Nöbetteki TARİŞ işçisi: Biz öcü falan değiliz
Sendikaya üye olduktan sonra TARİŞ’ten çıkarılan 7 işçinin nöbeti 51 günde... İşçiler fazla bir şey istemiyorlar. İçtikleri çorbanın içine iki parça et. Atılan işçiler işbaşı yapsınlar, örgütlenme hakkına saygı duyulsun. Biz öcü falan değiliz. Kooperatifte bu yapılıyorsa düşünün artık özel sektörde ne yapılmaz. Burayı üretici köylülerin fabrikası gibi değil de kendi malları gibi görüyorlar. Sermayede de beş kuruş payları olmayan insanlar. Hem de markaya zarar veriyorlar.
Hilal KöseFotoğraflar: Vedat Arık
Gıda İş Sendikası’na üye olduktan sonra TARİŞ’ten çıkarılan 7 işçi 51 gündür işletme önünde nöbette. Birimlerin birleşmesi ve işçi fazlalığı gerekçesiyle çıkarıldılar. Uzun yıllar örgütlü ve toplu sözleşmeli çalışan işçiler, önceki birlik başkanı döneminde sendikasızlaştırılmışlar. Sonra da bütün kazanımlarını birer birer kaybetmişler. Şimdi, geçmiş deneyiminden yola çıkarak yeni bir direniş örüyorlar. Geçen hafta, yönetimle arabulucu görevi üstlenecek bir akil heyet oluşturuldu. Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, eski milletvekili, iki dönem TARİŞ’te genel müdürlük yapmış olan Oğuz Oyan’ın da aralarında bulunduğu heyet, yönetimle görüşmeye hazırlanıyor. Gıda İş Ege Bölge Başkanı Gürsel Köse, “Bu görüntü TARİŞ’e hiç yakışmıyor. Burası patronsuz bir işletme. Kooperatifçiliğin temeli örgütlenmedir. Ezine’den başlıyor, 31 kooperatifi var” diyor.
Haklarımız alındı
Murat Yılmaz (41), 7.5 yıldır fabrikada. “Altı aylık örgütlenme sürecimiz oldu. Temmuz başında 120 işçi arkadaşımla Gıda İş’e üye olduk. 6 Kasım’da mesai bitimine 15 dakika kala çağırarak iş akdimizin fesh edildiğini söyledi. Sendikaya üye olduğumuz günden itibaren baskı, tehdit, mobbing uygulamalarına maruz kaldık” diyor. Fabrikada, beş sene önce Tekgıda İş örgütlüymüş. Önceki birlik başkanı döneminde sendikanın yetkisi düşmüş. Eski başkan yeni işe alınan işçilere, ‘sendikaya üye olmayacağım’ diye kağıt imzalatmış: “2015 senesinden itibaren üç sene sendikasız dönem yaşandı ve kazanılmış bütün haklar tek tek elimizden alındı. Bayram ikramiyeleri, izin paraları, yılbaşı paraları, yakacak, ölüm doğum yardımı...”
Durum kötü
İlhan Sarıoğlu (51), 18 yıllık. Annesi birliğin ortaklarından. Tariş’teki durumu şöyle özetliyor: “Birlik yönetimi dört yılda bir seçimle geliyor. Burda 30 müdür ve yardımcısı, 22 şef var. İki genel müdürün, üç yardımcısı var. Genel müdürlerin 23-24 bin lira maaş ve iki ikramiye aldıklarını duyuyoruz. Benim aldığım para 2200 liraydı, son zamla 2650 lira oldu. Müdürlerle aramızdaki uçurum son zamanlarda arttı. Bize yapılan son zam da göz boyamak için. Yani durum fena. Bu kafayla gidilirse, kapıya kilit vurulur. Aynı pamuk birliği, incir birliği, fiskobirlik gibi olur. Sürekli küçülüyor. 45 bin ton yağ alınırken, şimdi 3 bin ton yağ alınıyor. 28 bin ortak 18 bine düştü...”
Neden gönderdiniz?
Mahmut Mora (32), fabrikada 5 buçuk yıldır elektrik teknisyeni. Her zaman barışçıl yöntemleri tercih ettiklerini dile getirerek, “İçerde çoğu arkadaşımız üye. Bizi çıkardıklarında fabrika önünde açıklama yapıp, yönetime neden çıkarıldığımızı sordular” diyor.
Ortağı da attılar
Davut Ay (38), Erbeyli kooperatifinden. Birliğin 906 nolu ortağı. Üstelik babası da birlik yönetiminde. Ortağı olduğu işletmede kapı dışarı edilmiş olmanın tuhaflığını yaşıyor. Isınmak için sobadaki ateşe odun atarken anlatıyor: “Sendikaya girince süreç başladı. İlk önce babama ‘Biz sizi çok seviyoruz, çocuğunuz sendikadan çıkmazsa işten atacağız’ dediler. Bir hafta sonra genel müdür odasına çağırarak teşekkür etti. ‘Sendikadan çımışsın’ dedi. Çıkmayacağım, arkadaşlarımı yarı yolda bırakmam deyince, atıldım.”
Buranın temelinde ne var?
Gıda İş Ege Bölge Başkanı Gürsel Köse, Ay’ın bıraktığı yerden devam ediyor: “İşçi fazlalığı diyorlar. Davut’un çıkarıldığı birimde 3 müdür 3 şef var, altlarında ikii personel kaldı. Çalışanların çoğunluğu ortak çocukları. Üyelik süreci başlayınca, babalar aranıp, çocukların sendikadan çıkması istendi. Bu arkadaşlar tek tek sorgu odasına alındı. Örgütlenme anayasal hak. Birliğin temelinde de örgütlenme var. Onbinlerce ortaklı bir işletmeden söz ediyoruz. Burada sendikaya yeni bir merhaba deyiş yok. Burda 30 sene sendika vardı. Belki 15 dönem toplu sözleşme yapıldı. Önceki yöneticiler işçi arkadaşları toplayarak, ‘aramıza ikinci şahısları neden sokuyoruz, zaten siz buranın ortağısınız’ diyerek sendikayı bitirmişler.” TARİŞ’in küçülmesine dair de şunları söylüyor: “Üretici köylü ürünü veriyor, parasını yedi, sekiz ay sonra alabiliyor. Bir yıl mahsül beklemiş, borçlanmış, nefes alacak... Özel sektörle daha düşük fiyata, peşin paraya anlaşıyor. Beklemeye mecali yok... Tarım da böyle böyle bitiriliyor işte...”
<haber-yatay:1180093,1180729,1182163,1183196,1179895,1181145,1182224>