Nâzım’dan eksik kalanlar
Nâzım’ın çok sayıda film senaryosu da vardır...
Mustafa Kemal Erdemol / Bi Dünya İnsanNeredeyse bilinmedik bir yanı kalmadı dense de her yeni kitapta ona ilişkin yeni bilgiler öğreniyoruz. Dostum Enver Aysever’in Nâzım’ı anlattığı son kitabı bunlardan biri. Okuduğunuzda göreceksiniz. Ama böyle de olsa hâlâ Nâzım’a ilişkin tüm bilgilere sahip olduğumuzu söylemek kolay değil. Bilmediğimiz ne yanları vardır herhalde ortaya çıkarılması gereken. O nedenle Nâzım’a ilişkin her yeni araştırma beni heyecanlandırır.
Aşklarını, kavgalarını, dostluklarını, düşmanlıklarını bildiğimiz Nâzım’ın kenarda köşede kalmış, unutulmuş, ihmal edilmiş nice yazısı varmış meğer. Onları araştırıp bulmak kolay iş midir sizce? Deli bir çaba, olağanüstü bir sabır, asla bitmeyen bir merak sahibi olmalı bu işe soyunan. Böyle birini bilirim. Bunca yıllık dostum Sinan Şanlıer, ayrıntı delisi, kafasına koyduğu konunun üzerine sabırla giden inatçı bir kalem erbabıdır. Hangi konuya el atsa hakkını vererek inceler. Bazen ilgilendiği konular birbirinden farklı olduğu için çabuk heveslenen biri gibi görülür, ama o birbirinden farklı olan dosyalara aynı titizlikle nasıl eğilir görmelisiniz. “Hukuki Metinler Işığında Osmanlı Çingeneleri” adlı kitabında da aynı ince işçiliği fark eder okuyan.
İz sürdü, çıkardı
Deli bir işe soyundu. Hepimizin çok iyi bildiğimizi sandığımız Nâzım’ımızın unutulmuş ne kadar yazısı varsa bulup çıkarttı Sinan. İmzasız yazılarını da müstear adla yazdıklarını da. Nasıl bir iz sürdüğüne, Nâzım’ın imzasız yazılarını nasıl bulup çıkarttığına hâlâ şaşarım, saygı duyarak elbette. 1922 tarihli Aydınlık dergisinde Ahmed adlı şairin aslında Nâzım olduğunu bulup çıkarmak kolay iş değil.
Yazılama Yayınları, Sinan’ın çalışmasını “Nâzım’dan Eksik Kalanlar” adıyla kitaplaştırdı. Bu sayede Nâzım’ın hemen hemen tüm külliyatından haberdar olmuş olduk, diğer araştırmalarla birlikte tabii.
Hangi Nâzım?
Kitapta Nâzım’ın adlarının, dergilerde unutulan şiirlerinin, çevirilerinin yanı sıra Nâzım’ın yazdığı kitaplar da yayımlanma öyküleri ile ele alınmış. Nâzım hakkında yazılan kimi kitaplarda aslında olmayan ama varmış gibi yazılan diyalogları da anlatıyor Sinan. “Nâzım’la ilgili yazılanların ve anlatıların değişebilir olduğu” belirlemesi çok çarpıcıdır Sinan’ın. Büyük şairin hakkında yazılan kitaplara yaklaşırken bunu akılda tutmalı. Kitapta, ilginizi çekecek konu başlıklarından birinin “Hangi Nâzım Kitabı?” olduğunu söyleyebilirim.
Sinan’ın genel olarak “iyi bir okuyucu” özel olarak da “iyi bir Nâzım okuyucusu” olduğunu unutmamak gerek. Diline, şiir mantığına, metodolojisine bu kadar hâkim olmasaydı, Nâzım’ın unutulan şiirlerini, yazılarını, çevirilerini bu kadar net ortaya çıkaramazdı. Kitabı böyle bir birikimin ürünüdür.
Bir şair, hem de önemli bir şair nasıl unutulur? Müstear adla yazdıklarını o unutmaz, ama ölümünden sonra kim anımsar ya da ona ait olduğunu düşünebilir? Bu nedenle yazarın, şairin hayattayken zorunlu olarak kullandığı takma adın en azından edebiyat araştırmacılarınca bilinmesi gerektiğini düşünürüm. Her zaman Sinan gibi “deli” bir araştırmacıyla karşılaşmak mümkün olmuyor çünkü. Nâzım’ın çok sayıda film senaryosu da vardır bilindiği gibi. Şanlıer, bu senaryolarda bildik imzalarını kullanmadığını, kullandığı imzaları da başka yerde kullanmadığını belirtiyor Nâzım’ın. Hangisidir bu adlar, ne zaman hangi filmde kullanılmıştır hepsini öğreniyoruz Sinan sayesinde.
Saygıyla anıyorum
Baskıcı dönemlerde adından vazgeçmek zorunda kalan onlarca aydından biriydi Nâzım. O takma adlarla yazdıklarının izini belli ki yaşamdayken süremedi. Ortaya bu konuda bir bilgi, belge de koymadı. O nedenle Sinan Şanlıer gibi araştırmacıların önemi/değeri çok büyüktür gözümde.
Yazılmış Nâzım kitaplarının yanına mutlaka Sinan Şanlıer’in “Nâzım’dan Eksik Kalanlar” kitabını da koyun. Bu sayede açık kimliğiyle her yazdığından haberdar olduğunu sandığınız Nâzım’ın aslında gerçek adını kullanmayarak ne kadar çok ürün verdiğini de öğrenmiş olursunuz.
Nâzım’ın ölüm yıldönümünde onu bir kez daha saygıyla anıyorum, Sinan’a da teşekkür ederek.