Obama: ABD bir yol ayrımında

ABD Başkanı Barack Obama, "ABD bir yol ayrımında. (Terörle mücadele stratejisi kararı) korkularla değil, zor kazanılmış bilgelikle alınmalı" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Ulusal Savunma Üniversitesinde terörizmle ilgili gelecekteki mücadele stratejiyle ilgili açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Barack Obama, Guantanomo hapishanesinden insansız hava uçaklarının kullanılmasına, ABD'nin yeni terörle mücadele yöntemlerinden Guantanamo Hapishanesine birçok konuya değindi.

ABD'nin El Kaide, Taliban ve onlarla bağlantılı güçlerle savaş halinde olduğunu kaydeden Obama, "Yüz yüze kaldığımız terörizm genel bir ideoloji ile beslendi o da bazı aşırılar tarafından ortaya konulan, İslam'ın ABD ve Batı ile uyuşmazlık içinde olduğu ve siviller dahil Batılı hedeflere yönelik şiddetin daha önemli bir gaye için haklılaştırılabileceği inancı. Bu ideoloji bir yalana dayanıyor. ABD İslam ile savaşta değil ve bu ideoloji, terörist saldırıların en sık kurbanı olan Müslümanların çoğunluğu tarafından da reddediliyor" diye konuştu.

 

Guantanamo Hapishanesi

Obama, Guantanamo Hapishanesi'nin anayasaya uygun olmadığını, Amerika'nın değerlerine yakışmadığını belirterek, "Adalet duygumuz bundan daha güçlü" dedi. Kendisinin de daha önce burayı kapatmaya çalıştığını hatırlatan Obama, terör suçu işleyip de ABD mahkemelerinde yargılanan ve mahkum edilenler arasında şu ana kadar hapishanelerden kaçabilenin görülmediğini vurguladı.

Obama, sırf bu hapishane için her yıl 150 milyon dolar harcamaları gerektiğine dikkati çekerek, ülkenin eğitim ve araştırmada kaynağa ihtiyacı olduğu dönemde bunun anlamsızlığına işaret etti.

Kongre'nin tutukluların başka ülkelere transferini engelleyen karar çıkardığını hatırlatan Obama, Kongre'ye Guantanamo hapishanesindeki tutukluların transferine yönelik engeli kaldırmaları çağrısı yaptı.

Obama, "Savunma Bakanlığı'ndan, askeri bir komisyon oluşturabileceğimiz ABD'de bir yer dizayn etmelerini istedim. Ayrıca, tek görevi tutukluların üçüncü ülkelere transferini başarıyla yerine getirecek Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarında yeni bir temsilci atıyorum. Yemen'e tutuklu transferine yönelik morotoryumu kaldırıyorum. Diğer ülkelere gitmesi belirlenenleri transfer edeceğiz, töreristleri kendi mahkeme ve askeri yargı sistemimizde adalet önüne çıkaracağız ve her tutuklu için yargı denetiminin açık olması yönünde ısrar edeceğiz" dedi.

Obama, hapishanedeki, aleyhine dava açılamayan tehlikeli saldırılara karışanların durumunun ne olacağına ilişkin yasal sorunların ise Guantanamo'nun kapatılmasıyla çözülebileceğine inandığını kaydetti.

 

Obama'nın konuşması sırasındaki protesto

Konuşmasının Guantanamo ile ilgili bölümüne başladığı sırada Obama ve bir kadın izleyici arasında tartışma yaşandı. Protestocunun ısrarla sözünü bölmesi üzerine Obama, "Burada konuşma özgürlüğü var ama madam sizin konuşabildiğiniz gibi ben de konuşmamı sürdürebilmeliyim değil mi" dedi.

Obama'nın konuşması sırasında protestocu kadının sözünü birkaç kez daha kesmesi üzerine, Obama konuşmasını kesti ve bir müddet protestocunun sözlerini bitirmesini bekledi.

Obama daha sonra, "Bayanın sözleri dinlenmeye değer, birçok sözüne katılmasam da" dedi ve bunun demokrasi için gerekli olduğunu kaydetti.

 

'ABD bir yol ayrımında'

Konuşmasına ABD'nin özgürlüklere verdiği önemle başlayan Obama, bu özgürlük mücadelesinde ülkenin tarih boyunca katıldığı savaşlara değindi. Son dönemdeki Afganistan ve Irak'taki savaşları hatırlatan Obama, kendisinin yönetime gelmesinden sonraki çalışmalarıyla artık ABD'nin, terörizme karşı daha güvenli bir yer olduğunu kaydetti.

