MHP'li Vural'dan 'İzmir' ve 'Talabani' tepkisi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP'li Hüseyin Çelik'in İzmir'le ilgili sözlerini 'misliyle iade ettiği'ni belirterek, "Sen kim oluyorsun da İzmir'e İzmirliye hakaret ediyorsun. İzmirliden özür dilemeye davet ediyorum" diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. İzmir milletvekili olarak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in İzmir ve İzmirliler hakkındaki sözlerini "misliyle iade ettiği'ni ifade eden Vural, Çelik'i aynı zamanda İzmirlilerden özür dilemeye de çağırdı. Vural "Sen kim oluyorsun da İzmirlilere hakaret ediyorsun. Hangi partiye oy verirse versin İzmir seçmeni bu hakareti kabul edemez. Bu hakaretin bedeli elbette ödenecek.İzmirli bu ülkenin birlik ve bütünlüğü için değil elini kafasını taşın sokmuştur. İzmir'e hakaret sizin haddinize değil.Hüseyin Çelik'e İzmir adına uyarı yapmak istiyorum" diye konuştu. Karşıyaka Spor Kulübü'ne Güney Kıbrıs'ta yapılan saldırıyı ve Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın "Adada 74 ruhu hakim" şeklindeki sözlerini değerlendiren Vural, "Ada dediğin neresi hemşerim. Niye Rum kesimi diyemiyorsun. KKTC'de böyle bir irade var mı? Niye oraya sahip çıkmıyorsun" dedi.
 

Talabani'ye tepki

Demokratik özerklik ve iki dil tartışmalarını da değerlendiren Vural, gelinen noktanın AKP açılımının kimlere cesaret verdiğini gösteren ibretlik bir nokta olduğunu söyledi. Tartışmaların AKP'nin açılım politikalarının eseri olduğunu vurgulayan Vural, Başbakan Erdoğan'ın suskun kalmasını ise "dut yemiş bülbül gibi susmaya devam ediyor" sözleriyle değerlendirdi. AKP'li Ömer Çelik'in demokratik özerklikle ilgili 'suikast girişimi' şeklindeki ifadelerini hatırlatan Vural, "Bu suikastin planlayıcısı kim? Sizsiniz, açılım politikalarınızdır. Türk milletine yapılan bu suikastin azmettiricisi ve planlayıcısı noktasına gelmişlerdir" dedi. Başbakan'ın suskunluğunun 'bu süreci millete hazmettirmek' amacı taşıdığını da savunan Vural, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin bir televizyon kanalına verdiği röportajdaki sözlerini de hatırlattı. Talabani'nin 'AKP'nin teklifinin tarihi bir teklif olduğu ve PKK'nın kaçırmaması gerektiği' yönündeki sözlerini hatırlatan Vural "Ne teklifi bu? Haberimiz var mı? Türkiye Cumhuriyeti hükümeti teklif yapmış, kabul edin diyor. Ortada teklifler geziyor, haberimiz yok. Hep beraber soralım; 45 dakika Irak Cumhurbaşkanı ile ne konuştun? Hangi teklifi konuştun? Peşmerge reisi Cumhurbaşkanı olmuş 'hepimiz demokratik ve güvenli bir Türkiye görmek istiyoruz' diyor. Sen kimsin. Sevsinler senin demokrasini. Günde 15 kişi ölüyor. Oturup Türkiye'yi değerlendiriyor" diye konuştu. Basın toplantısında Kürtçe yer isimlerinin yer aldığı haritaları gösteren Vural "Başbakan ok yaydan çıktı diyor. Ok milleti vuruyor, kardeşliğimizi vuruyor" dedi.
 

"PKK sigara kaçakçılığından besleniyor"

Vural sigara kaçakçılığı ve PKK'ye aktarılan kaynak hakkında da bilgi veren Vural şöyle konuştu:

"20 katrilyonluk sigara piyasasının asgari yüzde 15'i kaçak. Türkiye'de yılda milyar dolara yakın bir kaynak maalesef illegal örgütlerin eline geçiyor. Kaçak sigaradan kaynaklanan vergi kaybı kimin cebinden çıkıyor? Milletin cebinden. Kimin cebine giriyor? Bu para PKK terör örgütü ve bugün Çırağan Sarayı'nda ağırladığı Talabani ve Barzani'nin güdümünde, eşliğinde kurulan illegal yapılanmalara gidiyor. Bu tablo, Dünya Sağlık Örgütünün hazırladığı raporlarda, her yerde yer almaktadır. Türkiye bu konuda ne tedbir aldı? Soruyorum."
 

"Türkiye davaya müdahil olmalı"

Gelinen noktada 1.5 milyar dolar vergi kaybı olduğunu, sigara kaçakçılığının giderek arttığını ve PKK'nin buradan beslendiğini belirten Vural, Karayılan'ın bile 'sigara işinde varız' dediğini hatırlattı. Vural Türkiye'nin, sigara kaçakçılığı konusunda uluslararası seviyede açtığı veya takip ettiği hiçbir dava olmadığını belirterek, bazı AB ülkelerinin ABD'de 2002 yılında açtığı davayı gündeme getirdi. Davayla ilgili belgeleri gösteren Vural, daha sonraki yıllarda başka AB ülkelerinin de davaya müdahil olduğunu ifade etti. Vural "Burada, sigara kaçakçığından elde edilen gelirin, PKK terör örgütüne nasıl gittiği, o zaman Saddam Hüseyin'in oğlunun ayda 1,5 milyon dolar bu sigara kaçakçılığından para aldığı, PKK terör örgütüne gitmesini sağladığı ifade ediliyor. Burada da kimin nerede, nasıl yaptığına ilişkin bir takım iddialar var. Süregelen bir tabloyla karşı karşıyayız" dedi. Vural Türkiye'nin davaya müdahil olması gerektiğini belirtti.
 

"Hem torba hem çorba yasa"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, torba tasarıdan "Haberal düzenlemesi"nin çıkarılmasına ilişkin bir soru üzerine "Her şeyden önce torba yasada ne işi var böyle bir konunun. Hükümet davalara müdahil olmakta, olmak istemektedir. Müdahil olmamalıdır. Bu hem torba hem çorba yasa oldu. Bu kadar kanun var. Hepsini buna koysunlar, el kaldırıp indirsinler. Senede bir gün görev icra edelim, olsun bitsin" diye konuştu.
 

"Bu nasıl asimillasyon?"

Vural bir başka soru üzerine Güneydoğu'da Kürtçe tabela kullanılmasını eleştirdi. Vural "Kürtçe konuşan kardeşlerimizle hiç alakası yok. Okuma yazması olmayan nasıl okuyacak, yazacak. Tezgaha yazmışlar nasıl okuyacak? Demek ki bu bireysel olarak okuma yazma işi değil, siyasal anlamda Türkçe'yi dışlayıp, o bölgenin insanlarını Türkçe dışında etnik kimliklere göre bir ayrıştırma ve bölme projesinin siyasal izdüşümüdür. Asimilasyon diyorlar, Türkçe bilmediğine göre bu insanlar bu nasıl asimilasyon" diye konuştu.