Obama, Romney ve AKP

Yeni ABD Başkanı'nın seçilmesinden sonra AKP'yi dış politikada daha zorlu bir dönem bekliyor.

cumhuriyet.com.tr

6 Kasım’daki ABD Başkanlık seçimlerine bir gün kaldı. Türk hükümeti kendi Ortadoğu politikası için son derece kritik olan bu seçimleri büyük bir dikkatle izliyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun şimdiye kadar sıkı fıkı olduğu Obama yönetiminin devam etmesini istediği ortada. AKP hükümetinin Barack Obama’nın Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney’nin başkanlığını pek çok bilinmezi beraberinde getireceğinden tercih etmeyeceğini tahmin etmek zor değil. İki başkan adayının da ekonomik konulara ağırlık verdiği ve başa baş giden seçim yarışında dış politika meseleleri kampanyalarının çok küçük bir bölümünü oluşturdu. Kimi yorumcular Romney’nin dış politika konusunda Obama’dan çok da farklı olmadığı görüşünde. Ancak bölgenin kırılgan bir dönemden geçtiği göz önüne alınırsa Türkiye için iki aday arasındaki nüanslar bile önem taşıyor. Adayların dış politika önceliklerinin Türkiye’ye olası etkilerini yorumlamak bu açıdan gerekli.  


Obama’nın ikinci dönemi


ABD seçimlerinde Obama’nın yeniden başkanlık koltuğuna oturması durumunda dış politikada çok büyük bir değişiklik beklenmiyor. Obama 2014’te Afganistan’daki savaşı “sorumlu bir biçimde bitirme” vaadini yineliyor ve Usame Bin Ladin’in öldürülmesinin terörle mücadelede büyük bir başarı olduğunu savunuyor. Suriye konusunda “Beşşar Esad’ı koltuğundan edecek etkili bir geçiş dönemi ve ılımlı bir Suriye liderliğini” hedeflediğini söylüyor. Buna karşın ABD yönetimi Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) Esad rejimine karşı tam bir muhalefeti temsil etmediğini dillendirmeye başladı. Bu da bugüne kadar bu oluşuma yatırım yapan Davutoğlu’nun elinin zayıflamasına yol açıyor. ABD’liler SUK’un köktendinci unsurlara teslim olmasından endişe duyarlarken AKP’nin Müslüman Kardeşleri öne sürmesi kısa vadede Türkiye ile ABD ilişkileri arasında bir çatışma çıkabileceğinin sinyalini veriyor. Obama’nın ikinci döneminde de İran’a karşı yaptırımlar dışında herhangi bir adım atması beklenmiyor. İsrail konusunda mesafeli tavrını sürdüren Obama’nın İran’a askeri bir müdahale seçeneğini kısa vadede düşünmesi gerçekçi değil. Bu politika AKP’nin yeni bir tutum oluşturmasını gerektirmeyecek.


Romney başkan olursa

Cumhuriyetçi aday Romney başkan seçilirse dış politika ekibine kimleri alacağı Türkiye için önem taşıyor. Eğer Romney AKP’den hiç hoşlanmayan neo-muhafazakarlara kabinesinde yer verirse AKP hükümeti ile ilişkilerin kırılgan bir zemine kayacağına kuşku yok. Romney Suriye konusunda Obama’ya yumuşak davrandığı eleştirisini getiriyor. Suriye’deki muhaliflere bizzat silah göndereceği ve Mısır ile ilişkileri sıkı tutacağı vaadini veriyor. Romney’nin Türkiye için kritik olabilecek bir başka sözü de İran ile ilgili. İran’ın nükleer programını bitirmek için “çok gerçek ve güvenilir” bir askeri seçeneği dile getiriyor ve ABD füze savunma sistemini geliştireceğini söylüyor. Obama’nın İsrail’i izole ettiğini ve Filistinlileri daha uzlaşmaz yaptığını savunan Romney İsrail’in stratejik askeri üstünlüğünü koruyacağını, Türkiye ve Mısırla olan bozuk ilişkilerin onarılmasına ve bu ülkelerdeki İsrail karşıtı politikalara karşı koyacağı sözünü veriyor.

ABD’de başkan kim olursa olsun AKP hükümetinin dış politikasını daha sarsıntılı bir dönem bekliyor.