Obama Türkiye'den ne götürdü?
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye gezisi dünya medyası tarafından Avrupalı bir müttefikle görüşmeden çok 'İslam dünyasına mesaj' olarak nitelendirildi. Obama ABD'nin imajını düzeltme pahasına Türkiye'nin Batı demokrasisi olarak tanınma hedeflerini sarsmış olabilir.
cumhuriyet.com.trABD Başkanı Barack Obama Türkiye’yi de kapsayan gezisini tamamlayarak evine döndü. Şimdi Obama’nın gezisinin Türkiye’ye ne kattığı ve neler götürdüğünün hesabı yapılmalı.
Dünya kamuoyunda bir yıldız muamelesi gören Obama’nın Türkiye ziyareti de doğal olarak büyük ilgi topladı. Her konuşması, her hareketi, her ifadesinin didik didik incelendiği uluslararası diplomatik paparazzi gazeteciliğinin çarpıcı örneklerini gördük. Ankara’daki hükümet Obama’nın ziyaretinden ötürü zil takıp oynarken görmemiş olabilir, dünya medyası ABD Başkanı’nın gezisinin Türkiye ayağını İslam dünyasına mesaj olarak nitelendirdi.
Obama’nın TBMM’de yaptığı konuşmanın hakkını vermek lazım. Türk siyaset yelpazesinin her kanadına hitap eden, dengeli mesajlar vermeye çalışan, üzerinde çok düşünülmüş “şık” bir konuşma idi. Ancak sadece Türkiye’ye mesajlar yoktu içinde. Obama Türkiye platformunu kullanarak İslam dünyasına da “İslamla savaşta olmadıkları” mesajını verdi. Batı medyası bu mesajı manşetlere taşıdı. Obama’nın İslam dünyasına ulaşmaya çalıştığı ve beklenen mesajını Ankara’dan verdiği haberini geçtiler. ABD’deki televizyonlar “Müslüman ülke Türkiye”, “İslam dünyasının bir parçası Türkiye” şeklinde verdiler haberlerini. Oysa Obama konuşmasında Türkiye’de Atatürk’ün getirdiği laik demokrasinin öneminin altını çizerek bu mirasın değerine vurgu da yapmıştı. Ancak bu mesaj dünya medyasında geri plana itildi.
Obama’nın Avrupa Birliği liderleriyle Türkiye konusundaki görüşmeleri de ilginç. Obama Türkiye’nin sağlam demokratik kurumları, serbest piyasa ekonomisi, insan hakları ve diğer temel özgürlükler konusunda ilerleme sağladığı ya da sağlayacağı için değil Müslüman bir ülke olduğu için AB’ye alınması gerektiğini savundu. Türkiye’nin üyeliğinin Müslüman dünyasına olumlu bir mesaj vereceğini ifade eden Obama, Fransa ve Almanya’dan hiç gecikmeden “bizim işimize karışma” yanıtını da aldı.
ABD yönetimi ısrarla Obama’nın Türkiye gezisinde İslam dünyasına yönelik “büyük konuşmasını” yapmayacağını savundu. Doğru. Obama Medeniyetler İttifakı toplantısına katılmadı ve konuşmasında açıkça Müslüman bir ülkenin başkentinden seslendiğini söylemedi. Ancak Obama’nın Türkiye’yi Avrupa gezisinin içinde ziyaret etmesi, iki ülke arasındaki ittifaka vurgu yapması, “ılımlı İslam” söylemini bırakmış görünmesine karşın Batı kamuoyu bu geziyi Obama’nın İslam dünyasına ulaşmaya çalışma stratejisi çerçevesinde sadece “Müslüman bir ülkeye ziyaret” şeklinde niteledi. Bu da bir kez daha Türkiye’nin eksik tanıtılmasına neden oldu.
ABD halkının yüzde 51’nin İslam’ı tanımadığı ya da korktuğu bir dönemde, “İslam devleti” ve “halkı Müslüman ülke” kavramları arasındaki farkı bilmeyen bir Batı kamuoyu için Türkiye’nin imajından ne eksildi ona bakmak gerekiyor. Acaba Obama ABD’nin imajını düzelteceğim diye NATO üyesi, AB’ye aday , kurulduğundan bu yana çağdaş uygarlık düzeyini hedefleyen ve kendini Batılı olarak tanımlayan eski müttefikinin imajına zarar mı verdi?