Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesi görüşülüyor
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, savunma faaliyetlerinin yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri'nin destek verdiği uluslararası görevler, Türkiye'nin askeri alanda imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve savunma sanayi faaliyetlerine ilişkin bilgiler verdi.
cumhuriyet.com.trTBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesi üzerinde sunum yapan Şahin, aile, barınma, yakacak, eğitim, ücretsiz ders kitabı dağıtılması gibi yardımlar konusunda bilgi verdi.
TOKİ Başkanlığı ile yaptıkları çalışma sonunda sosyal konut projelerinde 1 1 sistemden 2 1'e dönüştürülmesine ilişkin çalışma yaptıklarını belirten Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla da bu konutların yapılmaya başlandığını söyledi.
Bakanlığın sosyal yardım politikalarında zaman zaman ''bize balık veriyorsunuz ama tutmayı öğretmiyorsunuz'' şekilde bir takım eleştiriler geldiğini anımsatan Şahin, üreten ve istihdamın içinde olan insanların arttırılmasına yönelik çalışmalara önem verdiklerini söyledi.
Kadınlara yönelik kredi destekleri
Bakan Şahin, özellikle kadınlara yönelik 15 bin TL sıfır faizle iki yıl sonra ödemeli önemli bir sosyal yardım sistemlerinin bulunduğunu anımsatarak, bu sistemin çok daha etkin şekilde kullanımı için yeni bir tanıtım çalışmasına başladıklarını duyurdu.
Sosyal yardım sisteminde çalışabilecek genç erkek nüfusun istihdam bağlantısının sağlanarak iş odaklı çalıştırılmasını ve verilen işi beğenmeyip çalışmak istememesi halinde, sosyal yardımın yeniden değerlendirilmesi mantığını çok önemsediklerini ifade eden Şahin, bu sebeple 21 bin kişiyle İŞ-KUR bağlantısının yapıldığını ve yardım alan 10 bin kişinin işe yerleştirildiğini, 9 bin 400 kişinin de kursa başladığını aktardı.
Yardım alanların işe yerleştirmeleri hızlanacak
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde 2 bin iş ve meslek danışmanının işe alındığını aktaran Şahin, sosyal yardımlarda çalışan ekiplerle bu danışmanları entegre edeceklerini, böylece sosyal yardım alan bireylerin istihdamının arttırılacağını söyledi. Şahin, bu çalışmanın gelecek hafta tamamlanacak network sistemiyle daha da güçleneceğini bildirdi.
Boğaziçi Üniversitesi'nin eşi vefat eden, eşi cezaevinde olan ve boşanmış kadınlara yönelik çalışmasına değinen Şahin, bu çalışmanın ışığında öncelikle eşi vefat eden kadınlara yönelik sosyal yardımlara başladıklarını anımsatarak, ''İkinci hedef grubumuz olan cezaevlerindeki erkeklerin dışarıdaki eş ve çocukları için Adalet Bakanlığı ile yeni çalışma sistemimizi başlattık'' dedi.
Bakan Şahin, yeni düzenlemeyle yeşil kart sisteminde 3,5 milyon kişinin artık para vererek sağlık hizmetinden faydalanmaya başladığını da bildirdi.
Sosyal yardımlarda TÜBİTAK ve TÜİK ortaklığında yürüttükleri çalışmayla puanlama sistemine geçeceklerini kaydeden Şahin, ''Çalışma tamamlanmak üzere. Bölgeler arası gelişmişlik düzeyini gözetiyoruz. Kır-kent ayrımını yapıyoruz. Hane ziyaretleri sırasında bunu birebir teyit ediyoruz. Bu yılın sonunda puanlama sistemini, yani gelen ailenin toplam maliyetine göre aileyi kademelendireceğimiz bir yardım sistemini hayata geçireceğiz'' dedi.
