Neşet Günal retrospektif sergisi kapanıyor
İş Sanat Kibele Galerisi yeni sezona, mükemmel deseni, kusursuz kompozisyonu ve güçlü anlatım biçimiyle Türk resminin en önemli hoca ustalarından Neşet Günal'ın restrospektif sergisiyle 11 Ekim Perşembe başlamıştı.
cumhuriyet.com.trBüyük ustanın 1946’dan 2001’e kadar ürettiği eserlerin yer aldığı sergi 1 Aralık’ta kapanıyor.
11 Ekim-1 Aralık 2012 tarihleri arasında düzenlene restrospektif sergi figüratif resim sanatının Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden Neşet Günal’ın 1946’dan 2001’e kadar ürettiği portre ve desenlerinin yer aldığı çok güçlü bir seçkiden oluşuyor.
Mükemmel deseni, kusursuz kompozisyonu ve ifade gücüyle Neşet Günal günümüz Türk resminin büyük klasiklerinden biri olarak anılıyor. Günal, resimde kültürel kimlik sorununu en baştan beri gündemde tuttuğundan; yerellikten evrenselliğe ulaşmış nadir ustalar arasında yer alıyor. Neş’e Erdok gibi çok önemli ressamlar yetiştiren ustanın atölyesi duyarlık ve sağlamlığıyla hemen tanınır.
Yerellikten evrenselliğe uzanan büyük ustalık
Sanat hayatının başlarında özeliklle portre çalışmaları ile göze çarpan ve o dönemdeki tek tutkusugördüğünü aynen kâğıda geçirmek olan Neşet Günal’ın ilk dönem resimleri Léopold Lévy’nin sanat anlayışına yakındı.. Günal’ın renk konusundaki indirgemeci anlayışı, sanatçının deseni kurucu öge, rengi de yardımcı öge olarak kullanmasını sağladı. Lévy, Günal’ın desenini çok güçlü bularak her yaptığını övgüyle karşıladı ve hatta kimi zaman “Bu yaşta Rafael de bu kadar çizerdi” diyerek onu yüreklendirdi.
Neşet Günal 1950’lerin sonlarında, tüm sanat yaşamı boyunca kullanacağı temaları belirledi ve Anadolu insanı, onun resimlerinin vazgeçilmezi haline geldi. Anadolu temasının 1950’li yıllar itibariyla artmasında, bu yıllarda köyden kente göçün iyiden iyiye kendini hissettirmesi ve bu göçün, köye gidemeyen sanatçının ayağına köyü getirmesi de etkili oldu. Bu dönemde sanat da bir tür iç hesaplaşmayla, yerellik-evrensellik tartışmalarından beslendi. Günal bu dönemden itibaren “toprak insanları”, Anadolu’nun sert yaşam koşullarını, çorak ve çıplak coğrafyasını gözler önüne seren eserler verdi.
Neşet Günal, 60’lar, 70’ler ve 80’lere damgasını vuran “Kapı Önü”, “Duvar Dibi” ve “Çocuklar” dizileri ile resimlerindeki dramatik etkiyi artırdı. Usta ressamın bu dönemde Anadolu’nun sert yaşam koşullarında, çorak topraklarında yaşayan ve adeta toprakla özdeşleşen Anadolu insanını lirik bir anlatımla resmetmesi dikkat çekmektedir. Günal’ın çıplak ayaklı “toprak insanlar”la resmettiği Anadolu gerçekliği usta ressamın toplumsal çelişkilere dikkat çekmesi olarak yorumlanmaktadır.
Parlak bir dönemin unutulmaz hocası: Neşet Günal
1923 yılında Nevşehir’de doğan Neşet Günal 1939 yılında kendisine Belediye tarafından verilen 13 liralık burs ile İstanbul’a yerleşti. Léopold Lévy’nin atölyesinde Nuri İyem, Selim Turan, Turgut Atalay, Avni Arbaş ile birlikte çalışan sanatçının Akademi’deki öğrencilik dönemi 1940 – 1951 yılları arasında etkin olan ve Lévy’nin öğrencileri olan Yeniler Grubu’nun kuruluşuna denk düştü.
Uzun yıllar yerellik – evrensellik ikilemi yaşayan Günal, 1948 yılında Paris’e giderek Fernard Léger atölyesinde çalışmalarına devam etti. Diğer taraftan Ecole des Beaux-Arts’da fresk, duvar resmi çalışmaları yapan sanatçı hastalığı sebebiyle çalışmalarına iki yıl ara vermek zorunda kaldı. 1954 yılında İstanbul’a geri dönen Günal, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitmenliğe başladı.
1950 yılının sonlarında ‘Anadolu İnsanı’ temasının kendisi için vazgeçilmez olan Neşet Günal, 1964 yılında Akademi’de atölye sahibi olduktan sonra, 1969 yılında Doçent, 1970 yılında Profesör unvanını aldı. 1975 – 80 yılları arasında Akademi Resim Bölüm Başkanı, 1980 – 82 yılları arasında da Dekan olarak görev yaptıktan sonra Günal, 1983 yılında emekli oldu.
issanat.com.tr