OECD Türkiye için büyüme tahminini düşürdü

OECD'ye göre Türkiye'de büyüme toparlansa da potansiyelin altında kalacak.

cumhuriyet.com.tr

OECD'nin Ekonomik Görünüm raporunda, 2015 yılına ilişkin küresel büyüme tahmini, geçtiğimiz Kasım'daki yüzde 3.6'den yüzde 3.1'e ve 2016 yılı için yüzde 3.9'dan yüzde 3.8'e indirildi. OECD Türkiye için ekonomik büyüme tahminini de 2015 yılı için yüzde 3.2'den yüzde 3.1'e, 2016 büyüme tahminini de yüzde 4'ten yüzde 3.9'a çekti.
 
OECD raporunda, küresel toparlanmanın büyük ekonomilerin merkez bankaları tarafından gerçekleştirilen genişlemeci para politikaları ve güçlenen doların diğer ülkelerin ihracatlarını ucuzlatmasıyla da destek bulduğu vurgulandı ve şu değerlendirmeye yer verildi:
 
"Küresel büyüme yılın ilk çeyreğinde, krizden bu yana geçen tüm çeyreklerden zayıftı. Her ne kadar bu zayıflama bir geçiş olarak kabul edilse de, yeni teknolojilerin gelişmesini zayıflatan cansız yatırımlarında etkisiyle üretim büyümesindeki yavaşlama hayal kırıklığı yaratıyor."
 
Küresel gelişmeleri değerlendiren OECD Genel Sekreteri Angel Gurria da, "Küresel ekonomi büyümeye odaklandı ancak toparlanma zayıf kalmaya devam ediyor ve yatırımlar henüz kalkışa geçmedi" dedi. Guirra'ya göre, güçlü ve sürdürülebilir büyüme aşamasına bir türlü geçilememesi, istihdam kayıpları, yaşam standartlarında bozulmalara neden oluyor.

Merkezi Paris’te bulunan OECD, üye ülkelerle ilgili ekonomik görünüm raporunu yayımladı.

Türkiye için 2016'da yüzde 4’e yakın büyüme öngördü

Raporun Türkiye bölümünde 2015 yılının başlarında ekonomik büyümenin yavaşladığı anımsatılarak, "genel seçimlerin yarattığı belirsizlik ve jeopolitik gerginliğin, yatırımları ve tüketim harcamalarını gerilettiği" yorumu yapıldı.

İş dünyasında "bekle gör" atmosferinin hakim olduğu ve ekonomik büyümenin 2015 sonu ve 2016’da kademeli artmasının beklendiği kaydedilen raporda, bununla birlikte büyüme oranının potansiyelin altında olacağı ifade edildi.

OECD raporunda, "bölgesel gerilimlerin ve kurdaki belirsizliğin yatırımların toparlanma hızını etkileyeceği" uyarısı yapıldı.

Raporda, sermaye akışındaki dalgalanma nedeniyle hedefinin üzerine çıkan enflasyon oranının düşürülmesi gerektiğinin altı çizildi.

İş dünyasında sürdürülebilir rekabet edilebilirlik seviyesinin artırılmasının önemine dikkati çekilen raporda, ana ürün ve emek piyasasındaki reformların hayata geçirilmesinin de ekonomik büyümenin artmasına katkı yapacağı yorumunda bulunuldu.

Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı AB ülkelerindeki düşük ekonomik büyüme oranı ile Irak ve Rusya gibi önemli pazarlardaki bölgesel gerilimlerin Türkiye’nin ihracatına olumsuz etki yaptığı hatırlatıldı.

Raporda, cari açığın giderek düşürülmesine karşın dış borçların gayri safi milli hasılaya oranın yüzde 20’ye ulaştığı uyarısı yapıldı.

Şu ana kadar sermaye akışının, cari açık ve dış borcun döndürülmesinde sorun yaratmadığı ancak dış finansmana bağımlılığın "’kırılganlık" oluşturduğu kaydedildi.