AKP Çorum Milletvekili Cahit Bağcı, bakanlığın, metin yazarları, senaristler ve yönetmenlerle özel çalıştaylar düzenleyerek, bugün mücadele edilen alanlarda, bu kesimlerin desteğiyle, filmlerdeki kadın, imaj, rol, statü sorununun bir nebze de olsa azaltılabileceğini vurguladı. TOKİ'nin uygulamalarıyla ilgili bir sorunu da görmeleri gerektiğini kaydeden Bağcı, TOKİ'nin uygulamalarıyla, yaşam alanları içinde mahalle kavramının ortadan kaldırıldığını söyledi. Bağcı, mahalleli olma bilincinin geliştirilmesi ve sosyal politika olarak benimsenmesini istedi. Bağcı, ''Çok katlı konut projelerinde, insanların izole yaşamlarını bir şekilde ortadan kaldırmak durumundayız. TOKİ daha insancıl projeleri üretebilmeli. Mahalle kavramını, komşuluğu içinde barındıran kent modeli, yapılaşmaya gitmemiz gerekir'' diye konuştu.
İletişim dersi önerisi
AKP Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, şiddetin, sağlıktan spora, sokaktan, kadına ve aile içine kadar bir çok alanda görülebildiğine dikkati çekti. Bakanlığın, kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili çok önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Ünüvar, bakanlığın, ''Sadece kadına şiddet uygulanmıyor'' söylemine de kulak verdiğini belirtti. Ünüvar, şiddet konu başlığı olunca iletişimin ön plana çıktığını vurgulayarak, özellikle sağlık alanında, iletişim eksikliğinin, şiddetin oluşmasında önemli olduğunu söyledi. Tıp fakültelerinin birinci sınıfından itibaren iletişim dersinin konulmasını önerdiklerini ifade eden Ünüvar, hatta okul öncesi çağda da bu dersin verilebileceğini belirtti. Ünüvar, bu dersin, ''ilişki yönetim dersi'' olarak, daha kapsamlı şekilde, mutlaka eğitim müfredatına konulması gerektiğini dile getirdi. Ünüvar, ''Bunu koyarsak, gençlerimiz daha mutlu, şiddetten uzak ortamda yaşayacaklardır'' dedi. Ünüvar, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e yönelik takdir ifadelerinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ''İstanbul tenis turnuvasında size karşı güya protesto yapan bağnaz, hoşgörüsüz grup da keşke bu ortamı görebilseydi, belki mahcup olurdu'' diye konuştu.
'Siyasi tutuklu, hükümlü çocuk kavramı başka yerde yok'
BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Türkiye'nin kadın erkek eşitliğinde geride olduğunu, 135 ülke arasında 124. sırada yer aldığını ifade etti. Kadın erkek eşitliğini daha iyi bir noktaya getirmek için bakanlığın daha fazla çaba harcaması gerektiğini belirten Kurt, kadının istihdama katılımının da düşük olduğunu söyledi. Cezaevindeki çocukların da bu ülkenin çocukları olduğunun altını çizen Kurt, siyasi tutuklu ve siyasi hükümlü çocuk kavramının, Türkiye dışında dünyada başka hiçbir yerde kullanılmadığını savundu.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, kadın erkek cinsiyet eşitliğinin görüldüğü üç alandan birinin istihdam olduğunu söyledi. Nazlıaka, Türkiye'nin, kadın istihdamında olumsuz verilere sahip bulunduğunu ifade etti. Diğer alanın eğitim olduğunu belirten Nazlıaka, ''Eğitim açısından baktığımızda da kız çocuklarının okullaşmasında çok olumsuz bir tablo var, 4 4 4 ile de daha olumsuza dönüşecektir'' dedi. Nazlıaka, üçüncü alanın, kadının karar mekanizmalarında daha etkin yer alması olduğunu bildirdi. Geçen yılki verilerin, koruma isteyen kadınların çoğunun devlet tarafından korunamadığını gösterdiğini kaydeden Nazlıaka, kadına yönelik şiddetle ilgili verilere göre geçen ay 13 kadının öldürüldüğünü, 12 kadının tecavüze uğradığını, 16 kadının yaralandığını, 9 kadının tacize uğradığını, eşinden şiddet gören 3 kadının intihar ettiğini söyledi.
