'Nükleeri makul fiyatlarda yapmamız şart'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Mersin Akkuyu'da kurulması planlanan ilk nükleer santral ihalesiyle ilgili olarak "Bu yüksek fiyatı tek firmayla bulduysak bir eksiklik görünüyor" dedi.
cumhuriyet.com.trEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Mersin Akkuyu'da kurulması planlanan ilk nükleer santral ihalesiyle ilgili fiyat konusunda bir eksiklik görüldüğünü ancak, bunun, Türkiye'nin nükleer santral konusundaki kararlılığını etkilememesi gerektiğini söyledi.
Antalya'da DSİ Misafirhanesi'nde gazetecilerle sohbet eden Yıldız, çeşitli konularda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Nükleer santral ihalesiyle ilgili gelişmeleri değerlendiren Yıldız, yarışmada JSC Atomstroyexport-JSC Inter Raoues-Park Teknik Ortak Girişim Grubu'nun verdiği teklifin, Eylül ayının ortasına doğru sonuçlandırılacağını kaydetti.
İhalenin iptal edilip edilmeyeceğiyle ilgili bir soru üzerine Yıldız, ''Bu bir yarışma süreci olduğu için 'evet'in de 'hayır'ın da yan yana olması bir kere çok normal. Yalnızca 'evet' ya da yalnızca 'hayır' yarışma süreci için doğru değil. 'Evet'in de 'hayır'ın da aynı şekilde sonuca yakın olması, yarışma nihayetleninceye kadar doğru olan bir konsepttir. İhale bitene kadar böyle yüzde 90 'hayır' ya da yüzde 90 'evet'le sonuçlanacak demek yarışma sürecinden kopmak demek değil mi?'' dedi.
Kamu payı
Yıldız, gazetecilerin soruları üzerine, Rusya ile yapılan görüşmelerde, Türkiye'nin fiyat beklentisi olduğunun belirtildiği ve fiyatta makul bir noktada birleşilmesi ve bunun sıhhatli bir yapıda olması durumunda yüzde 15, yüzde 20 ya da yüzde 25 gibi bir oranda kamu hissesi konusunun da gündeme gelebileceği açıklamalarını da değerlendirdi.
Bir gazetecinin, ''İhale olduğu dönemde kamu payı yoktu? Bu yatırımcıların istediği bir şey ama şartnamede yoktu. Sonradan bunu getirdiniz? Doğal olarak bu işin iptal edilmesi gerekiyor'' sözleri üzerine Bakan Yıldız, şunlar söyledi: ''İster aksiyoner, isterse pragmatist bakalım, eğer yüzde 15 veya 25'lik kamu hissesi, fiyatın daha da ucuz hale gelmesini sağlıyorsa bu önemli bir etkendir. İster ihalenin başında, ister sonunda... Biz neresinde müdahale etmişsek, neresinde görmüşsek olayı, bu bir gerçektir. Kamu hissesiyle beraber bir kısım risklerin satın alması ucuzlayabiliyorsa, o zaman ben bunu ülkem lehine değerlendirmek durumundayım.''
''O zaman diğer şirketler 'Ben ihaleye girmedim çünkü o sırada devletin payı yoktu' demezler mi?'' sorusu üzerine Bakan Yıldız, kanunun, ihaleyi alan bir şirket ile kamu şirketinin belli oranlarda ortaklık yapabilme yetkisi verdiğini vurguladı. Bunun yeni birşey olmadığına dikkati çeken Yıldız, yarışmayı kazanan firmanın istemesi halinde, kamuyla belli oranlarda ortaklık yapabileceğine dair kanun maddesi olduğunu yineledi.
Kamu payının ne olacağının henüz belli olmadığını ancak, yüzde 25'in üzerine çıkılmasının düşünülmediğini kaydeden Yıldız, bir gazetecinin, ''Baştan böyle olsaydı fiyat değişir miydi?'' sorusu üzerine, ''Baştan böyle olsaydı fiyat değişirdi. Açıkça söyleyeyim, evet. Kanaatim bu'' dedi. Bakan Yıldız, ''Daha çok katılımcı olur muydu?'' sorusunu da, ''Daha çok katılımcı bile olabilirdi'' diye yanıtladı.
