"Nazım Hikmet'in vatandaşlığı geri verilecek"

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ortadoğu'da bir barış gücü oluşturulması durumunda Türkiye'nin de asker gönderebileceğini belirtti. Çiçek ayrıca, ünlü şair Nazım Hikmet'in yeniden Türk vatandaşı olmasına ilişkin kararnamenin kurulda imzaya açıldığını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir basın toplantısı düzenledi. Gazze'de yaşanan durumla ilgili Türkiye olarak konuya insani, dünya ve bölgedeki istikrar açısından konuya müdahil olunduğunu söyleyen Çiçek, "Böyle bir insanlık dramının bir an evvel sona erdirilmesi noktasında büyük bir sorumluluk duyuyoruz. Sorumluluğumuzun gereği olarak da sayın Başbakanımız, sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere her kademede bir an evvel bu acıklı durumun ortadan kaldırılması noktasında çabalar sürdürülmektedir" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın konuyla ilgili yaptıkları temasları anlatan Çiçek, Türkiye'nin bölgeye bir adet ambulans, 10 tır gıda yardımı ve 13 ton ilaç gönderdiğini belirtti. Çiçek ayrıca Gazze'de yaralanan Filistinlilerin tedavilerinin Türkiye'de yapılması için ambulans uçaklarının da hazır tutulduğunu söyledi.

 

Konu Meclis'te görüşülecek

Hükümet olarak, konunun TBMM'de de ele alınmasını arzu ettiklerini belirten Hükümet Sözcüsü Çiçek, "Bu nedenle de yarın İç Tüzüğün verdiği bir imkanı kullanarak, Hükümet olarak konuyu TBMM'nin gündemine getireceğiz. Sayın milletvekillerimizden ve gruplarımıza bu konuda bilgi verilecek. Ve böylece siyasi partilerimizin de konuya fikri katkıları Meclis'te gündeme gelmiş olacak" dedi.

 

Nazın Hikmet artık Türk vatandaşı

Çiçek, ünlü şair Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığından çıkarılmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının ortadan kaldırılması konusunun da gündeme geldiğini belirterek şöyle dedi:
"Eski ceza kanununun 141 ve 142. maddesine göre 25 Temmuz 1951 tarihinde Türk vatandaşlığından çıkarılmış olan Nazım Hikmet'in tekrar Türk vatandaşlığına dönmesine imkan veren bir Bakanlar Kurulu Kararı bugün imzaya açılmış ve tamamlanmıştır. Böylece uzunca bir zamandan beri Türkiye'de tartışma konusu olan bu konu ümit ediyorum ki gündemden düşmüş olacaktır. İyi bir iş yaptığımız düşünüyoruz. Esasen Türk vatandaşlığından çıkarılmasını gerektirecek yasa maddeleri geçmiş dönemlerde ortadan kaldırılmıştır. Kaldı ki; 2002 yılı bütün dünyada UNESCO tarafından Nazım Hikmet Yılı ilan edilmiştir. Tüm dünya edebiyat çevrelerinde Nazım Hikmet, takdir gören saygı duyulan bir isim olması hasebiyle artık gereği, anlamı, hukuki dayanakları kalmamış bu kararın da ortadan kaldırılması gerekmekteydi."

Çicek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın da kurula bir bilgi sunumunda bulunduğunu belirterek gelecek Bakanlar Kurulu toplantısının büyük bölümünün 2009 yılında AB konusunda neler yapılması gerekeceğine ayrıldığını söyledi.

Çiçek İsrail'le bir temas kurulmadan sorunun nasıl çözüleceği ve Türkiye'nin İsrail'e karşı bir yaptırım uygulayıp uygulamayacağının sorulması üzerine Gazze'de bir insani travma yaşandığını, herkesin acil olarak ateşkesin sağlanması ve insani yardımları bölgeye ulaştırılması konularında yoğunlaşması gerektiğini belirtti.

 

Nazım Hikmet'in mezarı getirilebilir

Hükümet Sözcüsü Çicek, Nazım Hikmet'in mezarını Türkiye'ye getirilmesi konusundaki görüşlerin sorulması üzerine şöyle konuştu:
"Bizim kararımız Nazım Hikmet ile ilgili Türkiye'nin 1951 yılında aldığı kararın kaldırılmasında ibarettir. Mezar konusu Türkiye'de zaman zaman tartışılıyor. Gelmesinde fayda var mıdır yok mudur? Ailesi ne der? Bu tek başına hükümetin vereceği karar değildir. Ama Türkiye bugün önemli bir karar almıştır. Türk vatandaşıdır artık bu kakarın yayınlanması ile birlikte. Gelmesinde bizim açısından bir sakınca yoktur. Biz olaya olumlu bakarız."

"Türkiye'nin geleneksel dış politikası, yurtta sulh cihanda sulhtur"

Çiçek, Başbakan Erdoğan'ın Ortadoğu turu kapsamında muhataplarını Türkiye'nin de içinde bulunduğu bir barış gücünün bölgeye yerleştirilmesi ve ardından da Filistin'de Hamas ile El Fetih'in gibi bir planı iletip iletmediğine dair bir soru üzerine de, bölgenin sorunlarının acil olduğunu ve ilk etapta ana kanın durması gerektiği yanıtın verdi. Sonrasında oturulup konuşulması gerektiğini kaydeden Çiçek, "Acil olandan yola çıkılarak konuları konuşmak bence daha doğru olur" dedi.

"Eğer bölgede bir barış gücü oluşturulursa Mehmetçiğin bölgeye gitmesinde hükümetinizin bakış açısı nedir?" sorusunu da Çiçek şöyle yanıtladı:
"Eğer barışa katkı sağlayacaksa Türkiye, dünyanın birçok itilaflı bölgesine asker göndermiştir. Böyle bir katkı vermiştir. Türkiye şu an dünyanın bir çok bölgesine başta Afganistan, Lübnan, Somali, Balkanlar olmak üzere her zaman üzerine düşeni yapmıştır. Çünkü Türkiye'nin geleneksel dış politikası yurtta sulh cihanda sulhtur. Türkiye, barıştan yana samimiyetini ispat etmiş bil ülkedir. Eğer böyle bir katkı olacaksa, Türkiye buna hayır demez. Ama, akan kanın durması Türkiye'nin tek başına çabasıyla neticelenecek bir durum değil. "