'Kadın bedeni üzerinden siyaset'
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın teşkilat yasasının 1,5 yıldır KHK ile yürütülmesinin, kanun tasarısının Meclis'e gelmemesinin, iktidarın kadına ve aileye gösterdiği değeri ortaya koyduğunu savundu. Yoksulluğun, küresel bir sorun olduğunu, öncelikle mücadele edilmesi gerektiğini dile getiren Ayaydın, Türkiye'nin, bu alanda hala yeterli düzeye ulaşamadığını öne sürdü. Ayaydın, Türkiye açısında bir diğer sıkıntının da sadece işsizlerin, düzenli geliri olmayanların değil; çalışanların önemli bir kesiminin de yoksulluk eşiğinde yer alması olduğunu söyledi.
Ayaydın, anayasada özel hükümler ithaf edilen ve pozitif ayrımcılık öngörülen kadınların, toplumda hak ettiği yerden çok uzakta olduğunu ifade etti. Pozitif ayrımcılık öngörülen bir diğer toplumsal kesimin ise engelli vatandaşlar olduğunu belirten Ayaydın, kamuda engelli vatandaşların istihdam edilmesi gereken 31 bin kadronun, yıllardır boş tutulduğunu söyledi. Ayaydın, ''Öyle anlaşılıyor ki, engelli alımına ilişkin yaklaşım, dostlar alışverişte görsünden başka bir şey değildir'' dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, kadının toplumsal ve ekonomik yaşama katılımı, kadın bedeni üzerinden siyasetin, kadına yönelik şiddeti beslediğini, bakanlığın bu alanda ciddi çalışma yürütmesi gerektiğini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üç çocuk politikasını doğru bulmadığını ifade eden Sarı, 3 çocuk ile kadının iş hayatına girmesinde çelişki bulunduğunu söyledi. Kadın bedeni üzerinden siyasetin doğru olmadığını dile getiren Sarı, ''Kürtaja ilişkin tartışmalar gündemi meşgul etti. Kadına yönelik şiddet nereden besleniyor? Bataklık-sivrisinek ilişkisi var'' görüşünü dile getirdi.
'Yönetmelik on gün içinde imzalanacak'
Bakan Fatma Şahin, bakanlığın bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Şehit aileleriyle ilgili bir soru üzerine Bakan Şahin, ikinci istihdam için İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'ne 7 bin 481 başvurunun geldiğini bildirdi. Konuyla ilgili yönetmeliğin on gün içinde imzalanacağını açıklayan Şahin, bunun ardından başvuruların hızlı şekilde cevaplanacağını ifade etti.
'Tenis Turnuvası'nda propagandaya ihtiyacımız yoktu'
İstanbul'daki tenis turnuvasındaki protestoyla ilgili bir soru üzerine de Şahin, uluslararası arenada siyaset yapmanın doğru olmadığına inandığını söyledi. Şahin, şöyle konuştu: ''Ben niye oradaydım? Çünkü benim eşim on yıllardır tenis oynar ve tam bir tenis severdir. Bana dedi ki 'Çok büyük bir müsabaka bu, ben bu turnuvayı İstanbul'da canlı izlemek istiyorum'. Aile Bakanı'yım ve eşimi yalnız bırakmama gibi üzerimde bir sorumluluk vardı ve kadınlar orada oynuyordu. Ben de açıkçası merak ettim. Asla gideyim, 'Orada kupa vereyim, konuşayım', aklımın ucundan bile geçmedi bütün samimiyetimle söyleyeyim. Sonra Federasyon Başkanı'na yer ayırttık. 'Buraya gelmişken kupayı verebilir misiniz?' dediler. Ben de 'böyle bir gelenek varsa verelim' dedim. Herhalde böyle birşey yaşayacağımı düşünmedim ama çok hassas olduğum için böyle söyledim. Bana dediler ki geçen yıl Dünya Voleybol Şampiyonluğu'nun yapıldığı ülkede Başbakan Yardımcısı kupayı verdi ve bir bakan da çiçek verdi...'Tamam verelim o zaman' dedim.''
