'O tweetleri atanlara karşı en ufak bir öfkem yok'

CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, "O tweetleri atanlara karşı en ufak bir öfkem yok. Benim öfkem o tweetleri atan kişilerin onaylanmasına, ödüllendirilmesine, sırtının sıvazlanmasına vesile olan yerleşik erkek egemen sisteme karşı" açıklamasında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

AKP tarafından sosyal medyada başlatılan 'Yeşil toplu' ‘Milli Hesaplar' kampanyasının ardından cinsiyetçi hakaretlere maruz bırakılan kadınlar Sözcü Haftasonu'na konuştu. 

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, 12 maddelik sosyal medya etik kurallarını açıkladıktan sonra ‘Etik kurallara uyacağım” ve “milli hesap” anlamına gelen işaretleri kullanmaya başladığını duyurmuştu.

Bazı hesapların bu işareti kullanarak Nevşin Mengü, Berna Laçin, Canan Kaftancıoğlu, Feyza Altun gibi isimlere taciz ve hakaret mesajları paylaştığı görüldü.

Savcılık, yazılanlarda tehdit olmadığı, yazılanların kaba sözler olduğu ama hakarete girmediği kanısına vararak “Kovuşturmaya gerek yok” kararı verdi.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bu kararla ilgili, "Günümüzde yani tek adamın iktidarında, hukukun siyasetin sopası olarak kullanıldığı bir dönemde şaşırtıcı olmayan ancak çok acıtıcı bir durum" dedi. 

"TWEETİ ATANLARA DEĞİL ERKEK EGEMEN SİSTEME ÖFKELİYİM"

Kaftancıoğlu şöyle devam etti:

"83 milyon adına, tüm kadınlar ve hatta çocuklar adına çok üzüldüğüm iki olay var. Birincisi il başkanı olduğum günlerde, iktidara yakın bir facebook sayfasında, o gün 14 yaşında olan kızımın 9 yaşındaki fotoğrafını koyarak Canan Kaftancıoğlu'nun kızına neleri yapmanın serbest ve mübah olduğunun konuşulduğu, herkese açık bir tartışma ortamı. İkincisi ise açık açık tecavüz ettikten sonra beni öldüreceğini söyleyen kişiye takipsizlik verilmiş olması. Buradaki üzüntüm hakikaten kendi adıma değil. Bana göre en acı olan da iktidar çevresinin bu yaşananları normalleştirmeye dönük açık ya da örtük gayreti. Ben isterdim ki o gün iktidara yakın kadın siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar da bu apaçık rezalete tepki gösterebilsin. Çünkü bu olay benim şahsımdan öte bu ülkenin kadınlarının, çocuklarının her gün maruz bırakıldığı ve hatta daha fazla maruz bırakılmasının önünü açan bir durum.

O tweetleri atanlara karşı en ufak bir öfkem yok. Benim öfkem o tweetleri atan kişilerin onaylanmasına, ödüllendirilmesine, sırtının sıvazlanmasına vesile olan yerleşik erkek egemen sisteme karşı. O insanlarla karşılaştığımda bu sistemin, bu ahlaksal yozlaşmanın, bu adaletsizliğin, bu eşitsizliğin bu erkek egemen bakışın benden daha çok onu mağdur ettiğini anlatmaya çalışırdım. Bu kişilerin en önemli motivasyon kaynağı özellikle iktidar çevrelerince takdir edilmek istemeleri. Çünkü isminin başında önemli sıfatlara sahip olanlar da bilerek ve isteyerek bu iklimi yaratıyor."

ERKEK OLSAYDIM BANA BU KADAR SALDIRMAYACAKLARDI

Oyuncu Berna Laçin ise karara ilişkin, "Bir sürü dava gördüm, bir sürü troll saldırısı gördüm, bir sürü haksız müdahaleye uğradım. Özel televizyonlarda ilk resmi ambargo bana uygulandı. Ama bu, toplumsal olarak çok yara açan bir şey oldu kalbimde. Çünkü bu olaydan bir gün önce de kalçaya çimdik atıp fıstık denilmesi ‘babacan bir tavır' olarak görüldü. Yani bu ülkede kadınlar, erkeklere peşkeş çekiliyor" dedi. 

"İlk saldırı “idama hayır” dediğimde başladı" diyen Laçim, “Savaşa hayır” diyorsun, oradan da linç yiyorsun. “Kadın özgürdür, kadın istediği gibi yapar sen karışamazsın” diyorsun, “Aaa” diyorlar. Yani özgürlük istediğim için sürekli tacize uğruyorum. Benim tek bir tarafım var, halk. Ne olursa olsun eşitlik" ifadelerini kullandı.

Laçin Çok para kaybettiniz mi bu yüzden? sorusuna karşılık ise şunları söyledi: Tabii ki, parayı geçtim sağlığımı kaybediyorum. 15 gündür yatıyorum, çok ciddi bir iç kulak problemim var. Ve bunun baş tetikçisi de stres. Erkek olsaydım bana bu kadar saldırmayacaklardı. Tahammül edilemeyen şey, kadının bu lafları söylemesi… Onları 5 kat daha fazla delirtiyor.

SAVCININ KARARI EKSİK

Avukat Feyza Altun ise şöyle konuştu:

"Savcının kararı şu bakımdan eksik, diyor ki, “Ne olduğu anlaşılmayan ifadeler.” Ancak ifadeler çok açık, orada bir tecavüz listesi var. Bu TCK 106'ya göre bir cinsel saldırı tehdididir. Ayrıca TCK 216'da da değerlendirilebilir. Halkın bir kesimini, diğer kesimine karşı siyasi görüşünden dolayı hedefe koymak da söz konusu. Bizler orada cinsel olarak bir hedefe koyulmuş ve bir kesim bize karşı kışkırtılmış durumda. Diğer dosyalarda bu hatanın yapılmayacağını umut ediyorum."

"Kadın bedeni üzerinden aşağılamanın bir erkek tatmin yöntemi olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Aynı şey Esra Albayrak'a da yapıldı. Bu gösteriyor ki hangi kesimden olursa olsun erkekler, kadın bedeni üzerinden aşağılayarak tehdit ederek, tecavüz tehdidiyle, öldürme tehdidiyle kendilerini ifade ediyorlar."