ODTÜ Eğitimi, Öğretmenleri ve Öğrencileri
cumhuriyet.com.trYaşamda tepkiyi tetikleyen muhakkak bir etki oluyor. Yaşamın kuralı bu. Her şey ve hepimiz etkileşim içerisindeyiz. Bu etkileşim muhakkak insan ilişkilerinde hatta toplumlar arası gerilimler yaratıyor. Gerilmeden de ilerlenmiyor galiba, yaşanan zorlanmalar farklılıkları keşfetmeye, yenilikleri yaratmaya itiyor insanı. Ancak gerilmeyi ilerleme fırsatına dönüştürmek de gerilmenin nasıl algılandığı ve bu algının nasıl duygusal ve davranışsal karşılığa dönüştürüldüğü kararına bağlı. Gerilimi yapıcı ya da yıkıcı bir deneyime dönüştürme kararı kişinin kendisine göre değişiyor. Bu bağlamda, ülkece deneyimlediğimiz ve yankılarını işittiğimiz ODTÜ olayları kapsamında, ODTÜ eğitimi, öğretmenleri ve öğrencileri ile ilgili verilen tepkiler, bana da, ODTÜ öğretmenlerinin bir temsili olarak, bu eğitim kurumunun ve deneyiminin içinden biri olarak, farklı bir bakış açısı getirme fırsatı verdi.
Öncelikle, kısaca ‘eğitim’ olgusu üzerinde düşüncelerimi paylaşmak isterim. Eğitimi en geniş anlamıyla çok boyutlu, kolektif ve etkileşimli bir deneyim olarak tarif etmek mümkün. Bu sadece birinin ya da birilerinin başkalarına daha önceden üretilmiş bir bilgiyi aktarmasından daha geniş bir anlam taşıyor. Böyle düşünüldüğü zaman, eğitim, karşılıklı öğretmeye, öğrenmeye ve birlikte yeni bilgiyi üretmeye imkân veren bir eğitim ortamını yaratma ve bunu yönetme sorumluluğuna dönüşüyor. Eğitim fırsatı ile kişilerin, toplulukların, milletlerin gelişmesi, ilerlemesi ve yükselmesi için hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin üstlendikleri bir sorumluluk. İlerlemek için yenilikçi ve yaratıcı bilginin üretilmesi şart. Eğitim ortamında yenilikçi ve yaratıcı bilginin üretilmesi eğitim aktörlerinin birlikte oluşturdukları yapıcı sinerjiye bağlı. Yapıcı sinerji için yargısız yaklaşım ve tutum, açık görüşlülük, kişilere ve üretilen bilgiye nezaket ve saygı, özveri ve çalışkanlık gerekiyor.
Bu vesileyle, yukarıda tarif edilen eğitim deneyiminin ODTÜ’de öğretmenlerin ve öğrencilerin üstlendikleri ve severek taşıdıkları sorumlulukla yaratıldığını gururla vurgulamalıyım. Hiçbir öğretmen tek başına öğrenciler istemedikçe onlara bir şey öğretemez. Bu bağlamda, her zaman öğrenmeye istekli öğrencilerimiz bizim en değerli varlıklarımız. Hiçbir öğrenci de öğretmeni ile entelektüel bağını kurmadan bir şey öğrenemez. ODTÜ tarihi, öğretmenlerin ve öğrencilerin yaratıcı sinerji ortamına dönüştürdüğü eğitim ortamında ürettiği yenilikçi ürünleriyle dolu. Bunların sadece 2012 yılına ait olan üç örneği burada hatırlatmakta yarar var.
Birincisi, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Dr. Hakan Gürsu ve yetiştirdiği öğrencilerinden kurduğu ekibinin, yıllardır ‘Green Dot Awards’, ‘International Design Awards’, ‘A Design Awards’ gibi tasarım dünyasının en prestijli yarışmalarında kazandığı, hiçbir ülkenin, hiçbir kişinin arka arkaya bir seferde birçok kere kazanamadığı ödülleri. Sadece 2012 yılında, mobilya, dekoratif eşya, mimarlık, bina ve yapı, taşıt, yat, tıp aletleri, oyuncak gibi kategorilerde çevre dostu ürünleri ile 15 ‘A Design’ ödülünü aldılar. İkincisi, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Havacılık Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İlkay Yavrucuk ve öğrencileri, ve ABD’de Georgia Tech Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dan Schrage ve öğrencileri ile ortak kurulan bir ekibin tasarladığı helikopter ile kazanılan 2012 AHS Design Competition 1.’lik ödülü. Son olarak, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde koordinatörlüğünü yaptığım ve Doç. Dr. Argun Evyapan, Doç. Dr. Burcu Evyapan, Dr. Tuğrul Kanık, Funda Erkal, Serhat Celep, Asst. Ender Peker, Asst. Duygu Cihanger ve Asst. Selin Çavdar ile birlikte yürüttüğümüz 1. sınıf planlama ve temel tasarım stüdyosunda geliştirdiğimiz ve değerli öğrencilerimizle küresel iklim değişikliğinin yerel mekân çözümlerini araştırdığımız program ile kazandığımız 2012 AESOP (Avrupa Planlama Okulları Birliği) Eğitimde Mükemmellik Ödülü.
Bu ödüller yaratıcı, kabiliyetli ve özverili öğrencilerimizle birlikte oluşturmayı başarabildiğimiz öğretme ve öğrenme ortamlarında ortaklaşa verdiğimiz çabanın uluslararası düzeyde insanlığın gelişimi adına kazanılan ‘teşekkür’ yansımaları. Bizler de bu teşekkürü ODTÜ öğretmenleri ve öğrencileri olarak birlikte üretebildiğimiz yapıcı sinerjiye ve bu sinerjiyi yaratıcı ve yenilikçi ürünlere dönüştürebilmemize borçluyuz. 2013’te ülkemizde ve tüm dünyada barışçıl eğitim ortamlarının yaygınlaşması dileğiyle!
*Doç.Dr. Anlı Ataöv Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, ODTÜ