Bakan Şahin, konuşma yapmasına gerek olup olmadığını da sorduğunu ve Tenis Federasyonu Başkanlığı'nın, ''2020 bizim için çok önemli. Şu an dünyaya bağlanıyoruz ve sizden istediğimiz 2020'ye hazır olduğumuzu seyirciyle paylaşmanız'' şeklinde vurgu yapmasının istendiğini ifade ederek, ''Dikkat ederseniz konuşmamda da yalnızca şunu söyledim: '2020'ye hazırız.' Beni yuhalayan seyircilere teşekkür ettim. O yüzden birbirimizi anlamamız ve birbirimizi hoşgörmemiz lazım. Aslında demokratik olgunluk da buradan geçiyor'' dedi. Bakan Şahin, turnuvada propaganda yapmaya ihtiyacı olmadığını da vurguladı.
Eş durumu tayinleri
Soru üzerine, 2012 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bakanlığına naklen 9 personelin atandığını bildiren Şahin, ''Herhalde en az personel ataması aldığımız bölümdü'' dedi.
Bakan Şahin, eş durumu tayinleriyle ilgili bir soruyu şu sözlerle yanıtladı: ''Aile Bakanı olarak eşlerin birleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığı da bütün 74 milyonun eğitimini nasıl rantabl yapabilirim şeklinde baktığı için böyle bir farklı bakış açımız var. Yani ben Milli Eğitim Bakanımızın baktığı yerden bakamam çünkü ben Aile Bakanı'yım. O yüzden biz mümkün olduğu kadar bize gelen taleplerde eğer öğretmenlerin yaşadığı sorunlarda farklı illerdeyse, kendi bakanlığımızda da böyle bir ihtiyaç varsa bunları birleştirecek şekilde kendi bakanlığımıza aldık. Çok sayıda öğretmen arkadaşımızı aileler birleşsin diye. Bunu çok önemsiyoruz ama temelde de bu işin Milli Eğitim Bakanımız da çok daha net açıklayacaktır. Hem aile bütünlüğünü koruyacak alternatifler üretmemiz hem de eğitim ihtiyacını çözecek şekilde yapılandırılmasına inanıyorum.''
'İntihar girişimlerinin önlenmesi için çalışıyoruz'
Bakan Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''dindar gençlik''le ilgili sözlerine ilişkin bir soru üzerine, Başbakan konuyla ilgili gerekli açıklamaları yaptığını ifade etti. Bu konuyla ilgili çok fazla polemiğe girmek istemediğini söyleyen Şahin, şöyle konuştu: ''Ama şu önemli ki bu değerler kaybedildiği zaman risklerin arttığı ve sorunların çoğaldığı kesin. Ama Sayın Başbakanımızın dindar gençlikle ilgili söylediği, 'hem dünyayı dolaşan, bilgiye ve teknolojiye ulaşmış, akademik olarak başarısını ispatlamış hem de milli ve manevi değerlere sahip 'Türkiye gençliği' olduğunu çok net ifade etti. Bunlara ulaşmak için yapılan çalışmalar önemli. Çünkü tinerci gençlik çalışmalarında çok farklı sorunlar olduğunu görüyoruz. Bunun için tek bir bakışla sorunu çözmenin doğru olmadığını düşünüyorum.''
İntiharların önlenmesi için çalışmalarının bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Bakan Şahin, Türkiye'deki intihar girişim oranlarının Avrupa ülkelerine göre düşük olduğunu ancak bunların nedenlerinin araştırılması gerektiğini söyledi. İntihar girişimlerinin önlenmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığı ile bir çalışma yaptıklarını belirten Şahin, çalışmanın Adıyaman, Ardahan ve Sakarya illerinde pilot olarak uygulandığını anlattı.
'Afyon'daki şehit yakınlarına gerekli desteği vereceğiz'
Bakan Şahin, Afyon'daki patlamada yaşamını yitirenlere 'doğal afet şehidi' sayılmasına ilişkin soruyu yanıtlarken de buradaki istihdam hakkıyla ilgili eksiklikler konusunda Milli Savunma Bakanlığı'nın yeni çalışmasını beklediklerini dile getirdi. Ailelerin acısını paylaştıklarını ifade eden Şahin, ''Yeni bir vakayla karşı karşıya kaldığımız için gerekli çalışmayı hızlı şekilde yapacağız. Geribildirim bekliyoruz ve gerekli desteği vereceğiz'' diye konuştu. Bakanlığın tüm birimlerinin hizmet vereceği yeni bakanlık binasıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Şahin, 7 ayrı binada görev yapan bin 400 kişinin çalıştığı yeni binanın maliyette daha avantajlı olduğunu vurguladı.