Geçen 10 yıldaki savaşlarda trilyon dolarlar harcandığını, hayatların feda edildiğini belirten Obama, insansız hava araçlarının kullanımından terörist şüphelilerin tutuklanma şekillerine, aldıkları kararların nasıl bir millet olduklarını ve çocuklarına nasıl bir gelecek bırakacaklarını belirleyeceğine dikkati çekerek, "Dolayısıyla, ABD bir yol ayrımında. Bu zorlukların doğasını ve kapsamını tanımlamalıyız, yoksa o bizi tanımlayacak" dedi. Obama, terörle mücadele stratejisinin "korkulara" bakarak değil, "zor kazanılmış bilgelikle" alınması gerektiğini de dile getirdi.

Obama, "Terörizme karşı zaferimiz savaşta teslim alma seremonileri yapılması veya heykellerin yere devrilmesiyle değil, ailelerin çocuklarını okula götürmesi, göçmenlerin karamıza gelmesi, gazilerin iş bulabilmesi, hareketli şehir caddelerimizle ölçülecek" ifadesini kullandı.

 

'Ülke içinde büyüyen radikallik, gelecekteki terörizm bu'

Obama, terörizmin şeklinin artık 11 Eylül saldırılarından farklılıklar taşıdığını dile getirerek, şimdi Bingazi'de yaşadıkları gibi daha yerelleşen saldırlar ve ülke içindeki bireylerin radikalleşmesi gibi büyüyen terör riskinin ortaya çıktığını kaydetti. Obama, "Ülke içinde büyüyen radikallik, gelecekteki terörizm bu" değerlendirmesinde bulundu.

Obama, "Akli dengesi yerinde olmayan ya da topluma yabancılaşmış, çoğunlukla ABD vatandaşı veya yasal ikamet edenler, daha geniş bağlamda şiddet içeren cihat fikirlerinden etkilenebiliyor" yorumunu yaptı.

Terörle mücadele stratejilerini açıklayan Obama, öncelikle El Kaide'nin ve bağlı güçlerinin yenilgiye uğratılması işinin tamamlanması gerektiğini söyledi. Obama, "sınırsız bir küresel terörle mücadele" anlayışı yerine, Amerika'yı tehdit eden şiddet yanlısı radikal ağların dağıtılmasına yönelik hedeflere odaklı ve ısrarlı bir terörle mücadele yönteminin uygulanması gerektiğine işaret etti.

Çoğu zaman teröristleri yakalamayı ve sorguya çekmeyi tercih etmelerine rağmen bazı durumlarda bunun imkansız olduğunu belirten Obama, bunun teröristlerin kaldığı yerler, ilgili ülkenin terörle mücadele kapasitesi ve isteğinin zayıflığı gibi nedenlerden kaynaklandığını söyledi.

 

'Müslümanların, Amerikan ailesinin temel bir parçası olduğunu kabul etmeliyiz'

Obama, şunları kaydetti: "Teröristlere karşı hedef odaklı eylemler, etkili ortaklıklar, diplomatik temas ve yardım gibi adımları içeren kapsamlı bir strateji yoluyla ABD topraklarına yönelik geniş çaplı saldırıların düzenlenmesi ihtimalini önemli ölçüde düşürebilir ve deniz aşırı yerlerdeki Amerikalılara yönelik tehditleri azaltabiliriz. Ancak yurtdışı kaynaklı tehditlere karşı tedbirler alırken, kendi sınırlarımızın içinden kaynaklanan terörizm meselesini de ihmal edemeyiz. Daha önce söylediğim gibi, bu tehdit yeni değil. Teknoloji ve internet, bu tehdidin sıklığını ve ölümcüllüğünü artırıyor. Bugün herhangi bir kişi, evinden hiç çıkmadan, nefret içeren propagandadan etkilenebilir, kendisini şiddet yanlısı bir ajandaya adayabilir ve başkalarını nasıl öldüreceğini öğrenebilir."

Bu tehditle başa çıkmak için, iki yıl önce yönetim olarak kapsamlı bir gözden geçirme çalışması yürüttüklerini ve güvenlik birimleriyle görüşmeler yaptıklarını ifade eden Obama, şiddet yanlısı aşırıcılığı önlemenin en iyi yolunun, terörizmi sürekli olarak reddeden Müslüman Amerikan toplumuyla birlikte çalışmak, radikalleşmenin işaretlerini tespit etmek ve güvenlik birimleriyle ortaklık kurmak olduğunu dile getirdi.

