"Milletten saklayacak neyiniz var?''

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Bugün Türkiye'de PKK'nın istekleri doğrultusunda anayasa masaya yatırılmıştır. Bir saat 40 dakika ne konuştunuz, açıklayın. Milletten saklayacak neyiniz var?'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Vural, Meclis'te gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün il başkanları toplantısındaki konuşmasında, ''Muhalefetin anayasa oylamalarında kabinlere gitmediğini'' söylediğini belirtti. Vural, ''MHP, 69 milletvekili ile değişikliklerin bugün yapılan kirli, pis pazarlıklara nasıl kapı aralayacağını öngörerek 'hayır' demiştir. Bu, ikiyüzlü siyasetin tipik bir örneği'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın bir televizyon programında ''Hayır diyenler darbeci midir?'' sorusu üzerine söylediği ''Bana göre darbe anayasasını savunduklarına göre darbecidir'' bölümünü dinleten Vural, ''Kim bölücü, kim ayrımcı, elinizi vicdanınıza koyun. Milletin bir kesimini diğerine karşı kışkırtan bir siyaset ayrımcı, bölücü değil mi?'' diye sordu.
Vural, ''Anayasa değişikliğinde MHP'nin sana uzattığı eli niye tutmadın? Şimdi 'yeni anayasada uzlaşma arayacağız' diyor. Bundan daha iki yüzlü bir siyaset anlayışı olabilir mi? Biz yeni dönemde yapalım dedik, o zaman karşı çıktı şimdi bunu söylüyor. Zeytinyağı, sabun gibi ele avuca sığmaz, istediği yerde istediği şeyi söylüyor''
dedi.
 

''Bir saat 40 dakika geyik muhabbet mi yaptınız?''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, BDP'li yöneticiler ile görüşmesine değinen Vural, şunları kaydetti:
''AKP, BDP ve PKK troykasının nasıl bir rol paylaşımı yaptığını ifade etmiştik. Bugün bu ortaklar ortaya çıkmıştır. Bugün Türkiye'de PKK'nın istekleri doğrultusunda anayasa masaya yatırılmıştır. Bir saat 40 dakika ne konuştunuz, açıklayın. Milletten saklayacak neyiniz var? Ellerine alıyorlar 'saklı notlar gözükmesin...' milletten sakladığınız ne var? Doğru bir iş yapıyorsanız söyleyin. Bir saat 40 dakika geyik muhabbeti mi yaptınız? Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapısı ve kimliği bu görüşme masasının malzemesi olmuştur.

Bugün PKK bir terör örgütü olmaktan ziyade belli bir siyasi parti gibi muhatap alınmıştır. 'Devlet İmralı'da masaya oturdu' diye manşetler atılıyor ey Başbakan. Hükümlülerin kiminle, ne zaman görüşeceği yönetmelikle belirlenmiştir ve sınırlandırılmıştır. Ya avukatlarıyla ya da birinci derecede yakınlarıyla görüşürüz. Bugün görüşenler kim? Kimin izniyle gidiyor. Burada siyasi irade olmadan kim görüşebilir? Başbakan 'biz PKK ile görüşmeyiz' diyor. Görüşüyorsunuz işte. Yol haritası ellerinde, nitelikli çalışmalar yapılıyor. Artık Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaderi milletin iradesiyle ortaya çıkmış rakımlı tepelerde değil, maalesef İmralı'yla koordinasyon içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devletine bir yol haritası çizilmek isteniyor. Utanç verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Bugün PKK ile pazarlık yapılmaktadır. PKK'nın siyasallaşması için adımlar atılması istenmektedir.

İmralı'da Başbakan'ın bilgisi dahilinde görüşmeler yapılıyor. Mertsen çık söyle; 'benim bilgim yok' de. Habur'dan önce de bilgin vardı şimdi de bilgin var.''
 

ANAYASAYI MİLLET YAPAR-

Dün yapılan görüşmenin amacının ''terörle müzakere' olduğunu savunan Vural, ''Dün Cemil Çiçek 'yeteri kadar kan döküldü' diyor. Sanki kan davası güden iki taraf var da böyle söylüyor. Devletin kendi birliğini, bütünlüğünü korumak, kendi vatandaşlarını korumak için terörle mücadele etmesi ne zamandan beri kan dökmek siyaseti olarak algılanıyor. Utanç verici bir ifadedir'' dedi.

Türkiye Cumhuriyet devletinin kuruluş felsefesi, milli ve manevi değerleri, üniter yapısının ''pazarlık meselesi olarak ortaya çıktığını'' ileri süren Vural, ''PKK terör örgütünün siyasal talepleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti devletine anayasa dayatılamaz. Bu anayasa milletin anayasasıdır. Bu anayasayı millet yapar. Darbe anayasasına ne kadar karşıysak silahlı terör örgütünün dayattığı anayasaya da bu millet karşı çıkmasını elbet bilecektir'' diye konuştu.