Kadına yönelik şiddette sorunun kabul edildiği bir dönemin yaşandığını belirten Şahin, bu yüzden de şiddette izafi bir artış var gibi göründüğünü söyledi. Kadına yönelik şiddetle ilgili bazı rakamları da aktaran Şahin, kadına yönelik şiddetle mücadele yasasının çıkarılmasının ardından 29 bin erkeğe evden uzaklaştırma kararı verildiğini ve bu süreçte 4 bin 48 kadının da koruma altına alındığını sözlerine ekledi. Bakan Şahin'in konuşmasının ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bütçesi komisyonda kabul edildi.
Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesinin görüşmelerine başlandı
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Savunma Bakanlığı'nın 2013 Yılı Bütçesi üzerinde sunum yapan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, savunma faaliyetlerinin yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri'nin destek verdiği uluslararası görevler, Türkiye'nin askeri alanda imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve savunma sanayi faaliyetlerine ilişkin bilgiler verdi.
Yılmaz, Türkiye'nin, günümüz tehditleri ile mücadelede gelişen her yeni durum karşısında, milli menfaatlerin korunması doğrultusunda uygun politikalara yönlenerek ve milli güç unsurlarını etkin şekilde kullanarak küresel ortamdaki etkinliğini artırdığını, bölgesel inisiyatif sahibi ülke konumunu güçlendirdiğini söyledi.
Türkiye'nin, ulusal bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğü ve ulusal çıkarlarını korurken müttefiklerine karşı uluslararası yükümlülüklerini de yerine getirdiğine işaret eden Yılmaz, bu doğrultuda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında Lübnan ve Sudan'da, NATO kapsamında Kosova ve Afganistan'da, Avrupa Birliği şemsiyesi altında da Bosna-Hersek'te yürütülen barışı destekleme görevleri ile Karadeniz İşbirliği Görev Grubu faaliyetlerine iştirak ettiğini anlattı.
Yılmaz, diğer ülkelerle askeri ikili ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdiklerini, bugüne kadar 64 ülke ile askeri alanda eğitim, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması, 46 ülke ile savunma sanayi işbirliği anlaşması, 52 ülke ile de askeri eğitim ve işbirliği anlaşması imzalandığını ifade etti.
Askere alma faaliyetlerinde de vatandaşlara kolaylık sağlayacak bazı yasal değişiklikler yaptıklarını belirten Yılmaz, bedelli askerlik uygulamasından 30 yaşından gün alan yaklaşık 70 bin kişinin faydalandığını anımsattı.
Yılmaz, hudut birliklerinin yeni ve güvenli tesislere kavuşturulması amacıyla başlatılan çalışmaların hızla devam ettiğine dikkati çekerek, ''Ağrı, Iğdır, Hatay ve Van illerinde toplam 118 hudut birlik tesisi inşa edilmesi planlanmış, bunlardan 34'ü tamamlanmıştır. 54 tesisin inşa faaliyetleri, 30 tesisin ise proje ve ihale çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca, 172 müstakil gözetleme kulesi ile bin 23 kilometre hudut yolunun inşası büyük ölçüde tamamlanmıştır'' dedi.
'Savunma ihtiyaçlarının çoğu yurt içinden karşılanıyor'
Bakan Yılmaz, ulusal savunma sanayinin bir ülkenin güvenliği ve bağımsızlığı için büyük öneme sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin, karşı karşıya bulunduğu tehditler dikkate alındığında yüksek teknoloji içeren savunma ihtiyaçlarının karşılanmasında yurtiçi kaynakların kullanılması hayati önem arz etmektedir. 2011 yılı verileriyle, savunma ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı yüzde 54'lere ulaşmıştır. Toplam savunma ve havacılık sektör cirosu bir önceki yıla göre yüzde 18 artışla 4 milyar 380 milyon ABD dolarını bulmuştur. Toplam savunma ve havacılık ihracatı 1 milyar 90 milyon ABD dolarına ulaşmıştır.''
