben kendisine sordum 'bu konuda ne düşünüyorsun?' dedim. Erin cevabını bugün gazetelerde okumuşsunuzdur. Bizim Mehmetçiğimiz budur. Mehmetçiğimiz bu, gücümüz bu. Halkımızın bize verdiği destek çok önemli.''
'Onlar bizim evlatlarımız'
Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelenin zor olduğunu belirterek, ''Karşınızda silah taşıyan, ateş eden terörist var. Bu, bir çatışmadır. Terörle mücadele zordur, terörle mücadele elbette acılı ama sabırlı olmamız lazım. Kararlılığımızda en ufak bir olumsuz şey söz konusu değil. Sabırla, kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Bundan kimsenin bir şüphesi olmasın'' dedi. Son dönemdeki terör olaylarında 12 erin şehit olduğunu anımsatan Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ''Tabi ailelerinin acılarını anlıyoruz, çok büyük... Onların acılarını anlamak ayrı bir şey ama aynı şeyleri aynen yaşamak mümkün değil. Bilin ki, şöyle ifade edeyim, o şehitlerimizin anne baba, kardeşi, eşinden sonra bu acıyı en fazla yaşayan biziz, bunu herkes bilsin. Tabi mutlaka anne, babalar ve kardeşleriyle kendimizi eşitleyemeyiz ama onlardan sonra onların canını kaybeden vatan evlatları, şehitleri için en fazla acıyı taşıyan kim derseniz, o acıyı biz taşıyoruz. Onların aynı zamanda sorumluluğu da var. Onlar bizim bir evladımız, orada da ifade ettik, tabii ki onlar ilk önce anne babalarının evladı, ondan sonra onlar bizim de evladımız. Bu acıyı yüreğimize gömüp, kararlılıkla tabi ki görevimize devam edeceğiz. Tabi önemli olan, bize düşen görev; bu mücadeleyi, kararlılıkla sürdüreceğimiz bu mücadeleyi, elbette en az zayiata, can kaybına neden olacak şekilde sürdürmek için ne yapılması gerekiyorsa bunları da yapmak da bizim görevimiz ve sorumluluğumuz.''
Oramiral James Stavridis
NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı (SACEUR) Oramiral James Stavridis ise Orgeneral Başbuğ'un yakın arkadaşı olduğunu belirtti. Düzenlenen seminerin çok faydalı olduğunu ve dünyanın bir çok yerinden komutanları bir araya getirdiğini anlatan Oramiral Stavridis, Hakkari'deki saldırıda şehit olan askerler için duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Oramiral Stavridis, Irak'ın kuzeyinde yapılan işbirliği çalışmalarının sürdürülmesi gerektiğini de ifade etti.