Mide kanserinde bakteriye dikkat

Toplumun yüzde 90’ında olduğu tahmin edilen Helicobacter Pylori, mide kanseri riskini arttırıyor. Prof. Mercan “Bardak, çatal gibi kişisel malzemeleri sirkeli suda bekletin. Bu bakteriye karşı korunmada hijyen çok önemli” dedi.

SİBEL BAHÇETEPE

Mide kanseri en sık görülen kanserler içerisinde dördüncü sırada yer alıyor. Uzmanlar, genellikle çok tuzlu beslenme, tütsülenmiş balık, çiğ et yenmesi durumunda hastalığın ortaya çıkabileceğini belirterek Helicobacter Pylori’ye (HP) dikkat çekiyor ve ekliyorlar: “HP, genellikle midede yaşayan bir bakteri çeşididir ve mide kanseri riskinin, sağlıklı insanlara göre yaklaşık üç kat artmasına neden olur. Toplumun yüzde 90’ında olduğu tahmin edilen bu bakteriden korunmanın tek yolu hijyen.” Mide kanseri hızlı seyreden ve yayılan bir kanser türü. Mide kanserine dünyanın her bölgesinde rastlanıyor ancak bazı bölgelerde daha sık. Japonya, Malezya, Şili, İzlanda bu bölgelerden bazıları arasında geliyor. Beslenme alışkanlığında tuzlu ve tütsülenmiş yiyeceklerin yer alması nedeniyle mide kanserinin özellikle Japonya’da yüksek olduğu biliniyor.

Kilo kaybına dikkat

Yeniyüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Mercan, ülkemizde her yıl 20-25 bin kadar mide kanseri vakasına rastlandığını belirterek, genellikle orta yaş üstünde görülen hastalığın ciddi kilo kaybına yol açtığını söyledi. Mercan, hastalık belirtilerini şöyle sıraladı: “Mide bölgesinde ağrı, yanma, iştahsızlık, kilo kaybı, mide kanaması gibi belirtileri var. Orta yaş üstünde bir insanda bir iki ayda 8-10 kilo gibi bir kayıp olduğunda hekime müracaat edilmeli. Onun dışında biz kim olursa olsun, 7 yaşındakine de 70 yaşındakine de midem ağrıyor dediğinde endoskopi yaparız. Bu işlem 3 dakikalık bir işlemdir. İnsanlar genellikle bu işlemden korkuyorlar ama çok rahat yapılmaktadır. İşlem öncesi hastayı biraz uyutan ilaçlar veriyoruz. Peşinden kısa sürede bu işlem yapılıyor. ” Mercan, mide kanserine neden olan risk faktörleri arasında tütsülenmiş et, balık ve aşırı tuz tüketimi gibi faktörlerin geldiğini anlattı.

Verem gibi bulaşıcı

Helicobacter Pylori bakterisine de dikkat çeken Mercan, “Bu bakteri asite dirençli. Önceleri mide ülserine yol açıyor diye biliniyordu. Ama son zamanlarda mide kanserine de sebep olduğu biliniyor. Toplumun yüzde 90’ında bu bakteri var ve verem gibi de bulaşıcı. Bardaktan bile geçer. Onun için bulaşıkları bir süre elma sirkesine yatırmakta yarar var. Tespit edilince endoskopi ile ikili antibiyotik ile tedavi etmeye çalışıyoruz. Onun için insanların zaman zaman salatalarında sirke kullanmalarında, hatta bir miktar elma sirkesi içmesinde fayda var. Bütün dünyada bu bakteri yaygın” diye konuştu. Hastalığın nadir de olsa gençlerde de görülebileceğini anlatan Prof. Mercan, genetik faktörlerin de etkisine değindi. Aşırı stres, üzüntü, sıkıntı gibi durumların da hastalıkta etkisinin olabileceğini anlatan Mercan, sigara ve alkol kullanımının da etkisinin olduğunu kaydetti.

Kapalı cerrahi yöntemi

Prof. Mercan, eskiden yalnız kemoterapik ilaçlarla tedavi yapılırken günümüzde onkoloji tedavilerin de oldukça ilerlediğini vurguladı ve tedaviye ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Mide kanserinden şüphelenirsek endoskopi yapar, ardından tomografi ve MR çekerek evreyi tayin ederiz. Evre 1, 2 ve 3’te yakalanan tümörlerde cerrahi seçeneğimiz bulunuyor. Ama evre 4 olunca genellikle şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Tümör başka bir organa, genellikle de karaciğere sıçrayabiliyor. Bu gibi durumlarda öncelikle kemoterapi gibi onkolojik tedavi yaptırarak tümörü küçültmeyi hedefliyoruz. Çünkü midedeki kanser, midede büyüyerek hastanın yaşamını sonlandırmaz. Hayati bir organa sıçrar; karaciğer, akciğer, beyin gibi.. Orada fonksiyon bozukluğuna yol açarsa hasta yaşamını yitirir. Onun için bu evreye getirmemek önemli. Biz her midesi ağrıyana endoskopi yapıyoruz. Çünkü bin hastada bir tanesini erkenden yakalarsak ciddi hastanın yaşamını kurtarmış olacağız. 1991’den bu yana mide kanserinde kapalı ameliyat tekniği kullanılıyor. Ama her vakada laparoskopik (kapalı cerrahi) yöntem yapılacak diye bir şey yok. Seçici davranmak gerek. Vakanın uygunlugu önemli. Evre 1 ve 2’de laparoskopik yöntem kullanılır. Bazen midenin tamamını çıkarmadan da sonuç alıyoruz. Midesi alınan hastanın yaşam kalitesinde düşüş olmuyor. Yalnız eskisi kadar mide cebi olmadığı için bol yiyemiyor. Azar azar günde 3 öğün yediğini 7-8 öğünde azar azar yemesi gerekiyor.”