"Öğrenci müsteri, öğretmen tahsildar oldu"
Beç-Sen Genel Başkanı Ferhat Şahin, tüccar zihniyetli yönetim anlayışının öğrencileri müşteri, öğretmenleri tahsildarlığa zorladığını belirtti.
cumhuriyet.com.trBütçeden milli eğitim için ayrılan payın eğitim kurumlarının zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamadığını belirten Şahin, bu nedenle eğitim yuvası olması gereken kurumlarda öğrenci ve velilerden değişik adlar altında para toplandığını vurguladı.
Önümüzdeki hafta başlayacak 2010-2011 eğitim öğretim yılı nedeniyle Beç-Sen Genel Başkanı Ferhat Şahin açıklama yaptı. Anayasa'nın 42'nci maddesinde ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu ve devlet okullarında parasız olduğu hükme getirildiğine dikkat çeken Şahin, buna karşın yıllardır süregelen tüccar zihniyetli yönetim anlayışı nedeniyle öğrencilerin müşteri, öğretmenlerinde tahsildar konumuna getirildiğini ifade etti.
İşbaşına gelen her hükümetin, hatta değişen her Milli Eğitim Bakanının eğitim sisteminde değişiklik yapmasının gelenek haline geldiğini ve bunun sonucunda bütçeden eğitim için ayrılan payın büyük bir bölümünün eğitim sistemindeki değişiklikler için heba edildiğini ifade eden Şahin, "Anayasamızda ve uluslararası sözleşmelerde hiçbir surette engellenemeyecek bir hak olarak zikredilen eğitim ve öğretim hakkı, tüccar zihniyetli yönetim anlayışı nedeniyle pek çok dar ve sabit gelirli vatandaşımızı canından bezdirmiş ve eğitim-öğretiminin bir hak olmaktan öte bir külfet olarak görülmesine neden olmuştur" dedi.
"Zorunlu ihtiyaçlar bie karşılanmıyor"
Bütçeden milli eğitim için ayrılan payın eğitim kurumlarının zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamadığını, bu nedenle eğitim yuvası olması gereken kurumlarda öğrenci ve velilerden değişik adlar altında para toplandığını ifade eden Şahin "Hiçbir öğretmen arkadaşımız böyle bir paranın toplanmasından yana değildir. Dahası böyle bir görevi üstlenmek de istememektedir. Ancak eğitim kurumlarının zorunlu ihtiyaçları dahi Milli Eğitim Bakanlığı'nca karşılanmamaktadır. Örneğin yılda ortalama 50 ton kömür, 10 ton odun ihtiyacı olan bir okula 25-30 ton kömür 3-5 ton odun gönderilmektedir. Arta kalan kısım okul yönetimi ve okul aile birliği tarafından oluşturulan havuzdan, yani öğrenci ve velilerden karşılanmaktadır. Yine eğitim kurumlarının bakım, onarım ve temizlik giderlerinin de büyük bir kısmı yine okul yönetimi ve okul aile birliği tarafından oluşturulan bu havuzdan karşılanmaktadır. Dahası 2-3 derslikli 100-150 öğrencili bir okula bir müstahdem görevlendiren Bakanlık, 30-40 derslikli 2-3 bin öğrencili bir okula da bir müstahdem görevlendirmekte ve yalnızca bir müstahdem maaşı ödemektedir. İkinci ve daha fazla müstahdem ile güvenlik için yapılan giderler de yine okul yönetimi ve okul aile birliği tarafından oluşturulan bu havuzdan karşılanmaktadır" diye konuştu.
"Kırılan bir tek camın parası da veliden alınıyor"
Okulda kırılan bir tek camın, biten faks kağıdının, patlayan bir ampulün hatta son yıllarda yaşanan salgın hastalıklara rağmen tuvaletlerde bulunan sabun ve temizlik maddelerinin parasının da öğrenci ve velilerin cebinden çıktığını ifade eden Şahin, açıklamalarına şöyle devam etti:"Bakan Çubukçu, geçtiğimiz günlerde kayıt parası istenmeyeceği yönünde açıklamalarda bulundu. Kayıt parası, spor parası, sınav parası, karne parası, diploma parası, beden eğitimi parası vs. gibi değişik adlar altında toplanan bu paraların toplanmaması en çok öğretmen arkadaşlarımızı sevindirecektir. Zira eğitim ve öğretim için ayrılan zamanın büyük bir kısmı bu paraların toplanmasında geçmekte ve öğrenci, veli ve öğretmen üçgeninde olması gereken diyaloğu da olumsuz etkilemektedir."