'Eksiklik var'
Bakan Yıldız, bir gazetecinin, ''İhaleyi iptal etseniz de etmesiniz de sorun var ortada'' sözleri üzerine, şöyle devam etti: ''Ortada bir eksiklik var, görünüyor. Bu yüksek fiyatı tek firmayla bulduysak bir eksiklik görünüyor. Ben yalnızca resmi olarak cevap verdiğimde, 'Şu anki süreç, nerede kalmıştık' diye devam etmem lazım. Çoğu zaman da böyle davranıyoruz. Ama madem ki bu konuyu açıyoruz, ortada bir eksiklik var demektir. Biz bu fiyattan memnun değilsek ortada bir eksiklik var demektir. Ne ise o. Eksiklik, bizden mi kaynaklanıyor, yani teklif verenlerden mi yoksa vermeyenlerden mi? Bunun üzerine gitmek lazım. Bunu bu kadar açık, net, şeffaf konuşuyorum çünkü, sonuçta geldiğimiz rakam, bizim ortalama olarak Türkiye'de ürettiğimiz rakamın üzerinde. Biz bundan hoşnut değiliz ya... Nükleeri mutlaka yapmamız şart ama makul fiyatlarda. Türkiye nükleersiz kalmamalı. Fiyatın yüksek, düşük olması bizim bu kararlılığımızı etkilememeli. Makul hale getirip yolumuza devam etmemiz lazım.''
'Beklenenin üzerinde'
''Şu aşamada süreç nasıl ilerliyor? Bir pazarlık var mı? Kamu payı bu pazarlıklara dahil edildi mi?'' sorusu üzerine Bakan Yıldız, şöyle konuştu: ''Nükleerin 2 temel bileşeni var. Finans ve teknik. Teknik bileşeni zaten başlı başına bir olgu ve çok ciddi argümanları olan sıradışı bir iş. Ama finans, özellikle paralar büyüdükçe ve blok halde paralar söz konusu oldukça bir o kadar daha önemli oluyor. Siz öyle bir şey imal edersiniz ki teknik ağırlığı ve buluş kısmı finanstan önemlidir. Ama burada paralar büyük olduğu için finans bir o kadar daha önemli oluyor. Nükleer sıradışı bir iş, ama finansı da bir o kadar sıradışı. O yüzden finans kısmının verilen teklifte sıradışı olduğunu söyleyebiliriz. Bu fiyat yüksek. 15 küsur cent bir kere nükleer için yüksek bir fiyat. Teknik bileşeni de farklı. Bunu ancak bir teklif aldığında karşılaştırabilirsiniz. -Burada kritik bir cümle kullanayım- bir malın aslı yüksekse, türevi de yüksektir. Burada finans aynı oranda fiyatı katlayan bir katsayı olarak görünüyor. Finans maliyetleri de dünyadaki global kriz tesiriyle olacak ki zannediyorum beklenenin üzerinde çıktı. O açıdan 'bu rakamın makul hale gelmesi' dediğimiz kısım bu.''
Rusya ile son dönemde imzalanan anlaşma ve protokollerin nükleer sürecine herhangi bir etkisi olup olmayacağıyla ilgili soru üzerine Bakan Yıldız, ''Nükleer, bir faktördür ama belirleyecek oranda değildir. Belirleyecek oranda olması doğru bir yaklaşım olmaz. O yarışma sürecini etkiler demektir'' dedi.
'Daha çok katılım isterdim'
Bakan Yıldız, bir gazetecinin, ''Hukuka aykırı hareket edilirse Yüce Divan'a gidilebilir tarzında eleştiriler de oldu nükleerle ilgili. Bürokrasi ve hükümette böyle bir endişe var mı?'' sorusu üzerine, ''Doğru yapıyorsak öyle bir korkuya kapılmamızın yanlış olacağı kanaatindeyim. Problem, doğru yapmakta. Çünkü, siz doğru yapıyorsanız mutlaka bunu hukuk çevresi de hissedecektir, gözlemleyecektir. Açıktan açığa kanuna aykırı iş yapma imkanımız zaten yok. Böyle bir ne talep olur, ne de böyle bir davranış olur'' diye konuştu. ''(Yüzde 25 ortak olacağız, siz fiyatı şimdi indirin) gibi mi pazarlık yapıyorsunuz?'' sorusu üzerine, yarışma sürecine müdahil olmaksızın bütün hareketleri görmeleri gerektiğini belirten Yıldız, ''Teklif istediniz mi?'' sorusu üzerine de, yasal olarak bu şekilde teklif isteme hakları olmadığına işaret etti.
