Muhalifin parası da tehlike altında

Meclis'te kabul edilen Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa'yla iktidar kendisine muhalif gördüğü şirket, kurum ve derneklerin mal varlıklarını da soruşturmaları bahane ederek dondurma olanağına kavuşacak.

cumhuriyet.com.tr

Meclis’ten geçen Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa ile iktidarın, kendisine muhalif gördüğü kişi, şirket, organizasyon, kurum ve derneğe ilişkin, terörü finanse ettikleri yönündeki bir “kanaatle” mal varlıklarını dondurması riski gündeme gelebilecek. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, iktidara anayasal güvence altındaki mülkiyet hakkını sınırlama yetkisinin verildiği uyarısında bulunurken, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz da yasanın “Demokles’in kılıcı” gibi muhalif sermayenin başının üstünde tutulacağını vurguladı.

Gelecek günlerde uygulanmasıyla birlikte çokça tartışılacak olan Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa çok farklı kesimlerin kaygı ve uyarılarına karşın TBMM’den geçti. Yasadaki kimi düzenlemelerin iktidar tarafından muhalif sermayeye yönelik “Demokles’in kılıcı” olarak kullanılma riskine işaret ediliyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, yasanın “terörizmin finansmanını önleme” adı altında iktidara sınırsız yetki verdiğine işaret ederek, “Mülkiyet hakkının ihlali anayasada dokunulmaz ancak sınırlanabilir. Yasayla Bakanlar Kurulu’na yani hükümete yeni bir ihtiyati tedbir yetkisi veriliyor. Bu iktidarın uygulamaları ortada. Tüm erkleri tek kişinin elinde toplamayı hedefleyen bir yapıya mülkiyet hakkını sınırlayacak, hatta kullandırmayacak yetki verilmesi tehlikeli” dedi.

Yasanın görüşmelerinde yer alan CHP’li Dilek Akagün Yılmaz, “Yurtdışındaki mal varlıkları için Bakanlar Kurulu başvuracak. Ancak Türkiye’de olanlar içinse savcılıklar işlem yapacak. Hangi savcılar, özel yetkili savcı ve mahkemeler. Değerlendirme komisyonunun talebine hayır diyebilecek savcı, hâkim var mı? Hele hele yargının bu kadar siyasallaştığı, bağımlı hale geldiği bir noktada...” değerlendirmesini yaptı.

Mal varlığının dondurulması kararının idari komisyonun “kanaatine” bağlı olmasını eleştiren Yılmaz, “Normalde silahlı örgüt olması gerekiyor. Ancak burada tanım genişletildi. Silah, şiddet kullanmadığı halde milletvekilleri yazarlar, terörle bağlantılı oldukları gerekçesiyle yargılanıyor. Şimdi de terörü finanse ettikleri gerekçesiyle mal varlıkları dondurulabilir. O zaman TMK kapsamında yargılanan herkesin mal varlığı dondurulabilir” sözleriyle olası bir riske dikkat çekti.

İktidarın bu düzenlemeyi “bir silah olarak” kullanabileceğini anlatan Yılmaz, “OECD’nin Türkiye’den istediği düzenleme daha sınırlıydı. Ancak iktidar bir taşla iki kuş vurmak istedi. Demokles’in kılıcı gibi duracak bu düzenleme. Siyasi yönden kıskaca aldığı muhalifleri şimdi de ekonomik yönden kıskaca alabilir. Nasıl muhalif gördüklerini yargılıyorsa, mal varlıklarını da dondurabilir. Yargı denetimi bile olmayacak” diye konuştu.