Obama, "Bu ortaklıklar ancak Müslümanların Amerikan ailesinin temel bir parçası olduğunu kabul ettiğimiz takdirde işleyebilir. Aslına bakarsanız, Amerikalı Müslümanların başarısı ve onların sivil özgürlüklerine el uzatılmasına karşı tedbir almadaki kararlılığımız, 'İslam ile savaştayız' diyenlere esaslı bir ders olacaktır" ifadesini kullandı.

"ABD içerisindeki saldırı planlarını engellemenin, Amerikan halkının sivil özgürlüklerini korumaya yönelik bağlılıkları nedeniyle birtakım zorlukları da beraberinde getirdiğine" işaret eden Obama, "Bu nedenle, önümüzdeki yıllar içinde, güvenliğe duyulan ihtiyacımız ile bizi biz yapan özgürlükleri koruma arasında uygun dengeyi sağlamak için sıkı çalışmak zorunda kalacağız" yorumunda bulundu.

Obama, bunun, güvenlik birimlerinin yetkilerinin gözden geçirilmesi, Boston'daki saldırılardan sonra dahi, kanıt olmadan birinin sınır dışı edilmemesi ya da hapse atılmaması, hükümetin hassas bilgileri korumak için kullandığı araçlara dikkatli sınırlamalar getirilmesi gibi adımları gerektirdiğini kaydetti.

 

Her terörist için özel birlik konuşlandırmalarının veya karaya asker göndermenin mümkün olmadığını anlatan Obama, bu noktada insansız hava uçaklarını kullandıklarına dikkati çekerek, bu yöntemi savundu.

Obama, bu teknolojinin kimlerin hedef alındığı, sivil zayiat ve yeni düşmanlar yaratma riskini artırması gibi konularda soru işaretleri uyandırdığını kaydederek, bu noktalara cevap verdi.

Öncelikle insansız hava uçaklarının kullanımının terörle mücadelede etkili, federal ve uluslararası kanunlar çerçevesinde de yasal olduğunu belirten Obama, şunları kaydetti: "İç ve uluslararası yasalar altında, ABD, El Kaide, Taliban ve bunlarla bağlantılı güçlerle savaştadır. Onları başından durdurmamamız halinde, şu anda ellerinden geldiği kadar fazla Amerikalıyı öldürebilecek bir örgütle savaştayız. Dolayısıyla bu adil bir savaş, orantılı olarak yürütülen, son çare ve kendini savunma bağlamında verilen bir savaş. Mücadelemiz yeni bir aşamaya girerken, Amerika'nın kendini savunma şeklindeki meşru talebi, tartışmaların sonu demek değildir. Bir askeri taktiğin yasal ya da hatta etkili olduğunu söylemek, her durumda akıllıca ya da ahlaki olduğunu söylemek anlamına gelmez. Dünyanın öbür köşesini vurabilecek teknolojiyi bize sağlayan ilerleme, aynı zamanda bu bu gücü itidalli kullanma ya da suistimal edilmesi riskini ortadan kaldırma disiplinini de gerektirmektedir. İşte bu nedenle, son 4 yıl içinde yönetimim, açık esaslar, denetim ve hesap verebilirlik ilkeleri üzerinde ısrarcı olarak, teröristlere karşı güç kullanımımızı idare eden bir çerçeve oluşturmak için gayretle çaba sarf etti".

 

'Her insansız hava uçağı saldırısı konusunda Kongre'yi bilgilendirdik'

İnsansız hava uçakları ile sadece El Kaide ve ilgili diğer organizasyonları hedef aldıklarını belirten Obama, teröristleri yakalama imkanları bulunduğunda veya her istediklerinde bu araçları kullanmadıklarını, ülkelerin toprak egemenliğine saygı kapsamında ortaklarla istişareler çerçevesinde yapıldığını ve bireyleri cezalandırmak için de bu yönteme girişmediklerini vurguladı.

Sivil kayıpların olmaması için büyük çaba gösterdiklerini ama tüm savaşlarda olduğu gibi burada da aynı riskin bulunduğunu ve sivil kayıp görüldüğünü ifade eden Obama, "Bu noktada yakınlarını kaybedenler için hiçbir söz bu durumu haklı çıkarmaz. Biz yaşadıkça, bu sivil ölümler benim ve emrim altındakilerin yakasını bırakmayacak" değerlendirmesinde bulundu.

