OECD, sıkı maliye politikası önerdi

OECD Türkiye Raporu yayınlandı, raporda hükümetin mali kuralın yürürlülüğünü süratle sağlaması istenirken "Orta Vadeli Plan ve mali kural büyük memnuniyetle karşılanan çok yıllı bir disiplin sağlayacak.

cumhuriyet.com.tr

OECD Türkiye ekonomik raporu "OECD Economic Surveys, Turkey" yayınlandı. 147 sayfalık raporun özet bölümünde "mali kural" tasarısının son derece memnuniyetle karşılandığı belirtilirken bu hazırlığın zaman içinde, mali politikada şimdi de süren dönemsel sapmaları ortadan kaldırma ve mali performansı önemli ölçüde iyileştirme potansiyeli bulunduğu belirtildi. Raporda, "Daha önce Haziran ayında parlamentoda yapılması planlanan görüşme ertelendi. Kural ile uyumun etkin bir biçimde izlenmesine olanak sağlamak için Sayıştay yasa tasarısının da geçmesi önemli olacak. Türkiye'nin uluslararası derecelendirmelerdeki pozisyonu reformlar sonrası ve güçlü temellerini tümüyle yansıtmıyor. Mali saydamlıkta daha fazla ilerleme kaydetmek, enflasyon hedefleme çerçevesini güçlendirmek ve mali istikrarı korumak, bu nedenle önemli olacak" denildi.

-Raporda, "Türkiye istikbaldeki büyüme yollarının geniş bir spektrumuyla karşı karşıyadır. Bu yollardan spektrumun daha yüksek tarafında olanı, güçlü bir rekabeti, yüksek istihdamı artan gelir büyümesini, yüksek tasarruf ve düşük dış dengesizlikleri içeren güçlü bir uzun vadeli büyümenin yoludur. Bu senaryo erişilebilir bir uzaklıktadır fakat hiçbir şekilde doğal olarak elde edilecek anlamında değildir. Sadece, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için G-20 çerçevesiyle de uyumlu iyi politikalarla başarılabilir" ifadeleri yer aldı. PARİS (ANKA) - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Türkiye'nin gelecekte büyümeye giden geniş bir "yol spektrumu" ile karşı karşıya bulunduğunu da belirtti. Raporda, "Bu yollardan spektrumun daha yüksek tarafında olanı, güçlü bir rekabeti, yüksek istihdamı artan gelir büyümesini, yüksek tasarruf ve düşük dış dengesizlikleri içeren güçlü bir uzun vadeli büyümenin yoludur. Bu senaryo erişilebilir bir uzaklıktadır fakat hiçbir şekilde doğal olarak elde edilecek anlamında değildir. Sadece, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için G-20 çerçevesiyle de uyumlu iyi politikalar ile başarılabilir" denildi.

Rekabeti sağlayıcı politikaların çeşitli hizmet sektörlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi gereğine dikkat çekilen raporda, "Yetkililer aynı zamanda enerji ve gıda fiyatlarında çalkantıyı artırıcı önlemlerden kaçınmalıdır" denildi ve asgari ücretin, genel ücret düzeyi ve kayıt dışılığın azalması üzerindeki etkisi göz önüne alınarak belirlenmesi önerildi.
 

Bankacılık istikrarlı büyümede anahtar

Bankacılık sektöründeki sağlamlığın sürdürülebilmesinin istikrarlı büyüme için anahtar olduğunu kaydeden OECD, "Türkiye'deki bankacılık sektörünün sağlamlığı kriz esnasında büyük bir avantajdı ve toparlanmanın desteklenmesine yardımcı oldu. Finansal sistemin işlevini etkin biçimde yerine getirmesi, ekonomideki tüm borç alanlar, özellikle de küçük firmalar için sermaye maliyetlerinin düşürülmesi yoluyla gelecekteki büyüme için yararlı olacak" dedi.
 

"Temel sağlam ama..."

"Türkiye'deki toparlanma, ekonomik ve politik temellerin güçlü olduğunu gösterdi fakat, Türkiye'nin birbiriyle ilintili bulunan yapısal zayıflıkları devam ediyor" denilen raporda yapısal reformların dış dengesizlikleri hafifletebileceği belirtildi. Raporda yüksek verimlilikte, çağdaş sektörlerde istihdam yaratılmasının, kararlı emek piyasası reformları aracılığıyla desteklenmesi gerektiği üzerinde durulurken, şu ifadeler yer aldı:
"-Ülke çapında, ortalama ücretin yaklaşık yüzde 60'ı düzeyinde olan asgari ücret, özellikle verimliliğe erişimin çok düşük olduğu yatırım ve bölgeler ile geçerli yaşama maliyetinin daha az bir asgari ücreti meşru kıldığı yerler için aşırı ölçüde yüksek.
-Zorunlu sosyal güvenlik katkı oranları, son indirimlere karşın, brüt istihdam maliyetleri ve net işçi gelirleri arasında büyük bir 'takoz' oluşturarak yüksek durumda bulunuyor.
-Resmi sektörde daimi işçiler için istihdam teminatı son derece sıkı, özellikle de OECD ülkeleri arasındaki en maliyetli tazminat ödeme sistemlerinden birinin uygulanmasına bağlı olarak.
-Geçici işçilik, büyük ölçüde özel durumlarla sınırlandırılmış olarak son derece sınırlı, kayıtlı sektörde pratik olarak uygulanması olanaksız.
-Türkiye'de insan sermayesinin genel düzeyi önemli ölçüde artırılmalıdır. Bağlılıkla sürdürülecek iki yönlü politika ve reformlara gereksinim vardır: İlki gelecekteki emek gücünü daha iyi becerilerle donatmaya yönelik eğitim standartlarını iyileştirmek ve ikincisi var olan büyük vasıfsız işçi havuzunun istihdam edilebilirliği ve becerilerini iyileştirmek."