Bir gazetecinin, ''Sayın Bakanım çıkış yok gibi gözüküyor'' sözleri üzerine Yıldız, şöyle konuştu: ''Başından beri söylediğim nokta şu: Bu, 'Bırakın arkadaş, kolay iş hemen hallederiz' dediğin birşey değil. Yani nükleerin Türkiye'de ilk defa yapılıyor olması bir sıradışılık, bunun normal bir ihale süreci içerisinde olmadığı bir sıradışılık... Tam istediğimiz manada, sonuçları itibariyle baktığımızda, işte buna pragmatist diyoruz, isterseniz aksiyonel diyoruz, başından beri de dediğimiz bunda bir eksiklik varsa... Bu açıdan baktığımızda bir sıradışılık var. İşletmecilik açısından stratejisinin olması bir sıradışılık.''
Bir gazetecinin, ''Eğer ihale sizin bakanlığınız döneminde yapılsaydı aynı yöntemi mi izlerdiniz?'' sorusu üzerine Bakan Yıldız, ''Hayır. Mutlaka daha çok katılımın olabileceği bir seviye olurdu'' dedi.
'Her şeyin bir zamanı, zemini ve tarafı var'
Türkiye'nin teklifini verdiğini ve beklediğini vurgulayan Bakan Yıldız, doğalgaz alımıyla ilgili müzakerenin bir öncekinden daha iyi durumda olduğunu söyledi. Bakan Yıldız, ''Azeri tarafı resmin bütününü kaçırmayacaktır diye umut ediyorum. Bu önemli bir durum. Bölgede çok farklı çok yeni gelişmeler oluyor. Her şeyin bir zamanı, zemini ve tarafı var. Atalarımız 'demir tavında dövülür' diye söylemiş. Bu tavın kesinlikle bu anda yapılması lazım. Daha fazla uzadığı takdirde 'evet' veya 'hayır'lar her iki taraf içinde sıkıntı doğurabilir'' dedi.
''Bunu Azerbaycan önceliğini kaybeder şeklinde mi söylediniz?'' sorusu üzerine Bakan Yıldız, şöyle konuştu: ''Anlaşmadan her iki ülkenin de kazanması lazım. 'Anlaşma yapılırsa her iki ülke kazanacak' diye pozitif cümle kullanıyorum. Ve bunun da zamanının geçmemesi lazım. 'Zamanı geldi, geçiyor' demeyelim. Ben Azeri kardeşlerimizin bunu en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum.''
Bir gazetecinin, ''Katar'dan 4 milyar metreküpü alırsak top bizde olur'' sözleri üzerine Bakan Yıldız, ''İster istemez. Sistem boşluğu affetmiyor, pazar da öyle. Her ülke kendi başının çaresine bakacak. O açıdan tekliflerin zamanında değerlendirilmesi uygundur. Yapılırsa her iki taraf da bu işten kazanır. Yaparlarsa her iki ülke de kazanır'' dedi.
Uzan Grubu'nun yurt dışındaki başvurusu
Bakan Yıldız, Uzan ailesinin kontrolünde olan Polonya'daki Europe Cement Investment&Trade (ECIT) şirketinin, Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ) ve Kepez elektrik şirketlerinin hissedarı olduğu iddiasıyla Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi'nde Türkiye Cumhuriyeti aleyhine 3,8 milyar dolarlık tazminat talebiyle açtıkları davanın da sonuçlandığını söyledi. Hakem heyetinin oy birliğiyle davanın yetki yönünde reddine karar verdiğini belirten Yıldız, 4 milyon 37 bin 23 dolarlık masraf ve avukatlık ücretlerinin de Uzan'lar tarafından ödeneceğini söyledi.
