Öğrenci anketinin çarpıcı sonuçları

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'deki üniversitelerde okuyan öğrencilerin sosyo-ekonomik yapısı konulu anketin sonuçlarını açıkladı. Türk Eğitim- Sen, Gazi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ile birlikte Türkiye genelinde 6 büyük üniversitede öğrencilerin sosyo-ekonomik durumu, toplumsal ve siyasal konulara yaklaşımları ve eğitimden beklentilerini içeren anketten çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 63.5'inin kredi veya burs aldıklarını, herhangi bir kuruluştan öğrenim kredisi veya burs almayanların ise yüzde 36.5 olduğu görüldü. Koncuk, öğrencilerin yüzde 23.8'inin aylık 151-250 TL ile geçindiğini kaydederek, üniversitesi öğrenimleri süresince çalıştıkları iş türlerini gösteren dağılımda ilk sırada yüzde 23.4 oranı ile özel ders vermek olduğunu belirtti.

"Tercih nedeni üniversitelerin eğitim kalitesi"

Okudukları bölümleri tercih nedenleri sorusuna, ankete katılanların yüzde 31.6'sı tercih ettiği üniversitenin eğitim kalitesi olduğunu; yüzde 21.4'ü mezunların kolay iş bulması, yüzde 10.6'sı ailesinin isteği üzerine tercih ettiği cevabını verdi. Öğrencilerin yüzde 56,6'sı araştırma/dönem ödevi hazırlarken internetten faydalandığını, yüzde 76,8'i ise en çok izledikleri kültür-sanat etkinliği sorusuna sinema seçeneğini işaretledi.

Öğrenciler IMF'ye soğuk bakıyor

Koncuk, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumundan memnuniyetleri ile ilgili soruya yüzde 84.5'inin memnun olmadıklarını, öğrencilerin yüzde 56.6'sının Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı çıktığına dikkat çekti. Koncuk, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların Türkiye'ye uyguladıkları ekonomik politikaların sonucunda öğrenciler üzerindeki imajlarının olumsuz yönde seyrettiğini belirtirken "Türkiye kendisini ilgilendiren siyasi, sosyal ve ekonomik konularda bağımsız olarak hareket edebiliyor mu?" sorusuna katılımcılardan yüzde 81,7'sinin olumsuz yönde cevap verdiğini; bu durumun üzücü olduğunu ifade etti.

Koncuk, Türkiye'de üniversite öğrencilerinin ekonomik yönden zor şartlar altında okuduğunu, toplumsal ve siyasal konulara yaklaşımlarının umut verici olmadığı belirterek "Üniversite öğrencilerinin sorunlarına karşı daha duyarlı yaklaşmalı, onların kaygılarına ortak olmalıyız" dedi.