Ödüller ya herkesin ya da kimsenin!

Bu gece açıklanacak ödüller nasıl dağıtılırsa dağıtılsın, geriye son 20 yılın en doyurucu Venedik Film Festivali kalacak.

cumhuriyet.com.tr

Bazı jürilerin, “izlediğimiz filmler ödül almaya layık bir sinema düzeyi sergileyemediği için, Büyük Ödülü bu yıl vermeme kararı aldık” dedikleri görülmüştür. “Yarışan fimlerin hepsi birbirinden iyiydi; farklı türlerde, bu kadar başarılı olan filmler arasında değerlendirme yapma yetkisini kendimizde görmüyoruz; ödül vermemeye karar verdik” diyen bir jüriye ise hiç rastlamadık. Halbuki, aykırı ama sinemayı yücelten böyle bir kararın, 68. Venedik Festivali jürileri tarafından ortaklaşa alınması, anlamlı bir ilk olabilirdi... Roman Polanski ya da George Clooney yerine, neden Abel Ferrara olmasın? Ferrera’nın, dünyanın son saatlerini anlattığı deneysel kapalı mekân filmi “Last Day on Earth” neden bir Aslan alamasın? Bir huzurevindeki yaşamı hümanist gözlüklerle perdeye taşıyan Ann Hui neden unutulsun? Japon sinemasının ustası Sion Sono yanında, Altın Aslan’ın 23. sürpriz adayı, Çin’den gelen Western denemesinin genç yönetmeni Cai Shangjun da neden ödüllendirilmesin? Fransız sinemasınından farklı sesler getiren Philippe Garrel’in “Yakıcı Yaz”ı ile, Marjane Satrapi / Vincent Paronnaud ikilisinin yönettiği “Erikli Tavuk” neden düşünülmesin? Hepsinden farklı bir sineması olan Aleksander Sokurov ustayı unutmak olur mu? Kaçak göçmenler konusunu işleyen İtalyan yönetmen Emanuele Criasele neden fark edilmesin? Hem David Cronenberg’in hem de Steve McQueen’in başarılı yorumcusu Michael Fassbender’in yanında, yarım düzine daha iyi oyuncu yok mu? Yan bölümlerdeki birbirinden başarılı filmler için de, 27 ilk filmin genç yönetmenleri hakkında da, aynı şeyleri söyleyebiliriz. Bu gece açıklanacak ödüller nasıl dağıtılırsa dağıtılsın, geriye, belki de son 20 yılın en doyurucu Venedik Festivali kalacak.