'Ne günlere kaldık...'

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Ne günlere kaldık, terör örgütü elebaşı siyasi muhatap haline geldi. Kandan siyaset yapılıp, 'açılım' diye pazarlanıyor'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de düzenlendiği basınla sohbet toplantısında, şehit haberlerine medyada yeterince yer verilmemesinden yakındı. ''Bu kadar şehit varken medyadaki bu sessizliği, suskunluğu anlamak mümkün değil'' diyen Vural, kendilerini telefonla arayan yurttaşların, şehit haberlerinin 2-3 kelimeyle geçiştirilmesinden dolayı üzüntü duyduklarını söylediğini aktardı.

''Hükümetin medyaya baskı uyguladığı, şehitlere ilişkin haberlerin arka plana atıldığı ve unutturulmaya çalışıldığı'' iddiasında bulunan Vural, ''Bunlar kimin için şehit oluyor? Soruyorum. Bize ne hazmettirilmek isteniyor? Şehit haberlerinin bu kadar arka planda kalmasının sorumlusu kim? Sayın Başbakan, 4 kadına sıkılan kurşundan bahsederken, 'vahşet' diyor. Bugüne kadar bunun vahşet olduğunun farkında değil miydin? Bunları 'Kürt sorunu'nun tabii sorunu olarak gösteren sen değil miydin? Bu adamlarla müzakere eden sen değil miydin?'' diye konuştu.

Vural, elindeki tablet bilgisayardan terör örgütü tarafından katledilen vatandaşların, bebeklerin fotoğraflarını göstererek, ''Niye unutturuldu bunlar? Bunları unuttun mu? Şimdi araya 'temsilci' koyup bu katliamı yapanlarla görüşüyorsun. Yaptığın müzakereler üzerine tülbent örtüyorsun. Şuna bakın, 200 kurşun sıkmışlar kundaktaki bebeğe. Şehitlerimiz var, içimiz kan ağlıyor. Milli Savunma Bakanı, çelik çomak oynuyor, mezbaha açılışlarına katılıyor'' dedi. Vural'ın, fotoğrafları gösterirken duygulandığı ve gözlerinin yaşardığı görüldü.

''Terörle mücadele edeceklermiş'' diye konuşan Vural, şöyle devam etti: ''Ne mücadelesi? Neyin mücadelesi? Bu laflar, sözler bezdirdi artık milleti. Her saldırıdan sonra yok 'bıçak kemiğe dayandı' yok 'terörle mücadele kararlılıkla devam edecek', bıktık artık bu sözlerden, bezdik. Yeni pazarlama aracı. Her biri rol modelin gerekleri bunlar. Aynı yalanları dinlemekten bıktık. Körle yatan şaşı kalkar. Her bir söylem zik-zak, her bir söylem pazarlanıyor. Bu milletin vicdanı yok mu? Bir sürü şey duyduk. 'Terörle Mücadele Müsteşarlığı', 'anında istihbarat', 'üçlü mekanizma'... ne oldu bunlara? Hani Kuzey Irak BBG evi gibi olacaktı? Hangi birini eleştirelim? Açılımla çözecekti bu sorunları ne oldu? Hepsi fos çıktı. Bunların her birini pazarladı millete umut verdi. Millet bunlara inanmak zorunda bırakıldı. Tüm bunların sonunda ne çıktı ortaya? Terörle mücadele değil müzakere. 'Sınır ötesi operasyonlar amacına ulaştı' diyor. Allah Allah, nasıl amacına ulaşmış? Ne oldu PKK bitirildi mi yoksa? Yoksa Karayılan mı yakalandı? 'Bunlarla müzakere eden alçaktır' dediniz. Sonra 'devlet müzakere ediyor' dediniz, devleti de alçak yerine koydunuz.''
 

'Rol paylaşımı'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Terörle mücadele sonuna kadar, ama siyasette de müzakere'' sözleri bulunduğunu ifade eden Vural, ''Ne hikmetli bir söz. Büyük bir buluş yapmış. Bundan öncekilerle ne oldu da bununla sonuca ulaşasın. Yani bu ne demek? Siyaseten mücadele ediyormuş gibi görünüp, müzakereye devam. İşin özü bu'' şeklinde konuştu. ''Yani temsilci gönderdiği İmralı siyasi muhatap mı? Böyle mi anlamamış gerekiyor?'' sorusunu yönelten Vural, ''Demek ki İmralı'yı siyasi muhatap kabul etmişler. Yutarsa yuttur bakalım. Millete bunu hazmettirmek için 40 takla atıyor'' dedi.

Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Diyor ki 'terör örgütü görevini yapıyor' 'Haklı bunlar' diyor yani, 'görevlerini yapıyorlar' Kim verdi bunlara görevi? Sen mi verdin? Yani aslında millete diyor ki hadi bakalım, '40 katır mı 40 satır mı?' Hedef, milli egemenlik, cumhuriyetin temelleri. Terör örgütü de diyor ki 'hadi bakalım ya 40 katırla ya da 40 satırla seni böleceğim' Millet iç kanama geçiriyor, bu dışarıda pazu gösteriyor. Artık bunların rol paylaşımı yaptıkları konusunda hiçbir tereddütümüz kalmadı. Ne günlere kaldık terör örgütü elebaşı siyasi muhatap haline geldi. Kandan siyaset yapılıp, 'açılım' diye pazarlanıyor. Kan üzerinden yürütülen bu kirli oyunu millete hazmettirmeye çalışıyorlar. Milleti bezdirip, 'yeter artık bu terör nasıl çözülürse çözülsün' noktasına getiriyorlar. Yüreğin varsa çık söyle, 'eyalet modeli getireceğim' de. Bundan daha büyük bir tuzak olabilir mi? Bunlar cahiliye döneminin ırkçılığın muhafazakar düşünceye enjekte etmeye çalışıyorlar. İşte dönüştürme bu. Bu ülkenin değerlerinin peşkeş çekilmeye çalışıldığı bir proje hazmettirilmeye çalışılıyor.''
 

'Bunlar siyaset vampiri...'

Vural, partisi tarafından hazırlanan, AKP'nin son genel seçimlerde kullandığı, ''aynı yoldan geçmişiz biz'' adlı şarkı eşliğinde, ''Başbakan Erdoğan'ın, ABD Başkanı Obama, Celal Talabani, Mesud Barzani, Papa 16. Benediktus ile fotoğraflarının yer aldığı'' klibi de basın mensuplarına izletti. Oktay Vural, ''İşte bunlar bizi yeni Ortadoğu'da zengin kaynakların fakir bekçisi haline dönüştürmek istiyorlar'' dedi. Vural, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''AK Parti'nin mektubu elinize ulaştı mı'' sorusu üzerine Vural, ''Hangi mektup? Onlar şu anda İmralı'nın mektubuyla meşguller. Mektupla siyaset devri... Bu da yeni bir şey. Bize intikal eden bir şey var mı haberim yok. Mektuplar, makaleler... Aynı yemeği pişir, pişir ye'' ifadesini kullandı. Bir başka gazetecinin, ''Biraz önce fotoğrafları gösterirken duygulandınız'' sözleri üzerine Vural, ''Medyanın şehitlere sahip çıkmasından hükümet neden ürküyor'' sorusunu yöneltti.

''Kendisi tülbent üzerinden, kan üzerinden siyaset yapıyor'' diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Genel yayın yönetmelerini arayarak, 'amman şehit cenazelerini göstermeyin' diye baskı yaptıklarını biliyoruz. Barcelona'nın 5 golü daha önemli inanın bana. Çıkmış küçük akıllarıyla 'müzakere' diyorlar. Obama, El Kaide ile müzakere mi yaptı? Kimin eli kimin cebinde belli değil. İnsanları 'ver kurtul' noktasına getirmeye çalışıyorlar. Bu millet vermez alır. Bunu Kurtuluş Savaşında herkese gösterdi. Bunlar siyaset vampiri. Kan döküldükçe bundan bir rol paylaşımı çıkarmaya çalışıyorlar. ''PKK terör yapmazsa ben de operasyon yapmam' diyor. Yani mütareke, ateşkes çağrısı yapıyor. Terörü böylesine makul ve mazur gösterme anlayışını telin ediyorum. Şimdi 'iyi PKK', 'kötü PKK' durumu çıkardılar ortaya. Başbakan 'Dünyayı Kurtaran Adam' ya, şimdi temsilciler aracılığı ile PKK'nın içerisindeki sorunları da halletmeye çalışıyor. PKK'yı bütünleştirmeye çalışıyor. Kim terörist, kim siyasetçi bilinmez hale geldi. Toplum körleştirilmek isteniyor.''