Obama, ancak sahaya asker göndermenin ise daha az sivil ölümlere yol açacağı veya Müslüman dünyasında daha az düşman yaratacağı varsayımlarının da yanlış olduğunu kaydederek, "Aksine daha çok ölümler, daha çok geri tepmeler, yerel nüfusla daha çok uzlaşmazlığa düşme yaratır" dedi ve Vietnam ile Irak ve Afganistan savaşlarını örnek gösterdi.

 

'ABD vatandaşlığı kalkan olmamalı'

Obama, Kongre'nin insansız hava uçaklarının kullanımında kendilerine yetki verdiğini ve ABD vatandaşı Anwar Awlaki'ye yönelik olan dahil her insansız hava uçağı saldırısı konusunda Kongre'nin bilgilendirildiğini de vurguladı.

Obama, "Hükümet için herhangi bir ABD vatandaşını hedef almanın ve öldürmenin anayasaya uygun olduğunu düşünmüyorum, tıpkı bir başkanın ABD toprakları ötesine asker konuşlandırmasını uygun bulmadığım gibi. Ancak ne zaman bir ABD vatandaşı, Amerika'ya karşı savaşmak için yurtdışına gidip, Amerikan vatandaşları öldürmek için aktif biçimde planlar yaptığında ve ne ABD ne de ortaklarımız, o kişiyi planını hayata geçirmeden önce ele geçirebilecek bir pozisyonda olmadığında, bu kişinin vatandaşlığı bir kalkan vazifesi artık görmemeli" dedi.

Obama, ayrıca "Öldürücü eyleme geçmek için oluşturduğumuz üst eşik, Amerikan vatandaşı olsunlar ya da olmasınlar tüm potansiyel terör hedeflerini kapsamaktadır. Bu eşik, her bir insan hayatının doğasında var olan haysiyetine saygı gösterir" diye konuştu.

Awlaki konusunda Adalet Bakanlığı'na insansız hava uçağı saldırısından bir ay önce bilgi gönderildiğini ve Kongre'nin de operasyondan önce bilgilendirildiğini belirten Obama, bazı durumlarda Kongre'nin işin içine dahiliyeti ve bağımsız izleme kurulu gibi oluşumların bürokrasiyi artırdığını ama yine de insansız hava uçağı operasyonlarına yönelik şeffaflığı artırmak için seçenekleri Kongre ile görüşmeye hazır olduğunu dile getirdi.

Terörle mücadelenin diğer bir yönünün de aşırılıkları besleyen konulara eğilmek, yoksulluk, mezhep çalışmaları gibi derin kökenlere uzanan problemleri çözmek olduğunu ifade eden Obama, bu kapsamda, Ortadoğu'daki dönüşümlerin desteklenmesi, Suriye'de muhalefetin güçlendirilmesi, İsrail-Filistin barışının teşvik edilmesi gibi konuların önemine işaret etti.

 

AP'nin telefonlarının dinlenmesi

Güvenlik ile açık toplum olma arasındaki doğru dengeyi kurmayı içeren zorlukların yeni bir örneğinin, Adalet Bakanlığı'nın ulusal güvenlikle alakalı sızdırmalara dair soruşturmasında yaşandığını ifade eden Obama, "Başkomutan olarak şuna inanıyorum; operasyonlarımızı ve sahadaki insanlarımızı koruyan bilgileri gizli tutmalıyız. Bunun için, yasayı delenler ve gizli bilgileri koruma taahhütlerini ihlal edenlerin, bunun sonuçlarına katlanmalarını sağlamalıyız. Ancak özgür basın da demokrasimiz için gerekli. Bu bizi biz yapan bir şey. Ve sızdırma soruşturmalarının, araştırmacı gazeteciliğe zarar verebilme ihtimalinden rahatsızlık duyuyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Obama, gazetecilerin, mesleklerini icra etmelerinden dolayı hukuki bir risk altında olmamaları gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Odak noktamız, yasaları ihlal edenler üzerinde olmalı. Bu nedenle Kongre'ye, hükümetin aşırı erişimine karşı bir medya kalkan yasası geçirme çağrısında bulundum. Bu hususu, endişelerimi Adalet Bakanı ile de paylaştım. Adalet Bakanlığı, gazetecileri içeren soruşturmalarla alakalı mevcut tüzüklerini gözden geçirmeyi kabul etti ve bu çalışmanın parçası olarak, endişelerini dinlemek üzere medya kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir grupla toplantı yapacak. Bakana, 12 Temmuz'da bana bu konuda bilgi vermesi için talimat verdim."