Bakan Yıldız, şöyle devam etti: ''Biz, 'ÇEAŞ ve Kepez'in hisseleri 2003 yılının Haziran ayından daha önce el değiştirmemiştir, değiştirdiyse buyurun, ispat edin' diyoruz. Savımız bu. Dava öyle bir noktaya gelmişti ki avukatlarını geri çektiler ve dediler ki dava dondurulsun. Biz dedik ki 'yok'. Avukatınızı çekmişseniz başka bir avukat koyarsınız devam eder. Çünkü 'Biz bunun öyle veya böyle nihayetlenmesini istiyoruz' dedik. Çünkü bunun ileriye bırakılması demek, 3 yıl, 5 yıl, 15 yıl sonra tekrar başımıza sıkıntı olarak dönmesi demek. Biz bunu doğru bulmuyoruz dedik. Tahkim, hukukun artık şahikaya çıktığı bir nokta olarak değerlendiriliyor. O yüzden başından beri aynı cümleleri kullanıyoruz. 'Tahkim heyetinin vereceği karara saygılıyız ve çıkacak sonuca da güveniyoruz' dedik.'' Bakan Yıldız, Cem Uzan ile hiç görüşmediğini ve kendisine de görüşme talebi gelmediğini kaydetti.
Yenilenebilir enerji yasası
Yenilenebilir enerji ve doğal gazla ilgili yasa çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Bakan Yıldız, şöyle konuştu: ''Dışarıdan, önceden çıkarılan kanunun işliyor olması bizi bu konuda rehavete itmiş gibi görünebilir. Ama bu kanunun içinde ne yok. Var olan güneş yok. Rüzgardaki süreç yönetiminin, başka enerji kaynaklarının başına gelmesini istemiyoruz. Kim ne derse desin rüzgardaki Kasım ayında 24 ayını tamamlayacak bir sürecin doğru bir süreç olmadığını söyleyebilirim. Benzer bir şeyi başka bir enerji kaynağında yaşamak istemiyoruz açıkçası. Alın size bir öz eleştiri.''
Bakanlıktaki görev değişiklikleri iddiası
Bakan Yıldız, bir gazetecinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda, ''Başka bir iktidarın bakanı yönetiyor muşcasına görev değişiklikleri yapıldığı'' eleştirisini de yanıtladı. Yıldız, şunları söyledi: ''Zaman zaman itiraf edemediğiniz yanlışlıklar olabilir bir iktidarda. Bu başka bir iktidarmış gibi davranmak değil... Ama burayı bulunduğu noktadan daha iyi bir noktaya getirmek için mutlaka eleman enjeksiyonu yapmak lazım, bir kısmını değiştirmek lazım. Bu çok tabii, çok normal bir şey. 5-6 yılda hatta 12 yılda aynı görevde olan arkadaşlar var. Bunun değişmesi kadar normal bir şey yok. Bir kısım işlerde yorgunluklar var. Ama yüzde 98'i sabit kalan bir değişimden bahsediyorsunuz. Böyle bir şey olmadı ki daha. Ben istiyor muyum derseniz, ben istiyorum. Bir kısım değişimleri istiyorum ama buna şu ana kadar yeterince zaman ayıramadığımdan dolayı yapmadığımı söylemem lazım. Bir kısım elemanların değişmesini istiyorum çünkü daha iyi olduğuna inandığım arkadaşlar var. Bir bakanın değişimi ne kadar normalse bürokratın değişimi de o kadar normaldir. Öyle arkadaşlar vardır 1.5 yılda değişir, öyle insanlar vardır 7 yıl da değişilmez. Niçin eleman değişikliğiyle ilgili tasarrufları yadırgarız, kadrolaşma deriz. Şu bir gerçek: Yorulan arkadaşlarımız var. Hangi gerekçeyle olursa olsun, bu değişimin gerekçesi ne olursa olsun, doğru bir değişim olacaktır.''
Bakan Yıldız, başka bir soru üzerine de, kendi ayakları üzerinde yürüyebilen, koşabilen enerji sektörü yaratmak istediklerini belirterek, KİT'lerin enerji sektörü içindeki ve dışındaki borçlanmalarının da mutlaka aza inmesi gerektiğini kaydetti.