Sunumunda, yerli savunma sanayi projelerine de değinen Yılmaz, ilk Altay Milli Tankı prototipinin üretiminin yapıldığını, tankın bin 766 kilometreyi aşkın muhtelif testi gerçekleştirdiğini söyledi. Yılmaz, atışlı test prototipinin üretim faaliyetlerinin bu yıl Kasım ayı ortasında tamamlanmasının ardından Aralık ayında atışlı testlere başlanılacağını bildirdi.
Yılmaz, mayına karşı korumalı araç (Kirpi) projesi kapsamında, 2011'den itibaren 273 aracın teslimatının yapıldığını, Milgem projesi kapsamında Türk tersanelerinde yapılan Büyükada gemisinin de 2013 yılı Eylül ayında Deniz Kuvvetleri'ne teslim edileceğini kaydetti. Üretilen 3 ATAK helikopterinin testlerinin sürdüğünü ifade eden Yılmaz, bu yıl sonuna kadar helikopterlerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edileceğini söyledi.
'Bir karakol düşünün ki'
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, AKP'nin, terörle mücadelenin, teröristle mücadeleden başladığını bilmediğini savundu. BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması gerektiğini, bunun Hükümet'in görevi olduğunu söyledi. Kurt, bakanlığa bütçeden sağlanan ödeneğin fazla olduğunu öne sürdü.
Kurt, komisyon üyeleri içinde en fazla askerle yüz yüze gelen, sıkıntılarına tanıklık eden milletvekili olduğunu ifade ederek, bu yaz, Yüksekova'da sınır boyu karakollarında er, erbaş ve rütbeli subaylarla sohbet ettiğini, çaylarını içtiğini, sıkıntılarını dinlediğini söyledi.
Hiç kimsenin bulunduğu yerden ve psikolojinden memnun olmadığını ileri süren Kurt, ''Bir karakol düşünün ki, insanlar günde yarım saat bile güneş görmüyor'' dedi.
Kurt, bakanlığın açıklamasına göre, son 10 yılda 934 intihar vakasının olduğunu, intihar edenlerin, çatışmalarda yaşamını yitirenlerden daha fazla olduğunu vurguladı. Kurt, bu sendromun başlangıcının işareti olduğunu belirterek, siyasetçilerin bu konunun ve nedenlerinin üzerine eğilmesi gerektiğini kaydetti. Kurt, sadece sivilin değil, askerlerin de ölmemesi gerektiğini ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, yurt savunmasına yönelik yeniden yapılanmanın hayata geçirilemediğini, bu konuda geç kalındığını ileri sürdü. Ayaydın, Türkiye'nin, iç ve dış dinamikler nedeniyle bu yenilenmeye, reforma en çok ihtiyaç duyan ülkelerin başında geldiğini anlattı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türkiye'nin gözbebeği olduğunu dile getiren Ayaydın, ''Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının moral ve şevkini bozacak hareketlerden kaçınmak ortak arzumuz olmalıdır. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, rütbeleri ne olursa olsun demokrasimizi askıya alacak her türlü hareketlerden uzak durmaları gerektiği asli görevleri olmalıdır'' diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, insansız hava araçlarıyla ilgili İsrail ile yapılan anlaşmada İsrail'in ne kadar kazandığını sordu. Çam, ''Önce insansız hava araçları satın almak için para ödüyorsunuz sonra da milyonlarca dolar verip aynı araçları kiralıyorsunuz. İsrail'e para musluğu bağlamaya yemin mi ettiniz?'' dedi.
AKP'nin, ülkeye halktan ve Meclis'ten habersiz bir ateş gömleği giydirdiğini iddia eden Çam, ''Suriye ile çıkacak bir savaşta anneler Türkçe, Kürtçe, Arapça ağıt yakacaklar. Ama kimileri zafer çığlıklarını İngilizce ve İbranice atacaklar'' diye konuştu.